Çetinkaya: Yargı bağımsızlığına saygı, devlet kurumlarının görevidir
Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, yargı bağımsızlığına saygı göstermek ve
gözetmenin, bütün devlet kurum ve kuruluşlarının görevi olduğunu belirterek,
"Özellikle idare, mahkeme kararlarının yerine getirilmesinde isteksiz davranmamalı,
kararları şeklen değil özüne ve amacına uygun olarak gecikmeksizin yerine getirmelidir"
dedi.
Danıştay'ın kuruluşunun 137. yıldönümü dolayısıyla Türkiye ve Ortadoğu Amme
İdaresi Enstitüsü (TODAİE) Konferans Salonu'nda tören düzenlendi.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende,
Devlet Opera ve Balesi sanatçıları kısa bir konser verdi.
Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Vekili Sadık Yakut, Anayasa
Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Devlet Bakanı
ve Başbakan yardımcıları Abdüllatif Şener ve Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı
Güldal Akşit, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Nuri Ok, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, bazı askeri
mahkemelerin başkanları, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile hakim ve savcılar katıldı.
Bu arada, Yargıtay 1. Başkan Vekili Mehmet Handan Surlu, salonda kendisine
yer ayrılmadığı için töreni terk etti. Danıştay yetkilileri, Surlu'nun törene
geleceğini bildirmediği için kendisine yer ayrılmadığını ifade ettiler.
Törende açılış konuşmasını yapan Danıştay Başkanı Çetinkaya, 38 sayfadan oluşan
konuşma metnini özetleyerek okudu.
Çetinkaya, hukukun üstünlüğü esas olan devlette, kişinin vazgeçilmez hak ve
özgürlüklerinin güvence altına alındığını, yasama ve yürütme organının yetkilerinin
ise sınırlandırıldığını söyledi.
Hukukun üstünlüğünün egemen olması ve hukuk devleti ilkesinin işlerlik kazanabilmesi
için bu kavram ve değerlerin Anayasa ve yasalarda olduğunu kadar toplum bilincinde
de yer alması ve benimsenmesi gerektiğini anlatan Çetinkaya, "Yargı erkinin
yürütme ve yasama erkinden bağımsız, özgür ve güvenceli olması, her türlü baskıdan
ve siyasi müdahalelerden uzak çalışması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü
ilkesinin gerçekleştirilmesi yönünden temel zorunluluktur" diye konuştu.
Yargının, yasama ve yürütmenin üstün gücünü hukuk ile sınırlamak ve hukuka
aykırılıkları önlemek işlevini üstlendiğini vurgulayan Çetinkaya, devletin bütün
işlemlerinin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkili yolun, yargısal denetim
olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı'nın tek başına yapacağı işler ve Yüksek Askeri Şura kararlarının
da aralarında bulunduğu bazı kararların, yargı denetimi dışında bulunduğunu
anımsatan Çetinkaya, "Bu konuların yargı denetimi dışında bırakılmasının,
Cumhuriyetimizin hukuk devleti niteliği ile bağdaşmadığı kuşkusuzdur. Hak ve
özgürlük çağı olarak kabul edilen günümüzde gerek Anayasal gerekse yasal düzenlemelerle
yargı denetimi dışı bırakılan konular ayıklanmalı ve pozitif hukukumuzdan bir
an evvel çıkarılmalıdır" dedi.
Çetinkaya, bu konuya Anayasa değişikliği çalışmalarında yer verilmesini istedi.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİM TEMİNATI
Yargı bağımsızlığının, hukuk devletinin en belirgin özelliği ve kuvvetler ayrılığı
ilkesinin bir gereği olduğunu vurgulayan Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Yargı bağımsızlığına saygı göstermek ve gözetmek, bütün devlet kurum
ve kuruluşlarının görevidir. Yargı, bağımsız, yansız ve güvenceli değilse hak
ve özgürlükler tehlikeye düşer, hukukun üstünlüğü sağlanamaz.
Mahkemelerin bağımsızlığı, yargı erki olarak yasama ve yürütme organına karşı
bağımsızlığı ifade ederken, hakim ve savcı bağımsızlığı ise maddi ve manevi
baskı ve etki altında kalmadan, her türlü kaygıdan uzak, Anayasa'ya, kanuna
ve hukuka uygun olarak vicdani kanaat doğrultusunda karar verilmesi anlamını
taşır.
Hakimlik ve savcılık teminatı, yargıya tanınan bir ayrıcalık olmayıp, mahkemeye
başvuran yurttaşlar için kabul edilmiş bir güvencedir. Hakimlik ve savcılık
teminatı bir dokunulmazlık da değildir."
EVRENSEL İLKELER
Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatının sağlanması bakımından Anayasa
ve yasalarda yer alan düzenlemelerin yeterli olmadığını belirten Çetinkaya,
bunun temini için hakimlik ve savcılık mesleği ve yetkili karar organları ile
ilgili maddelerin yeniden ele alınması ve evrensel ilkelerin iç hukuka taşınması
gerektiğini kaydetti.
Çetinkaya, Adalet Bakanlığı emrinde çalışan bir müfettişin hakim ve savcılar
üzerinde söz sahibi olmasının, yargı bağımsızlığı ve hakim teminatıyla bağdaşmadığını
belirtti.
Yargı organlarının bağımsızlığının, kararlarına saygıyı gerekli kıldığını ifade
eden Çetinkaya, "Özellikle idare, mahkeme kararlarının yerine getirilmesinde
isteksiz davranmamalı, kararları şeklen değil özüne ve amacına uygun olarak
gecikmeksizin yerine getirmelidir" diye konuştu.
Yargı organlarının bağımsızlığının sağlanmasında, basın ve medya kuruluşlarının
da içinde yer aldığı üçüncü kişilere de önemli görevler düştüğünü kaydeden Çetinkaya,
basının, yargı mercilerinin önünde bulunan veya yargıya intikal edecek konularda
doğru ve tarafsız haber vermesi, kişileri hedef alarak kitleleri yönlendirmeye
çalışmaması gerektiğini söyledi.
Çetinkaya, her türlü olumsuzluğa rağmen bağımsız Türk adaletinin insanlar için
en büyük teminat olduğu gerçeğinin, hiç bir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğine
işaret etti.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşum şekli görev ve yetkilerinin çoğu
kez tartışma ve eleştiri konusu olduğunu ifade eden Çetinkaya, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun yargı mensuplarının beklentilerine cevap verecek şekilde yapılandırılması,
görev ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesi konusundaki geçmiş yıllarda da dile
getirdiğini görüş ve önerilerini yineledi.
Çetinkaya, kurulun yapısının gecikmeksizin değiştirilmesini, Yargıtay ve Danıştay
üyelerinin, yüksek yargı organlarının genel kurullarınca seçilmesini istedi.
Çetinkaya, "AB normlarına ulaşmak için uyum yasalarını büyük bir özveri
ile çıkaran TBMM ve hükümetin, yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatı yönünden
de önem arz eden bu konulara Anayasa değişiklikleri sırasında yer vermesini
bekliyoruz" dedi.
DANIŞTAY'IN İDARİ YÖNÜ ZAYIFLATILIYOR
Danıştay'ın idari yönünün her geçen gün Anayasa ve yasalarda yapılan değişikliklerle
zayıflatıldığını, mevzuatta yer alan ancak işletilmesi idarenin inisiyatifinde
bulunan başvuru yollarının çoğu zaman kullanılmadığını hatta çoğu zaman yok
sayıldığını ifade eden Çetinkaya, kanun tasarı ve tekliflerinin düşünce bildirilmek
üzere Danıştay'a gönderilmesi yolunun, Danıştay'ın en eski ve en önemli idari
işlevlerinden birisi olmasına karşın uzun zamandır kullanılmadığını söyledi.
Çetinkaya, Danıştay'ın bu görevinin yürütme, yasama organı karşısında bağlayıcı
bir yönünün bulunmadığını, "istişari bir nitelik" arz ettiğini ifade
etti.