Emniyet amirinden akademik tespit: Diyarbakır'daki şiddetin nedeni kapalı toplum

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Aralık 2011 13:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır'da silah ve bıçakla işlenen şiddet suçlarını doktora tezinin konusu yapan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ndeki görevli Emniyet Amiri Murat Gök, şiddet suçlarının aşiret türü kapalı toplum yapısından kaynaklandığı tespitine vardı.Diyarbakır şehir merkezinde faili belli kasten öldürme ve kasten yaralama olaylarından 40'ını ele alan Gök, suçun hangi nedenle işlenmiş olduğu, bir anlık kendini kaybetme sonucu mu işlendiği yoksa geçmişe ait bir nedeninin olup olmadığı, olaya karışanların aynı aileden olma oranı, olayın işlenme saati, şüphelilerin kaç kişi oldukları ve suçun hangi alet kullanılarak işlendiği sorularına cevap aradı. Yapılan bilimsel çalışmada, olayların çoğunda birden fazla kişinin bulunduğu (ortalama şüpheli sayısı 3'ün üzerinde) ve bu kişilerin çoğunun aynı aile bireylerinden oluştuğu ortaya çıktı. Olaylara karışanların aynı aileden olma oranı ise yüzde 47 gibi ilginç bir durumla karşılaşıldı, her olaya karışanların yarısı aynı aileye, aşirete mensup kişilerin olduğu tespit edildi. Gök, buradan yola çıkarak, "Genel olarak şiddet suçlarının aşiret tarzı olan Diyarbakır'daki kapalı aile içi iletişim tarzından ve dışarı açılamamalarından kaynaklandığı düşünülmektedir." tespitinde bulundu.

"ŞİDDET EN ÇOK ANİ GELİŞEN OLAYLARDA YAŞANIYOR"

Diyarbakır Polis Meslek Yüksekokulu'nun çıkardığı Diyarakademik dergisinde yayınlanan doktora tezinde, Diyarbakır'da en çok ani gelişen olaylar sonucu yaralı veya da ölüm vakalarının ortaya çıktığına dikkat çekildi. Emniyet Amiri Gök, tespitlerini şu şekilde dile getirdi: "İşlenen 40 suçtan 4 tanesinin kan davası, 3 tanesinin kıskançlık, 2 tanesinin namus, 18 tanesinin bir anda gelişen, 6 tanesinin planlanan kavga ve 7 tanesinin de alacak-verecek konusu saikiyle işlendiği belirlenmiştir. Seçilen olayların çoğunda birden fazla kişi bulunduğu (ortalama şüpheli sayısı 3 ün üzerinde 3.27'dir) ve bu kişilerin çoğunun aynı aile bireylerinden oluştuğu görülmektedir. Aynı aileden olma oranı yüzde 47'dir. Oldukça ilginç olan bu istatistiğe göre, nerede ise her olayda olaya karışanların yarısı aynı aileye aşirete mensuptur."

"BİRLİKTE SUÇ İŞLEME KAPALI TOPLUM YAPISINDAN KAYNAKLANIYOR"

Bu tarz iletişimin içinde olan insanların dışarı açılarak, Türkiye'deki diğer insanların veya dünyanın diğer yerlerindeki değerlerle tanışabilmeleri halinde, iletişim sorunu yaşanmayacağını belirten Gök, "Elde edilen veriler de kapalı toplum bireylerinin birlikte suç işleyebildiğinin göstergesidir. Bu olaylar suçun zamanı, ne ile işlendiği ve suç zamanı gibi parametrelerle incelendiğinde Diyarbakır'da kapalı toplum iletişimi yanında hem silah hem bıçak taşıma kültürü bulunduğu görülmüştür. Kavgaların yüksek oranda olması ve kavgalarda silah ve bıçak kullanımının yaygın olduğu da tespit edilmiştir. Namus nedeniyle işlenen cinayetler olduğu görülmüştür. Kan davası nedeniyle işlenen cinayetlerin yaygın olduğu ve insanların kendi aile veya akraba-aşiret bireylerinin karıştığı olaylara destek vermek durumunda - zorunda hissettikleri için sebebi basit olsa bile sonu alınamayan kavgalara karışması sonucu yaralandığı-yaraladığı veya öldüğü-öldürdüğü görülmüştür." diye konuştu.

"SİLAH VE BIÇAK TAŞIMA KÜLTÜRÜ CİNAYETLE SONUÇLANAN YIKIMA GÖTÜRÜYOR"

Silah ve bıçak taşıma ve kullanma kültürünü nispeten kapalı toplumda yaşama ile birleşince cinayetle sonuçlanan yıkımlara götürdüğünü anlatan Gök, ateşli silah daha sonra ise kesici delici alet taşıma ve kullanmanın üzerinde durulması gereken önemli bir sorun olduğunu kaydetti. Gök, "İşlenen cinayetlerin bir ikisi hariç hepsi silahla veya bıçakla işlenmiştir. Buradan eğer cinayetleri işleyenler o anda bir silah veya bıçağa ulaşamamış olsalardı muhtemelen karşıdaki şahsı öldürebilmek veya yaralayabilmek için gerekli materyali bulamayacaklardı sonucunu çıkarabiliriz. O zaman o karşılaşmalarda tahminen en fazla darp suçu işlenebilecekti. Diyarbakır'da olayların anlık gelişmesi ikinci derecede önemli olarak değerlendirilmektedir. Meydana gelen kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarının neredeyse yarısı anlık gelişme ile işlenmiştir. Bir anlamda geçirilen ani cinnet hali sonrası gerçekleşmekte, adeta şiddet olayının olması başlaması için illa bir sebep gerekmemektedir." şeklinde konuştu.

"BAĞLAR VE SURİCİ İLÇESİNDE SUÇ İŞLEME KÜLTÜRÜ VAR"

"Diyarbakır'daki aşırı koruyucu aşiret tarzı iletişim, kişiyi ne tür suç işlerse İşlesin yine de devletin yaptırımından ve özellikle toplumdaki çevresinin yaptırımlarından koruyarak bir tür zırh oluşturmaktadır." tespitinde bulunan Emniyet Amiri Gök, Bağlar ve Suriçi'nde bir suç işleme kültürünün olduğunu kaydetti. Gök, "Burada silah taşıma ve bıçak taşıma kültürü vardır. Dolayısı ile bir kapalı toplumda yaşandığı için suç işleme öğrenilmektedir ve çocuklar ve gençler alt kültür içinde suçlu olarak yetişebilmektedir. Hatta Diyarbakır bu suç işleme kültürü ile Türkiye'deki diğer illere de suçlu transfer eden bir merkez haline gelmiş bulunmaktadır. Çocuklar suç alt kültürünün yani bıçağın, silahın, ani öfkenin veya geçmişe dayanan kin nedeniyle kavga etme kültürünün olduğu bir ortamda yetişmeseler; bu suçları öğrenmeyecek ve büyüdüklerinde bu suçları işlemeyeceklerdir. Kolluk kuvvetleri ruhsatlı taşınan ateşli silahların takibini çok sıkı yapmalı ve Diyarbakır'da oldukça yaygın olduğunu düşündüğümüz ruhsatsız taşınan silahlar konusunda ise çok daha hassas ve dikkatli çalışmalıdır. Ruhsatsız silaha ulaşma yolları tamamen tıkanmaya çalışılmalıdır. Birtakım düzenlemeler yaparak ateşli silah edinmek zorlaştırılmalıdır. Kanunen silah bulundurma ve taşıma yetkisini veren valilik ve kaymakamlıklar da bu yetkiyi verirken çok dikkatli davranmalıdır. Bölgede Milli Eğitim Bakanlığı'nca Diyarbakır'da görev yapan öğretmenlere iletişim kursları verilmeli ve bölgeye yapılan atamalarda konunun uzmanı öğretmenler atanmalıdır." ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber