Akdağ: Katı bir mecburi hizmet uygulaması yapmayı düşünmüyoruz
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçmişte olduğu gibi katı bir mecburi hizmet uygulaması
yapmayı düşünmediklerini belirterek, "Teşvik edilmiş, kolaylaştırılmış,
ücretlerin daha fazla ödendiği, en mahrum bölgelerde daha kısa süreli çalışmayla
gerçekleştirilebilecek bir yükümlülük gündeme gelebilir mi? Eğer ihtiyaçlarımızı
karşılayamazsak gelebilir" dedi.
Atatürk Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nde, "Hemşireler Günü" nedeniyle
düzenlenen töreninin ardından, çıkışta gazetecilerin sağlık personeline yönelik
zorunlu hizmet uygulamasına ilişkin sorularını yanıtlayan Bakan Akdağ, Türkiye'nin
hekim sayısının Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa bölgesiyle kıyaslandığında çok
yetersiz olduğuna dikkat çekti ve bu ülkelerin içinde Gürcistan, Arnavutluk
ve Ermenistan gibi ülkelerin de bulunduğunu vurguladı. Akdağ, "52 ülke
var ve biz hekim sayısı bakımından 52.'yiz" dedi.
Eleman temininde güçlük çekilen yöreler için sözleşmeli, çakılı personel uygulamasını
getirdikleri belirten Akdağ, bununla, hekim dışı sağlık personeli açısından
çok güzel bir başarı elde ettiklerini ifade etti. Bu bölgelere yaptığı ziyaret
sırasında, bu sağlık personelinin neredeyse ikiye katlandığını gördüğünü bildiren
Akdağ, "Büyük bir hevesle çalışıyorlar. Ücretleri de oldukça dolgun. Halkımıza
da çok güzel hizmet veriyorlar. Pratisyen hekim arkadaşlar için de bu uygulama
olumlu sonuçlar getirdi. Ama eksikler var. Tam arzuladığımız noktada hekim ihtiyacımızı
Doğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da, Orta Anadolu'nun kuzeyi, hatta Akdeniz'in
dağlık ilçelerinde istediğimiz oranda karşılayabilmiş değiliz" diye konuştu.
Akdağ, ülkede hekim açısından hem bir dengesiz dağılım hem de mutlak anlamda
hekim yetersizliği bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ben bunu konuştuğum zaman bazıları buna karşı çıktı. Ama ülkemizin geleceğini,
çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak hekim sayımızı artırıcı tedbirleri de
şimdiden almamız lazım. Bizim görevimiz Hükümet olarak, Sağlık Bakanı olarak
benim görevim vatandaşıma ihtiyacı olduğu yerde hekim istihdamı sağlamaktır.
Sözleşmeli, çakılı personel uygulaması ile uzman hekimlerimize 3.5 milyar liraya
yakın aylık, sabit maaş ödüyoruz. Bunun üzerine de döner sermaye katkı payları
ödüyoruz. Bu katkı payları bazın 3.5 milyarı da geçiyor. Bununla yeterince ihtiyaçlarımızı
karşılayamazsak başka tedbirler de almak zorundayız. Ama geçmişte olduğu gibi
katı bir mecburi hizmet uygulaması yapmayı düşünmüyoruz. Teşvik edilmiş, kolaylaştırılmış,
ücretlerin daha fazla ödendiği, en mahrum bölgelerde daha kısa süreli çalışmayla
gerçekleştirilebilecek bir yükümlülük gündeme gelebilir mi? Eğer ihtiyaçlarımızı
karşılayamazsak gelebilir. Ülkemizde savcılar, hakimler, kaymakamlar, öğretmenler,
hemşireler nasıl ki ülkenin her yöresinde çalışarak hizmet veriyorlarsa kuşkusuz
ki benim değerli meslektaşlarım da ihtiyaç olan bölgelerde çalışmaktan kaçınmayacaklardır."
Bakan Akdağ, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) terör örgütü elebaşı
Abdullah Öcalan'ın adil yargılanmadığına yönelik kararına ilişkin ise, bir değerlendirmede
bulunmadı.