Öğrenim kredilerine yönelik icra takipleri durdurulsun
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar Kurumu'nun öğrenim kredilerinin geri ödenmesine yönelik olarak başlattığı icra takiplerinin acilen durdurulmasını ve söz konusu borçların yeniden yapılandırılmasını teklif etti.
Bilindiği gibi yüksek öğrenimleri sırasında Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar Kurumu tarafından kendilerine öğrenim kredisi verilenlerden söz konusu kredinin geri ödemelerini zamanında gerçekleştirmeyen veya henüz bir istihdam edilememeleri nedeniyle kredi taksitlerini ödeyemeyenlere yönelik olarak Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu tarafından kapsamlı bir icra takibi uygulaması başlatılmıştır.
Geri ödemeye konu kredilerin ana parasının yüksek olmamasına karşın Devlet İstatistik Enstitüsü toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında anaparaya uygulanan faiz oranından kaynaklanan miktarların anaparaya ilave edilmesiyle ödeme güçlüğü oluşturabilecek miktarlara ulaştığı da açıktır. Öğrenim kredisinden faydalananların büyük çoğunluğunun kısıtlı istihdam imkanlarına bağlı olarak gelir elde imkanına kavuşamamaları nedeniyle öğrenim kredilerinin geri ödemelerini aksattığı ve özellikle 2003 yılı öncesindeki yüksek enflasyonist ortam nedeniyle aldıkları öğrenim kredisi miktarlarının beklenilenin çok üzerinde geri ödeme miktarı oluşturması nedeniyle de bu durumun genel bir ödeyememe haline dönüştüğü gözden uzak tutulmamalıdır.
Diğer taraftan, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanarak T.B.M.M'ne sevk edilen ?Bazı Kamu Alacaklarının Tahsili ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı? ile kamu alacaklarının bir kısmı terkin edilen bir kısmı hakkında yeniden yapılandırma işleminin yapılması öngörülmektedir. Söz konusu tasarının genel gerekçesinde de ?Ülkemizde 2001 ve önceki yıllarda yaşanan krizler ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkilemiştir. Geçmişin bu olumsuz etkilerinin silinmesi için vergi alacaklarına yönelik olarak 25/2/2003 tarihli ve 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu uygulamaya konulmuş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir.? ifadelerine yer verilmek suretiyle söz konusu tasarının hazırlanmasının sosyal ve ekonomik nedenleri sıralanmıştır. Sosyal devlet anlayışının bir yansıması olarak görebileceğimiz bu türden düzenlemelerin kamu maliyesine zarar vermemek koşuluyla bütün toplum kesimlerine yönelik hükümler içermesi sosyal hukuk devletinin de bir gereğidir. Kaldı ki, SSK, Bağkur prim borçlarının yeniden yapılandırılması, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na aktarılan bankaların sahiplerinin borçlarının mali imkanları gözetilerek yapılandırılması, otomotiv sektöründeki talep tıkanıklığını gidermeye yönelik özel tüketim vergileri indirimi, tarım sektörüne yönelik vade uzatımı ve geçmişe dönük faiz indirimi ve faiz borçlarının tamamen silinmesi gibi uygulamaların süregelen hükümetler tarafından hayata geçirildiği de bilinen bir durumdur.
Ancak, kamu alacaklarına yönelik olarak ekonomik ve sosyal unsurların bütün unsurlarına yönelik olarak kamu alacaklarından kısmen veya tamamen feragat edilmesine yönelik bir çok uygulama yapılmasına karşın, ülkemizin aydın ve üreten insan profilinin büyük çoğunluğunu oluşturan yüksek öğrenim mezunlarına ilişkin olarak aksi yönde işlem tesis edilerek kamu alacaklarının doğrudan cebri icra yoluyla tahsili yoluna gidilmesi yukarıda yer sosyal verdiğimiz devlet uygulamalarıyla örtüşmemektedir. Zor ekonomik şartlar içerisinde eğitimini tamamlayan ve istihdam alanındaki daralma nedeniyle eğitimini gelire dönüştürememesi ya da istihdam edilmesine rağmen hayatını idame ettirmeye yetecek kadar gelire sahip olması nedenleriyle öğrenim kredilerinin geri ödemesi gerçekleştirmeyen vatandaşlarımızın söz konusu borçlarının ?Bazı Kamu Alacaklarının Tahsili ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı? kapsamında değerlendirilerek;
a) Haklarında icra takibi başlatılmış borçlara yönelik icra dosyalarının işlemden kaldırılarak borçların yeni bir ödeme planına bağlanmasına,
b) Yeni ödeme planları oluşturulurken öğrenim kredisinin ana parası üzerinden işlem tesis edilerek geçmişe dönük faiz yükünden arındırılmasına,
c) Yeni ödeme planlarının oluşturulması sırasında ilgililerin çalışıp çalışmama durumuna göre ayrı vadeler öngörülmesine,
d) Öğrenim kredisi borçlarının ana paralarını ödeyenlerin borçlarının ibra edilmesine,
imkan sağlayacak düzenlemenin kanun tasarısı kapsamına alınarak bir anlamda insan odaklı sosyal devlet anlayışının gereklerinin yerine getirilmesinin olumlu sonuçlar oluşturacağı düşüncesindeyiz.