Bir polisin rüşvet nedeniyle iki meslektaşını vurması, gözleri bir anda herkesçe bilinen ama bir türlü önlenemeyen rüşvet çarkına çevirdi.
Bir polisin rüşvet paylaşımı anlaşmazlığı nedeniyle iki meslektaşını vurduğu iddiası, gözleri bir anda herkesçe bilinen ama bir türlü önlenemeyen rüşvet çarkına çevirdi.
İstanbul'da bir polisin rüşvet paylaşımı anlaşmazlığı nedeniyle iki meslektaşını vurduğu iddiası, gözleri trafikteki 'çark'a çevirdi. SABAH'ın hem sürücüler hem de polislerle yaptığı araştırma, bir gerçeği ortaya çıkardı Alan da memnun veren de
Dolmabahçe'de 2 polis memurunun 'rüşvet pastası'ndan az pay verilen arkadaşları tarafından öldürüldüğü iddiası, gözleri bir anda herkesçe bilinen ama bir türlü önlenemeyen rüşvet çarkına çevirdi. SABAH gazetesi olarak yaptığımız İstanbul turunda, trafikte yaşanan 'rüşvet çarkına' bir kez daha tanık olduk.
MİMİKLERDEN ANLAŞILIYOR
Sürücüler, hemen hemen her gün rüşvet ödüyorlar. Ancak çarpıcı bir gerçek var
ki; alan da veren de bu çarkın işleyişinden memnun. Polisin rant kapısı olarak
gördüğü kurallara uymayan sürücüler, yüksek miktarda ceza ödemek yerine az miktarda
rüşvet ödemeyi tercih ediyor. Sürücülerin memnun olmadıkları şeyler de var.
Jandarma trafik ekipleri ile İzmit ve Yalova'da görev yapan iki komiser. Çünkü
onlar rüşvet yemiyor.
Sürücüler hangi polisin rüşvet alıp hangisinin almayacağını kaşına gözüne bakarak anlıyorlar. Bunu nasıl başardıklarını sorduğumuzda ise "Çapkın bir erkeği mimiklerinden bakışından nasıl tanırsanız, rüşvet alacak polisi de öyle anlarsınız" diye cevaplıyorlar.
RÜŞVETİN DE 'AHLAK'I VAR
Adı rüşvet olaylarına karışmasına karşın hakkında herhangi bir yasal işlem ve
idari soruşturma bulunmayan polis memuruna verilebilecek en büyük ceza ise Fatih
Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüleri'ndeki koruma şubelerine gönderilmek. Çünkü
köprü korumalarda görev yapan polis memurlarının rüşvet olaylarına karışma ihtimalleri
çok az.
Trafik Müdürlüğü bünyesinde İstanbul trafiğine çözüm olmaları amacıyla kurulan motorize trafik ekipleri 'Şahin'ler de rüşvet çarkının içinde yerlerini aldılar.
'Şahin'ler de ekip otolarında görev yapan meslektaşları gibi topladıkları rüşveti kendi aralarında pay ediyorlar. Rüşvet çarkı, aynı zamanda kendi içinde bir 'ahlâk' mekanizmasını da oluşturmuş. Öyle ki para üstü bile alınıp veriliyor. Örneğin 64 milyon liralık cezanın rüşvet karşılığı 10-15 milyon lira. Bu paraya anlaşan sürücü, polise 20 milyon lira verip üstünü geri alıyor.
Yurtdışında daha pahalı
Sürücüler arasında rüşvetin "Allah'ın emri" olduğunu düşünenler bile
var. En çok Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinde rüşvet veren uluslararası TIR ve
kamyon şoförleri de Türkiye'deki 'rüşvet'ten oldukça memnunlar. 34 yaşındaki
Aydın Çalışkan (üstte), 7 yıldır uluslararası TIR şoförlüğü yapıyor. Çalışkan,
"Burada bir kere 20 milyon lira verip geçiyorsunuz. Oysa Polonya'ya gidene
kadar 150 Euro veriyorum. Burası ucuz" diyor.
Katil polis: Ateş edecektim
Polis meslektaşlarını, rüşvet tartışması sonucu, önceki gün kurşunlayarak öldüren
40 günlük trafik polisi Emre Şen, tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.
İstanbul Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcısı Ünal Soytekin'e ifade veren Şen, "Dursun
Demir ile çalışmaya başladıktan sonra, bana 5 milyon uzattı. Aldım ama daha
sonra pişman oldum. Dursun Abi, para almadığım için benimle sürekli dalga geçiyordu.
İstanbul'da rüşvet almadan yaşayamazsın. Seni 'Kurt polis' yapacağım' diyordu"
dedi. Şen, ifadesinde, özellikle öldürdüğü polis memuru Dursun Demir'in aşağılamaları
ve dalga geçme yaklaşımlarının sürekli devam ettiğini belirterek, olay gününü
şöyle anlattı "Ben silahımı çekince Dursun Demir bana 'Seni Unkapanı Köprüsü'ne
kapatıp geleceğim" dedi. Aslında silahı çıkardığımda havaya ateş edecektim.
Ama bu lafı söyleyince beni öldüreceğini düşünerek Dursun'un üzerine 2-3 el
ateş ettim. Bu sırada içeriden çıkan Naci Akarsu, (öldürülen diğer polis) elini
beline atınca ona da ateş ettim. Aslında onunla bir sorunum yoktu. Otoparkta
bulunan köpek üzerime saldırdı, ona da ateş ettim. Bundan sonrasını hatırlamıyorum"
dedi.
Emniyet Sözcüsü Feyzullah Arslan:
Bir anlık cinnet
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Feyzullah Arslan, önceki gün İstanbul'da yaşanan
ve iki polisin ölümüyle sonuçlanan olayın, menfaat ilişkisinden kaynaklanmadığını,
bir anlık cinnet yüzünden meydana geldiğini söyledi. Arslan düzenlediği basın
toplantısında şunları söyledi "Emniyet teşkilatının yüzde 99'unun iyi olduğuna
eminiz. Elbette ki 180 bin kişilik bir teşkilatta birtakım eksiklikler, aksaklıklar
ortaya çıkacaktır. Ancak gerekli tedbirleri almaya çalışıyoruz." Emniyet
içindeki sorunları en az indirmeye çalıştıklarını anlatan Arslan, kesinlikle
kötüyü korumadıklarını söyledi.
'SAKAL' VERME YÖNTEMLERİ NELER?
Anahtar kelime: Bunun başka çözümü yok mu?
Trafikte rüşvet alma biçiminden miktarına kadar her şeyin ayrı bir 'raconu'
var. Rüşvetin kapısını aralayan diyalog genelde şöyle gelişiyor Polis memuru
durdurduğu otomobilin sürücüsüne cezanın miktarını söyleyip, "Şimdi mi
ödeyeceksiniz, makbuz mu keselim?" diye soruyor. Sürücünün "Bunun
başka yolu yok mu?" cevabıyla birlikte rüşvet pazarlığı başlıyor. Anlaşılan
miktarı polis kimi zaman elden, kimi zaman ise ruhsatın arasına iliştirilmiş
olarak alıyor. Bu yolla gün içinde toplanan para, kıdem ve rütbelere göre pay
ediliyor.
Rüşvet verme biçimi de kullanılan araç şekline göre değişiyor. Kamyoncular rüşveti
genellikle ruhsatın arasına iliştirilmiş olarak verirken, taksiciler elden veriyor.
Hatlı minibüsler ise daha 'organize' çalışıyor. Minibüsçüler, 'cezalarını' oda
ve dernekleri aracılığıyla aydan aya peşin ödüyor. Şoför başına alınan 32 milyonluk
'özel aidat', her bölgenin polisine, oda temsilcisi tarafından önceden zarf
içinde veriliyor.
Araç Şekline göre ödeme
Trafikte verilen rüşvetin miktarı kesilecek cezaya göre de değişiyor. En yüksek
trafik cezaları pazarlıkla 50-100 milyona, aşırı hızın cezası olan 64 milyon
10 milyona, en düşük ceza olan 32 milyon lira ise 5 milyon liraya düşüyor. Bazen
de polisin o günkü psikolojik durumuna göre ceza karşılığı ne olursa olsun,
rüşvetin miktarı 1 milyon liraya kadar da inebiliyor.
POLİSLER NE DİYOR?
Rüşvet alıp vermek çok doğal hale gelmiş
Adını açıklamamak istemeyen bir emniyet amiri, çarkın bürokratlar arasında döndüğünü
iddia ediyor
Rüşvet araştırması için çıktığımız İstanbul turunda karşılaştığımız en ilginç olay, ise üst düzey bir emniyet amiriyle yaptığımız diyalog oldu. Kızgın ve hiddetli konuşan emniyet amirinin söyledikleri adeta rüşvetin belgesi. İsmini ve rütbesini vermek istemeyen görevli, rüşvet çarkının politikacı, bürokrat ve emniyet görevlileri tarafından döndürüldüğünü söyleyerek, "Trafik polisleri rüşvet çarkında sadece maşa görevi görüyor. Alınan rüşvet bu üçlü arasında pay ediliyor ve İstanbul'da dönen rüşvet parası milyar dolarla ifade edilebilir" dedi. İşte adını vermek istemeyen bir yetkilinin ağzından dökülen acı gerçekler;
ALIŞVERİŞ DOĞAL OLDU
"Bazı trafik polisleri özellikle sabah ve gece saatlerinde rüşvet alıyor.
Her bölgenin polisi ise ayrıdır. Trafikte ceza kesmek isteyen bazı memurlar
1 milyon liraya bile talim ederler. Bir noktada çevrilip para verdiyseniz ikinci
çevirmelerinde 'az önce verdik' deyip ikinci rüşveti vermekten kurtuluyorsunuz.
Rüşvet vermek artık çok doğal geliyor."
'Kaçak taksi plakasından 2 PETKİM parası çıkar'
Rüşvet pastasını politikacı, bürokrat ve emniyet yetkililerinin paylaştığını
söyleyen yetkiliye bir başka üst düzey polis yetkilisi de katıldığını söylüyor.
İsmini vermek istemeyen Beyoğlu Bölgesi'ne bağlı bir yetkili ise şu bilgileri
veriyor "İstanbul'da kanuni olarak 10 bin taksi bulunması gerekirken, şu
anda 19 bin taksi plakası satılmış. 9 bin taksi plakası 250 milyar liradan 2
milyar dolar ediyor. PETKİM 650 milyon dolara özelleştirilmeye çalışılıyor.
2 milyar dolarla kaç tane PETKİM açılır siz hesaplayın.
'BENİM KURALIM DÖVMEK'
Kuralsızlık kural haline gelmiş. Taksim Meydanı'nda 3 tane sabit trafik ekibi
24 saat görev yapıyor görünüyor. Ancak bir ekip görebiliyor musunuz? Trafikçilerden
görevlerini yapmalarını istediğim zaman beni üstlerime şikayet ediyorlar. Ben
de kendi kanunlarımı uygulayarak yanlış park eden taksiciyi dövüyorum."
sabah