'Avrupa'dan çok iyi olduğumuz noktalar var'

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "4. Yargı Paketi dediğimiz şey, Türkiye'nin Avrupa insan Hakları Mahkemesi'nde şu ana kadar çok da olumlu olmayan karnesini pozitif etkileyen önemli bir adım olacak" dedi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Haziran 2012 16:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bakan Ergin, Yaşar'ın üçüncü yargı paketine ilişkin sorusuna, "Burada komisyon raporunun hazırlanması, raporun dağıtılması gerekiyor. Raporu dağıttıktan ve 48 saat geçtikten sonra Genel Kurul gündemine alabilecektik. Umarım bu hafta içinde bu işlemleri biter. Önümüzdeki haftadan itibaren bu paket Genel Kurul'da görüşülmeye hazır hale gelebilir" cevabını verdi. Ergin, bu paket yasalaşmadan meclisi tatile girmesine arzu etmediklerini belirterek, Haziran ayı içerisinde yasalaşacağını umut ettiğini belirtti.

4. Yargı Paketi'ne ilişkin soru üzerine, Ergin, "4. yargı paketi dediğimiz şey Türkiye'nin Avrupa insan Hakları Mahkemesi'nde, şu ana kadar çok da olumlu olmayan karnesini pozitif etkileyen önemli bir adım olacak. Bakanlar Kurulu'nda takdimimizi yapacağız. Getirmiş olduğumuz düzenlemelerin siyasi değerlendirmesini bu toplantılarda yapacağız" dedi. Bu sevkin bu dönem içerisinde yapılabileceğini anlatan Ergin, bu yargı paketinin Genel Kurula gelmesinin muhtemelen tatil dönemine geleceğini ifade etti. Ergin, 2012 yılı içerisinde 4. Yargı Paketi'nin parlamentoda yasalaşma sürecini sağlamış olmayı umut ettiklerini söyledi.

YARGI PAKETLERİ

Yaşar'ın 'Yargı paketinin devamının gelip gelmeyeceğini' sorması üzerine, Ergin, "Türkiye'nin yaşadığı problemler var. Türk yargısının içinde olduğu sorunlar var. Bütün bunların aşılması için sistematik bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın parçaları bunlar. Bizim yaptığımız bütün çalışmalar 2009 Temmuz-Ağustos ayında deklare ettiğimiz 'Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin birer parçasıdır" diye konuştu.

Bakan Ergin, "Bugün atmış olduğumuz konular hava durumuna göre attığımız adımlar değil, sistematik çerçevede Türkiye'deki konuların çözümü adına atılmış konulardır" dedi. Hukukun yaşayan bir süreç olduğunu anlatan Ergin, Türkiye'de gelişen şartlara göre mevzuatın yaşamasının gerektiğini bildirdi. Ergin, Türkiye'nin yapısal olarak bir dönüşüm sürecine girdiğine dikkati çekerek, 2009'da Yargı Reformu Strateji başlığı altında bir belge açıklandığını ve bu bölgede Türkiye kısa, orta ve uzun vadede yapılacakların anlatıldığını ifade etti. "Kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklarla ilgili takvim belirledik" diyen Ergin, iki yıl içerisinde kısa, 2-4 yıl arasında orta ve 4 yıl üzerinde ise uzun vadeli önceliklerin olduğunu bildirdi. Ergin, "Şu anda biz tüm bu önceliklerimizin yüzde 70'ini karşılamış durumdayız iki senede. Türkiye'nin problemleri gerçekten fazla olduğu için belli bir süreçte bunarın aşılması gerekiyor. Ama Birinci Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin yüzde 70'ini revize ettiğimiz için şimdi yeni hedefler belirleme noktasında eylem planını güncelliyoruz" şeklinde konuştu.

Yaşar'ın "Avrupa'daki yargı sistemini her anlamda yüzde 30'luk bir oran kaldı diyebilir miyiz" sorusuna, Ergin, "Avrupa'dan çok iyi olduğumuz noktalar var, evrensel hukukla örtüşen bir çizgiye gelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun ölçüsü İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki karnelerimizdir. Şu anda Türkiye'nin İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki karnesi olumsuz" dedi. Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında en çok ihlali olan birinci ülke olduğuna dikkati çeken Ergin, bunun altında hukukun ayaklar altına alınması, insan haklarının çiğnenmesi gibi hadiselerin olduğunu ifade etti. Bunun telafisinin, panzehirinin demokratik standartların yükseltilmesi olduğuna dikkati çeken Ergin, gerekli tedbirlerin alınması olduğunu belirtti.

TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ

Yaşar'ın, 'tutuklu milletvekillerinin şartlı tahliye edileceği iddialarını' hatırlatması üzerine, Ergin, "Bizim yapmış olduğumuz düzenleme somut olaylara ilişkin yapılmış bir düzenleme değildir. Bu paket içerisindeki genel olarak Türk yargısının ihtiyacını duyduğu ve belli noktalarında yaşanan tıkanmalarla ilgili düzenlemelerdir" dedi. Türk Ceza Yasası ve Ceza Usul Yasası'nın 2004'te yapıldığını hatırlatan Ergin, o tarihlerde adli kontrol hadisesinin şüpheli ve sanığın tutuksuz yargılanmak üzere belli tedbirlerle salıverilme işlemi olduğunu söyledi. Ergin, hükümetin vermiş olduğu tasarıda üst limit olmadığını anlatarak, şüpheli ve sanıkla ilgili üzerine hangi suç atılmış olursa olsun hakimin takdiriyle o kişinin tutuksuz yargılanabileceği şekilde adli kontrol tedbirlerinin uygulanabileceği şekilde tasarının o dönem parlamentoya geldiğini söyledi. Ergin, "Geçtiğimiz 6-7 yıllık uygulamaya baktığımızda 3 yıl limiti vardı kanunda. Üst sınırı 3 yıla kadar olan fiiller için adli kontrolle salıverebiliyordu ilgili kişiyi. Bunun uygulamasının pek olmadığını gördük Çünkü zaten üst sınır 3 yıla kadar olan fiillerde çoğunluğunu tutuksuz yargılıyordu mahkemeler. Onun için bu üst sınır limiti hakimlerin takdir hakkını sınır veren ve adli kontrol uygulamaların işlevsiz bırakan bir sebep oldu" diye konuştu.

Bakan Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Taksirli bir suç işlemiştir işlediği suçlar ağır olduğu için vicdanen Hakime bir takdir hakkı veriliyor, hakim bunu il dışına çıkmama, evinden çıkmama, belli bölgelere gitmeme şartıyla 'bazen tutuksuz yargılayacağım' diyebilir. Ama bu hakimin takdirinde tamamen. Genel olarak sistemin tıkanmışlığına bir tedbir olarak getirilmiş düzenlemedir. Şu yararlanacak bu yararlanacak bunu ne siyasetçiler ne bürokratlar yararlanabilir diyemeyiz. Net olarak bunu kararlaştıracak hakimdir. Tutuklu yargılamaların tamamına özgü bir düzenlemedir."

YASA DIŞI TELEFON DİNLEMELERİ

Yaşar'ın "Yasa dışı telefon dinlemelerine ağır ceza getiriliyor, ses kaydı yayınlayanlara da ceza getiriliyor. Bu konuyla ilgili tedbir alma gereği neden doğdu" sorusuna, Ergin, "Türkiye'de uzunca bir zamandan beri özel hayatın gizliliği, mahremiyetin gizliği, iletişimin, anayasada belirtilen iletişim hakkı anayasal haklar ama Türkiye'de bir süredir şöyle bir endişe var. 'Dinleniyoruz, biz de dinleniyoruz', insanlarda böyle bir şehir efsanesi insanlarda güvensizlik var" cevabını verdi. Ergin, Türk Ceza Kanunu'nun 132. 133. ve 134'üncü maddelerinde dinleme ile ilgili düzenlemenin olduğunu ifade etti.

CMK 250'İNCİ MADDEDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

Yaşar'ın 'CMK 250'nci maddesinin değiştiğini, üst düzey bürokratlara soruşturma açmanın izne tabii olduğunu hatırlatması üzerine, Ergin, "Hukuk yaşayan bir süreçtir, bu anlamda hukuki süreç mevzuat altyapısı değişen şartlara göre kendini yenileyebilmelidir. Her yıl bu yeni mevzuatın uygulamadan kaynaklı aksayan yönlerini değerlendirdiğimiz çalıştaylar yapıyoruz" diye konuştu. Geçmiş dönemde yaşanan yargılama sonuçlarının masaya yatırıldığını anlatan Ergin, yasa koyucunun maksadının, varmak istediği sonucunun değerlendirildiğine işaret etti. 3. ya da 4. Yargı Paketi'nde yapılan düzenlemelerin bu anlamda düzenlemeler olduğuna dikkati çeken Ergin, 250. madde çerçevesinde çok önemli yargılama görevlerinin yapıldığını anlattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber