Bağış'tan AB reform sürecine 'Ordu'nun dereleri' benzetmesi

AB Bakanı Egemen Bağış, "Nasıl Ordu'nun dereleri yokuşa akmıyorsa Türkiye'nin de demokratikleşme, şeffaflaşma ve zenginleşme süreci ile AB reform süreci geriye dönmez." dedi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 08 Haziran 2012 17:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'nin ev sahipliğini yaptığı Avrupa Birliği Reformu İzleme Grubu Toplantısı'na katılmak üzere Ordu'ya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, katıldıkları program öncesi 4 bakan birlikte deniz kenarında bir süre sohbet etti. Toplantının yapıldığı otelin balkonundan deniz havası alan bakanlardan Sadullah Ergin, geç gelince Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Geciken adalet, adalet değildir" esprisini yaptı.

Ordu Anemon Otel'de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in başkanlığında yapılan AB Reformu İzleme Grubu 26. Toplantısı'na Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin katıldı.

Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının ardından basının karşısına geçen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin gazetecilerin sorularını cevapladı.

Gazetecilerin bir sorusu üzerine Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Türkiye'yi AB sürecinde geriye götüreceklerini sananlara Ordu'nun Dereleri türküsünü tavsiye ediyorum." dedi. "Türkiye'nin reform konusundaki kararlılığından endişe edenlerin ya da Türkiye'nin reform sürecindeki kararlılığından vazgeçirebileceğini zannedenlerin bu güzel ilimiz, Ordumuzun Ordu'nun Dereleri türküsünü bir kez daha dinlemesini rica ediyorum" diyen Bağış, şöyle devam etti: "Nasıl Ordu'nun dereleri yokuşa akmıyorsa Türkiye'nin de demokratikleşme, şeffaflaşma ve zenginleşme süreci, AB reform süreci geriye dönmez. Türkiye bu konuda geriye dönmez."

'Pozitif gündemin ilanı da önemli bir sürecin önüne geldi. 1 Temmuz'da Kıbrıs Rum Kesimi AB dönem başkanlığı görevini devralacak. Bu süreci Rumların by-pass'ı olarak görebilir miyiz?' sorusuna, Bağış, şu cevabı verdi: "Pozitif gündemi, sadece Rum yönetiminin takvimsel olarak üstleneceği dönem başkanlığını by-pass olarak değerlendirmek değil, Türkiye'nin AB tam üyelik hedefi yolundaki reform kararlılığını durdurabileceğini zanneden herkesin ve her türlü çarpık zihniyetin by-pass'ı olarak değerlendirmek daha doğru olur."

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bir basın mensubunun, 'Terör olaylarının devam ediyor olması Türkiye'nin AB sürecini engelleyen bir durum mu?' sorusu üzerine, AB müktesebatı ve üyelik konusunun, Türkiye'nin terör dahil sorunlu konularının çözümünü, sorunlu olmayan konularının da insan hakları evrensel standartlarına ve çağdaş normlarına kavuşturulmasını amaçladığını belirtti. Şahin, "Terör olaylarının devam ediyor olması Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecini engelleyen bir gelişme olarak kabul edilmemektedir. Tam aksine şu anda gelişen, bugün değerlendirmesini yaptığımız pozitif gündem çerçevesinde terörle mücadele konusuna da daha da ağırlık verileceğini belirtmek isterim." diye konuştu.

"Türkiye olarak çalışma gruplarına ilişkin beklentimiz açılış kriterleri odaklı olmaları ve sürecin Türkiye'deki gelişmeleri ve ilerlemeleri teyit edecek şekilde işletilmesidir" değerlendirilmesinde bulunan Şahin, söz konusu fasıllar üzerinde haksız siyasi blokajlar ortadan kaldırıldığında, mümkün olduğunca fazla sayıda faslın müzakereye açılıp, kapatılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Şahin, toplantıda son dönemde Avrupa Birliği ile üyelik müzakere sürecine ivme kazandırılması ve siyasi blokajlar nedeniyle müzakerelerde oluşan tıkanıklığın aşılması amacıyla 17 Mayıs'ta başlatılan 'Pozitif Gündem'e dair hususların ele alındığını söyledi.

Kamuoyunun katılımı ve desteği ile süren anayasa hazırlık çalışmaları kapsamında metin yazım sürecinin Mayıs ayı itibari ile başladığını ifade eden Şahin, şunları söyledi:

"Taslak anayasa metninin oluşturulmasının ardından, metin kamuoyunun görüşüne sunulacaktır. Bu süreçte toplumun tüm kesimlerinin sürece vereceği destek büyük önem taşımaktadır. Temel haklara ilişkin kamuoyunda yankı bulan konuların başında ifade ve basın özgürlüğü gelmektedir. TBMM Adalet Komisyonu tarafından kabul edilen ve yakın dönemde TBMM Genel Kurulu'nda yasalaşması ve yürürlüğe girmesi beklenen 3. yargı reformu paketiyle, basın ve yayın yoluyla veya sair düşünce açıklamaları yöntemiyle işlenen suçlara ilişkin soruşturma, dava ve cezaların ertelenmesine, ileriye dönük yayın durdurmanın kaldırılmasına 31 Aralık 2012 tarihinden önce verilmiş olan, yayınlar hakkındaki toplatma kararlarının hükümsüz sayılmasına yönelik düzenlemeler öngörülmektedir. Böylelikle ifade özgürlüğü alanında önemli bir adım atılmış olacaktır."

Şahin, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülmesi planlanan 4. yargı reformu paketi ile başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, birçok konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararlarının dayanağı olan sorunların çözümü adına olumlu gelişmeler sağlanmasının öngörüldüğünü ifade etti. Şahin, "Söz konusu reform paketinin bir an önce yasalaşması konusunda Reform İzleme Grubu üyelerinin tam desteği vurgulanmıştır." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber