AK Parti Giresun İl Başkanı Öztürk: Sanat, siyasetin panzehiridir

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Giresun İl Başkanı Sabri Öztürk, iş dünyası ve siyaset kadar kültür ve sanatla da ilgili olduğunu söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Haziran 2012 10:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Giresun İl Başkanı Sabri Öztürk, iş dünyası ve siyaset kadar kültür ve sanatla da ilgili olduğunu söyledi. Öztürk, iş ve siyasi hayatından arta kalan tüm zamanını kültür ve sanata ayırdığını kaydederek, "İş ve siyaset hayatının tüm yorgunluğunun sanatla bertaraf edildiğini düşünüyor, bunu ifade ediyorum. Sanat, siyasetin panzehiridir." dedi.

AK Parti Giresun İl Başkanı Sabri Öztürk, fırsat buldukça resim yaptığını belirtti. Öztürk, "Genel olarak mesleğimi severek seçtim. Severek yapıyorum. Avukatlık zaten sosyal bir meslek. Siyaset de sosyal olmayı gerektiren bir etkinlik. Ben ikisini bir birbirine yakın görüyorum. Bu anlamda günün belli bölümünü kendime ayırıyorum. Belli bir bölümünü siyasi çalışmalarıma ayırıyorum. Dengeli şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Onun dışında dinleme zamanlarında da kültür ve sanatla ilgili programlara ayırabiliyorum. Eskisi kadar olmasa da kültür ve sanat faaliyetlerine vakit ayırıyorum. Bir insan nasıl oturup balkonda çay içip dinlenebiliyorsa, mesela sahilde yürüyerek dinleniyorsa, ya da arkadaşları ile buluşup etkinliklerle dinlenebiliyorsa ben de sanatla uğraşarak dinleniyorum. Hakikatten sanat beni dinlendiriyor. Bir de ortaya, bir eser çıkartmış oluyorsunuz. Bu anlamda iş ve siyaset hayatımın tüm yorgunluğu sanatla bertaraf edildiğini düşünüyorum. Sanat, siyasetin panzehiridir. Böyle düşünüyorum." sözlerini kaydetti.

"Herhalde avukat olmasaydım, muhtemelen geçimimi sanattan sağlardım." diyen Öztürk, sergiler açıp eserlerinden para kazanmak isteyeceğini dile getirdi.

Türkiye ve yurt dışında ressam arkadaşları olduğunu, kendileri ile sık sık görüşerek fikirlerini aldığını aktaran Öztürk, resime olan yeteneği ile yaptığı eserlerinde olumlu tepkiler aldığını anlattı.

"Neden sürekli sanatla uğraşmıyorsun." şeklinde arkadaşlarından eleştiriler aldığını ifade eden Öztürk, şunları ifade etti: "Sanatçı arkadaşlarım var. Onları takip edip, zaman zaman görüşlerini alıyorum. Onlar aslında beni eleştiriyorlar. Niye sürekli sanatla uğraşmıyorsun diye. Ama ben ülkemizin gerçekleri karşısında öncelikle mutlaka geçimini sağlayacak bir meslek olması taraftarıyım. Sanatın da ancak bir hobi olarak yürütülebileceğini düşünüyorum. Herhalde ömrümüzün ileriki dönemlerinde sanata daha fazla zaman ayırabilir diye düşünüyorum."

Geçmiş yıllarda kişisel sergiler açtığını, karma sergilere katıldığını söyleyen Öztürk, gelecek yıllarda da kişisel hem yerel, hem de ulusal anlamda kişisel sergiler açmayı istediğini belirtti. Resimlerinde genelde Fransa'da ortaya çıkan Empresyonizm (İzlenimcilik) akımından izleri yansıttığını, bu akımın Avrupa'daki öncüleri olan Mone, Pissaro, Van Gogh gibi öncülerini takip ettiğini kaydeden Öztürk, "Türkiye'de bunu iyi derecede takip eden sanatçılar olmuş. Son dönemlerde İstanbul ressamları denilen bir kuşak doğdu. Bunlarda izlenimciliğin Türkiye serüveni açısından ileri boyutlara taşıyorlar. Bunlardan benim en beğendiğim Selahattin Kara. Karadenizli hemşehrimiz. Büyük bir ressam. Kendi ofisimde bile onun eserleri duvarlarımı süslüyor. Onlarla sanatı konuşmak ve onları takip etmek bana çok faydalı diye düşünüyorum." dedi.

"ÇOCUKLARIMIZI KÜLTÜR VE SANATA YÖNLENDİRMELİYİZ"

"Kültür ve sanat açısından çocuklarımızın, gençlerimizin daha çok iç içe yetiştirilmesinden yanayım" diyen AK Parti Giresun İl Başkanı Sabri öztürk, sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü sanatla uğraşan bir kişi daha duygusal ve merhametli olur. Olaylara daha pozitif bakar. Şehre bakışı, insanlara bakışı, cadde ve sokağa bakışı daha estetik olur. Böyle değerlendiriyorum. Aslında bizim kimi toplumsal sorunlarımızın, kimi çarpık kentleşme sorunlarının, kimi siyasi kavgaların temelinde estetik yoksunluğunun olduğunu görüyorum. O açıdan toplumdaki sorunların temelinde bu anlamda insanların basit düşünmeleri, yeterince gözlem yapmamaları ve olaylara pozitif bakmamaları değişik sorunlara yol açıyor. Bu anlamda ben kendi hayatımda iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Çok gözlemler, çok düşünür, az söz söylerim genelde. Ama söylediğim sözlerin, yaptığım işlerin iyi olmasına, en güzel olmasına gayret ederim. Bu bakımdan mükemmeliyetçilik refleksi var. Bazen başa dert oluyor ama ortaya koyduğunuz eserler, işler güzel olunca, muhatabı mutlu olunca siz de mutlu oluyorsunuz. Dolayısıyla kültür ve sanata değer vermemi bir avantaj olarak görüyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber