'Yeni alınacak hakimler eski yöntemle alınacak'
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Yargıtay'ın hakim ve savcı alımlarıyla ilgili yaptığı 'siyasallaşma' uyarısının ana muhalefetin ana söylemi haline geldiğini belirterek, "Böyle kurumları tartışmanın dışında tutmalıyız" dedi.
Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Çiçek, Yargıtay'ın hakim ve savcı alımlarına ilişkin 'siyasallaşma' uyarısı yaptığı bildiriyi değerlendirdi. Bakanlık olarak çok üzücü bir olay yaşadıkları ve böyle bir ortamda bu bildirinin yayımlandığını belirten Çiçek, bildirinin bir anda ana muhalefet partisinin ana söylemi olduğunu söyledi. Bildiriyi yayımlayanların amacının bu olmadığını ifade eden Çiçek, "Bu kurumları her türlü tartışmanın dışında tutmak gerekiyor. Orada görev yapan insanlar son derece değerli hukukçulardır. Böyle bir kurumun siyasi tartışmaların aktüel hale geldiği bir ortamda, bu konunun zamanlaması açısından doğru olduğu kanaatinde değilim. Ben Yargıtay'ı ve yargı organlarını mümkün olduğunca tartışmaların dışında tutmaya kararlıyım. Ama bu da tek başıma benim çabamla olmaz" şeklinde konuştu.
Yasa tasarıları görüşülürken en çok desteği Yargıtay'dan aldıklarını belirten Çiçek, tasarı üzerinde 1.5 yıldır çalışıldığını, bu süreçte tasarıyı Yargıtay'a da gönderdiklerini hatırlattı. Yargıtay'ın 75 günlük bir incelemenin ardından tasarıyı bakanlığa geri gönderdiğine işaret eden Çiçek, "Biz getirdiğimiz bu tasarı ile yeni hiçbir şey ihdas etmedik. Bugün yargıda görev yapan hukukçular, hangi şekilde göreve geldiyse aynı şekilde yapılıyor. 1998'den bu yana yazılı sınavı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) yapıyor, mülakatı aynı usulle, Adalet Bakanlığı'ndaki birinci sınıf hakimler yapıyor. Bunlar anayasa teminatı olan birinci sınıf hakimlerdir. CHP bunu mecliste bir siyasi söylem haline getirdi. CHP'nin iktidar olduğu dönemler oldu. Adalet Bakanlığı yaptığı dönemler oldu. Eğer siz meseleye siyasi açıdan bakarsanız, o kadar yargıda parçalı bir görüntü var demektir. CHP döneminde alınanlara CHP'li, Adalet Partisi döneminde alınanları Adalet Partili diye ayırırsanız bundan ilk önce yargı zarar görür" uyarısını yaptı.
"BİZ TÜRKİYE'YE YABANCI SERMAYE GELSİN DİYE UĞRAŞIYORUZ"
Kendisinin Cumhuriyet rejimine inanan bir insan olduğunu ifade eden Çiçek, şunları söyledi:
"Türkiye, her işlemi yargı denetimine açık bir hukuk devletidir. Kimsenin endişe etmesine gerek yoktur. Her türlü teminatlar hukukun içindedir. Böyle bir açıklama yaparken bile yargıya saygı açısından üzüntü duyuyorum."
Çiçek, Avrupa Birliği (AB) Çerçeve Belgesi'nin hükümet tarafından parafe edilip edilmeyeceği yönündeki bir soru üzerine de, taslağın Türkiye'nin beklentilerini aşan bir metin olmadığını vurgulayarak, "Orada yazan tarihler bizim görevimizi ne kadar sürede yapacağımız ile ilgilidir. Biz üzerimize düşeni yaparsak, sürenin kısaltılacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Çiçek, bir gazetecinin 'Türk Telekom'u Arap sermayesinin aldığı yönünde eleştiriler var' yönündeki hatırlatması üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz Türkiye'ye yabancı sermaye gelsin diye uğraşıyoruz. Yani şu ülkeden gelirse kabul ederiz bu ülkeden gelirse kabul etmeyiz denilemez. Bu tür tartışmalar, Türkiye'ye büyük sıkıntılar verir. Bu tür değerlendirmeler ideolojik değerlendirmelerdir. Mühim olan Türkiye'ye gelen sermayedir. Bu tür bir yaklaşım Türkiye'ye en büyük kötülüktür."