YÖK Başkanı Gürüz'ün, Cuma günkü Hürriyet gazetesindeki söyleşide açıkça yalan söylediği ortaya çıktı
YÖK Başkanı Gürüz'ün, Cuma günkü Hürriyet gazetesindeki söyleşide açıkça yalan söylediği ortaya çıktı
Gürüz'ün Hürriyetteki söyleşisini okumak için tıklayın.
AHMET HAKAN COŞKUN
Sabah Gazetesi - 21.9.2003
Gürüz'ün ayıbı
Vural Savaş'la yapacağım uzun bir sohbetin beni asla sıkmayacağıma inanıyorum. Tamam, belki siyasi konular açıldığında aramızda hafiften bir gerilim çıkar ama olsun, ben inanmış adamların davalarını savunurken duydukları heyecana büyük saygı duyarım. Hem ille de siyasetten söz etmek şart mı? Şiirden söz ederiz belki, ne de olsa onun sevdiği şairlere ben de tutkunum. Türk Müziği'nden söz açarız, ben ona Safiye Ayla'yı överim, o da bana Hamiyet Yüceses'ten söz eder..
Yekta Güngör Özden'le de hakiki bir sohbet çıkarabilirim.. Karşılıklı espriler yapıp gülüşebiliriz.
Ama Kemal Gürüz'le konuşmak istemem.. Konuşmaya kalksak maraza çıkar.
"Savaş ve Özden'in davalarına sadakatlerinde herhangi bir eksiklik mi var? Neden onlara karşı geliştirdiğin anlayışı Özden'e karşı geliştirmiyorsun?" diye sorulabilir..
Cevabım şu Kemal Gürüz'ün davasına duyduğu sadakatin sahte olduğuna dair güçlü hisler duymaktayım. Üzgünüm, bu böyledir!..
****
Peki neden? Neden Gürüz'e karşı bende bir güvensizlik oluştu?
Sorunun yanıtı çok basit Gürüz, Türkiye'de oluşturmak istediği tedirginlik havasını artırmak için bilerek, isteyerek yalan söyleyebilmektedir.
Mesela dünkü Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir demecinde "Biz attık, Başbakan'ın danışmanı oldu" diye bir bölüm var. Bu bölümde yer alan toplam on cümlenin onu da yalan..
Gürüz, Kırıkkale Üniversitesi'nde görevli Yrd. Doç. Alev Erkilet Başer'in Hacettepe Üniversitesi'nde yaptığı doktora tezinden söz ediyor.
Diyor ki "Başer 'Ortadoğu'da Radikal İslami Hareketler' adlı bir tez yapmış. Sonra bunu kitap olarak basmış. Bu kitap ortaya çıktı. İncelemişler, kitabın içinde Humeyni'nin resmi var. Kitaptaki son bölümde 'Radikal İslam, İslam'ın kendisidir' diye yazıyor. Biz de (Başer'i üniversiteden) attık. Şimdi size tüyler ürperten bir şey söyleyeyim. Şu an bu kız, gözümle görmedim, bana söylenen; AKP'de, Sayın Başbakan'ın partideki özel asistanı.."
Gürüz'ün verdiği bu bilgilerin tamamı yalan..
Öncelikle Başer'in doktora tezinin adı "Ortadoğu'da Modernleşme ve İslami Hareketler".
İkinci olarak piyasada satılan bir kitap nasıl "ortaya çıkar", anlaşılır gibi değil..
Üçüncü olarak Tezde ele alınan İslami akımların önder isimlerinin fotoğrafları, kitabın sonuna konmuş. Kitapta sadece Humeyni'nin değil Ali Şeriati, Seyyid Kutup gibi isimlerin de fotoğrafları yayınlanmış. Bunun ne mahzuru olabilir. Unutmayalım ki "Siyasal İslam'ın İflası" adlı bir kitabın kapağında da Humeyni'nin fotoğrafı var.
Ayrıca Gürüz'ün 'kitapta yer alıyor' dediği cümlelerin hiç biri Başer'e ait değil..
Bütün bunların dışında Başer'in Başbakan'la uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Bırakın Başbakan'ın asistanlığını, AKP'ye üye bile değil..
****
Şimdi siz söyleyin Bu kadar yalanı art arda sıralama başarısını gösteren birinin samimiyetine inanılır mı?
Bu kadar yalanı rahatlıkla söyleyebilen biri, memleketi için samimi endişe duyan biri midir, yoksa korku pompalayan biri midir?
Ve yine siz söyleyin
Gürüz'le konuşmak istememekte haklı değil miyim?