Kitap okumayan üniversite hocaları
Fırat Gazel/D.B Tercüman
Üniversitelerde görev yapan öğretim elamanlarının " röntgeni"
çekildi. Önemli bir bölümü bölümü kendi alanı dışında kitap okumayan hocalar en
çok orduya güveniyor.
Devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan öğretim elamanlarının büyük bir
bölümünün kendi alanının dışında hiç kitap okumadığı ortaya çıktı.
Prof. Dr. Çağatay Özdemir başkanlığındaki bir heyetin yaptığı araştırma, çarpıcı
sonuçlar ortaya koydu. Araştırmayı göre, öğretim elamanları en çok orduya
güveniyor. Yüzde 16'sı ise kendi alanlarının dışında kitap okumuyor. Heyet,
Türkiye'deki üniversitelerin ne düzeyde sıkıntılara sahip olduğunu ortaya koymak
için, Ekim 2003-Ekim 2004 döneminde 51'i devlet, 18'i vakıf olmak üzere 69
üniversitede yaklaşık 3 bin 412 öğretim elemanı ile görüşme yaptı.
SANILDIĞI GİBİ DEĞİL
Araştırma, öğretim elemanlarının, demokrasi anlayışı, toplumsal hayata katılımı,
YÖK'e bakışı, kitap okuma ve kendini geliştirme faaliyetleri gibi konularda,
toplumun sandığının çok aksi bir tabloya sahip olduğunu gösterdi. Prof. Özdemir,
araştırmanın sonuçlarını Türkiye Bilimler Akademisi'nin Günce isimli yayın
organında değerlendirdi. İşte araştırmadan çarpıcı bazı başlıklar: Araştırma
görevliliği kadrolarına, işsiz kalma endişesiyle, ortalamanın altındaki mezunlar
talip olmaktadırlar.
* Doktorasını tamamladıktan sonra piyasada iş bulan araştırma görevlilileri,
daha çok ücret veren özel sektöre geçmektedir.
* Doçentlik dil sınavını geçemeyen yardımcı doçentler enerjilerinin büyük bir
bölümünü dil sınavına hazırlanmaya verdikleri halde başarılı olamamaktadır.
* Öğretim elemanlarımızın yüzde 16'sı her ay kendi alanlarının dışında hiç kitap
okumamaktadır. Bu sonuç tüyler ürperticidir. Üniversitelerimizin yapısının
hastalıklı olduğunu göstergesidir.
* Araştırma görevlisinin eline 730,00 YTL geçmektedir ki, çok iyi yetişmiş,
nitelikli üniversite mezununun bu maaşa razı olacağını düşünmek mümkün değildir.
* Topluma ve sivil örgütlenmeye önder olması gereken öğretim elemanlarının yüzde
56'sının, hiçbir sivil toplum kuruluşuna üye olmadığının anlaşılmaktadır.
Otoriteye ve orduya güvenen akademisyenler, sivil toplumla birlikteliğe de sıcak
bakmıyor.
Tuhaf 'demokrasi' anlayışı
Öğretim elamanları en çok orduya güveniyor. İşte o bölüm: "Öğretim elemanlarının
yüzde 45'i en güvenilir kurum olarak orduyu görmektedir. İkinci sırada yüzde 17
ile TBMM üçüncü sırada yüzde 15 ile hukuk sistemi en güvenilir kurumdur.
Akademik unvanı yüksek olanlar, kadın öğretim elemanları, büyükşehir doğumlu
olanlar, vakıf üniversitelerinde çalışanlar en fazla orduya güvenmektedir. Ordu
yanlısı bir tercihte bulunmanın çeşitli nedenleri olabilir. Türkiye'nin çok
kaygan siyasal, sosyal ve ekonomik zeminde yol almasından kaygı duyan öğretim
elemanları, en güvenilir ekonomik kurum olarak orduyu görmüş olabilirler."