"Oruç, Müminlerin psikolojisini ve ahlakını yeniden dizayn ediyor"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Peker, orucun kişiyi her yönüyle Müslüman'a yakışan bir hale dönüştürdüğünü belirtti.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 26 Temmuz 2012 14:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Orucun müminler açısından önemli yararları ve faziletlerine dikkat çeken İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peker, oruç ibadetinin insanın duyguları, düşünceleri, davranışları, iradesi, vicdanı ve kişiliği gibi bütün psikolojik mekanizmaları üzerinde olumlu etkisi olduğunu açıkladı. Orucun insanın duygularını inceltip, onu daha hassas ve duyarlı hale getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Peker, ?Açlığın da vermiş olduğu etkiyle mümin kişi, başkalarını daha çok düşünmeye başlıyor. Böylece yardım etme duygusu ve merhamet hissi artıyor. Empati kurma yeteneği geliştiği için toplum içinde sosyal dayanışma, birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları güçleniyor.? dedi.

Allah'a olan sevgi ve bağlılığın ifadesi olan orucun kişiyi O'nun emirlerini yerine getirme konusunda duyarlı kıldığını hatırlatan Prof. Dr. Peker, ?Oruç sayesinde her türlü kötü davranış ve düşünceden kendini alıkoyan insanın zihni ve kalbi arınıyor. Yardımseverlikte hassaslaşıyor, güzel düşünüp güzel davranmaya başlıyor. Mevlana'nın deyimiyle gül bahçesi haline geliyor. Çevresine güzellikler, mis kokular saçıyor. Dolayısıyla oruçlu kişi yalan söylemeyen, ikiyüzlü hareket etmeyen, dedikodu yapıp başkalarını çekiştirmeyen, iftira atmayan, ahlaken olgun bir kişilik kazanıyor. Adeta iyilikler halinde kalıyor. Allah'ın istediği Ramazan'dan sonra da bu iyilik halinin devam ettirilmesidir.? ifadelerine yer verdi.

Ramazan'da inananların Allah'ın emirlerini yerine getirmek için normal zamanda yapmadan duramadıkları çay, kahve, sigara gibi birçok alışkanlıktan feragat ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Peker, bu sayede kişinin sabra alışıp iradesinin de güçlendiğini bildirdi. Prof. Dr. Peker, sözlerine şöyle devam etti: ?İnsan istek ve arzularını frenlemesini, kontrol altına almasını öğrenmelidir. Aksi takdirde içgüdülerinin esiri durumuna düşer. Oruç düşülecek bu kötü durumu bertaraf etmektedir. Aynı zamanda aile içindeki birlik, beraberlik ve dayanışmayı da artırmaktadır. Aile bireylerinde daha fazla bağlılık meydana getirip sevgi ve yakınlaşmayı sağlamaktadır.?

Çocukların dini havanın estiği ortamlardan etkilendiğine değinen Prof. Dr. Hüseyin Peker, oruç tutmasalar bile çocukların sahura kaldırılmaları ve manevi atmosferden faydalanmalarının sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber