YÖK taslağındaki değişikliğe göre, dekanlar görevlerine öğretim üyelerinin oyuyla gelecek, başörtülüler huzur ve sükûnu bozuyor gerekçesiyle üniversitelerden atılamayacak.
Yükseköğretim Kanunu'nu taslağında yapılacak değişiklikler yavaş yavaş belirginleşiyor.
Buna göre, dekanların üst üste 2 defa seçilmesine izin verilecek. Bugüne kadar,
rektörün önerdiği 3 profesör arasından YÖK tarafından seçilen dekanlar, artık
görevlerine öğretim üyelerinin oyuyla gelecekler. Bu durumda, taslak kanunlaşır
kanunlaşmaz, dekanlar istifa edecek; ama istifa eden dekanların hepsi yeniden
seçime katılabilecek.
Rektörler için durum farklı. Rektör bir defa 5 yıl süreyle seçileceği için,
ikinci defa seçilmiş olan 19 rektör görevinden ayrılacak. Asistan ve yardımcı
doçentlerin merkezî sınavla belirlenmesi de eleştiri konularından biriydi. Burada
da bir orta yol bulundu. Sadece, asistanlar, merkezî sınavla belirlenecek. Buna
mukabil, öğretim üyelerinin çalışma arkadaşı olan yardımcı doçentler, her bir
fakültenin yetkili kurulları tarafından, objektif kriterlere göre seçilecek.
Bu kriterleri Üniversitelerarası Kurul tespit edecek.
ŞİMŞEK NE DİYOR?
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Şimşek, asistanlık
sınavında, Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı örnek aldıklarını söyledi ve sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bir asistan, üniversiteyi bitiriyor. Sonra akademik kariyer yapmak istiyor.
Bunu her fakülte, neye göre belirleyecek? Eseri yok ki, puan versin. Hal böyle
olunca, öğretim üyeleri, eşlerinin, dostlarının, yakınlarının çocuklarını asistan
olarak alıyor. 15 senedir Tıpta Uzmanlık Sınavı uygulanıyor. Merkezî imtihandan
geçenler, ihtiyaca göre çeşitli fakültelere dağıtılıyorlar. Bu fırsat eşitliğinin
gereği."
DOKUNULMAZLIĞA SINIR
Bir başka önemli değişiklikle de, öğretim üyelerine yanlış uygulamalardan dolayı
hesap verme mecburiyeti getiriliyor. Üniversite yönetiminin her kademesinde
bulunan öğretim üyeleri, rüşvet ve irtikâba ilişkin bir iddia veyahut bir mahkeme
kararı söz konusu olduğunda, soruşturma usulüne uyulmadan, bir başka ifadeyle,
YÖK'ten veyahut Fakülte Kurulları'ndan izin alınmadan, savcılığın soruşturma
talebiyle yargılanabilecek. Dokunulmazlık bu haller dışında YÖK ve üniversitelerin
kararlarına bağlı olarak devam ediyor.
Düzenleme, başörtüsü konusuna farklı bir yaklaşım getirmiyor. Mevcut kanundaki
Ek 17'nci madde yenisinde aynen tekrarlanıyor. Buna mukabil, başörtüsü takmaktan
dolayı üniversiteden uzaklaştırma ve ilişki kesme gibi kararlar verilemeyecek.
Çünkü, taslağın 66'ncı maddesi, hangi hallerde öğrencinin okuldan bir hafta
veya daha uzun süre uzaklaştırılacağını ve tamamen üniversiteyle ilişkinin kesileceğini
açıkça belirtiyor. Bu maddedeki "huzur ve sükûnu bozmak" gibi muğlak
hükümler kaldırıldı.
D.B. Terüman