Çelik: İcra takibi söz konusu değil
Bakan Çelik, Ümraniye'de Bilge Soyak İlköğretim Okulu ve Erkut Soyak Lisesi'nin açılış töreninden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"İCRA TAKİBİ SÖZ KONUSU DEĞİL"
"Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kredi ve Yurtlar Kurumu Müdürlüğü marifetiyle 2
bin öğrenci ile ilgili icra takibi başlattığına" dair bazı haberler olduğunu
hatırlatan Çelik, "Değil 2 bin, bir tek kişiyle ilgili icra takibi söz konusu
değil" dedi.
15-20-25 yıl önce Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan kredi alan insanların şu anda genel müdür, milletvekili, tüccar, firma sahibi insanlar olduğunu ifade eden Çelik, "eğer bu geri dönüşümü yapamamış olsalardı isteyen her öğrenciye kredi verir durumda olamayacaklarını" söyledi. Bakan Çelik, "1962 yılında kurulan Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun 2002'ye kadar olan geri dönüşümü ile 2002'den şimdiye kadar olan geri dönüşümü arasında dağlar kadar fark bulunduğunu ve bunun en az 10 katı fazla olduğunu" anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geri dönüşüm sağlanmış. Niye? Takiple. Bu ülkede işadamı şunu bilecek, 'Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank'tan kredi aldım, üstüne yatarım' bu dönem bitti. 'Ben öğrenciyim kredi alırım, mezun olduktan sonra, iş güç sahibi olduktan sonra üstüne yatarım'. Artık üstüne yatmak yok. Hükümetimiz bu tür gözü açıklara meydan vermez. Güzel bir atasözümüz var; 'Ağzı açıkların malını gözü açıklar yer'. Biz böyle gözü açıklara pabuç bırakmayız."
ÜNİVERSİTELERDE KADROLAR DONDURULMADI
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "üniversitelerde hiçbir kadronun dondurulmadığını"
belirterek, "Üniversitelerde kadro ihtiyacı ne ise, ne kadarsa kesinlikle bir
plan program dahilinde kendilerine verilmektedir" dedi.
Bakan Çelik, Ümraniye'de Bilge Soyak İlköğretim Okulu ve Erkut Soyak Lisesi'nin
açılış töreninden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "üniversitelerde kadroların dondurulup dondurulmadığını" sorması
üzerine Çelik, hükümet göreve başladığından bu yana 3 yılda toplam olarak üniversitelere
tahsis edilen kadroların 14 bin 500 civarında bulunduğunu bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 15 milyon öğrencisi olduğunu, yükseköğretimde ise
1.5 milyon öğrenci bulunduğunu anlatan Çelik, şöyle konuştu:
"Milli Eğitim Bakanlığı'na tahsis edilen kadrolarla mukayese ederseniz,
bize 4-5 katı daha fazla kadro tahsis edilmeli ki yükseköğretimle aynı seviyeye
gelelim.
Üniversitelerde hiçbir kadro dondurulmamıştır. Üniversitelerde kadro ihtiyacı ne ise, ne kadarsa kesinlikle bir plan, program dahilinde kendilerine verilmektedir."
"Türkiye'nin 2002 yılında uçurumun kenarında bir ekonomisi olduğunu, bu
ekonominin halen iyileşme sürecinde bulunduğunu ve komada olan ekonominin önce
yoğun bakıma, sonra da normal hasta odasına alındığını, şimdi de nekahet dönemini
yaşadığını" ifade eden Bakan Çelik, şu anda hükümetin ekonomik bir program
uyguladığını dile getirdi.
"BÜTÇE TEK ELDEN ÇIKIYOR"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Devletin bütün kurumlarının merkezi
idareden bağımsız olarak ne zaman isterlerse ve canları ne kadar isterse personel
istihdam etme şansına sahip olmadıklarını" vurgulayarak, çünkü Türkiye'de
bütçenin tek elden çıktığını, üniversitelerin bütçesini de devletin ödediğini
belirtti.
Türkiye'de Devlet Personel Başkanlığı bulunduğunu anlatan Çelik, bir ilde bir
fakülte kurulmak istendiğinde önce senatoların karar aldığını, bunun YÖK'e gönderildiğini,
YÖK'ün gerekli görmesi halinde Milli Eğitim Bakanlığı'na gittiğini, Milli Eğitim
Bakanlığı'nın da bunu Devlet Personel Başkanlığı'na "personel politikaları
ve potansiyeli açısından uygun olup olmadığını" sorduğunu söyledi.
Çelik, daha sonra da Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı'na sorulduğunu ve bütün buralardan olumlu cevap çıkması halinde konunun Bakanlar Kurulu ve Başbakanlığa sevk edildiğini kaydetti.
"DEVLET SENKRONİZE ÇALIŞMAK ZORUNDADIR"
Bakan Çelik, "Devlet bu şekilde birbiriyle senkronize çalışmak zorundadır.
Yoksa Sayın Başbakanımızın, bizim, hiç kimsenin 'yükseköğretime, üniversitelere
karşı olduğunu' düşünmek, kesinlikle bizim aklımızdan geçen bir şey değil. Düşünülmemesi
gerekiyor.
Üniversiteler bu ülkenin üniversiteleri, rektör bu ülkenin rektörü, başbakan
bu ülkenin başbakanı" dedi.
Çelik, "gazetelerde bu konuyla ilgili hiç hoş olmayan ifadeler yer aldığını
ve bunları kesinlikle şık bulmadığını" da söyledi.
2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ve yükseköğretime verilen toplam bütçenin
10 katrilyon lira civarında bulunduğunu, bugün ise bu rakamın 20 katrilyon lira
olduğunu anlatan Bakan Çelik, 2002 yılında üniversite öğrencisi başına harcanan
paranın 2 bin dolar, şu anki rakamın ise 3 bin dolar olduğuna dikkat çekti.
Hüseyin Çelik, yükseköğretimde öğrencilere ödenen kredi miktarının da 45 YTL
iken, şimdi 110 YTL olduğunu ve bu rakamda 2006 yılı itibariyle yine artış olacağını
bildirdi.
DERS KİTAPLARI
Çelik, "ders kitapları ile ilgili problem yaşandığı" yönündeki soru
üzerine de, 106 milyon ders kitabı dağıttıklarını hatırlatarak, bazı yerlere
çalışma kitabı gönderilmesi gerekirken ders kitabı, ders kitabı gönderilmesi
gerekirken kılavuz kitap gitmiş olabileceğini söyledi.
Bakan Çelik, "Ancak bu yüzde 2'dir. Yüzde 98 hiç problem olmadan bu iş
bitirilmiştir. 2 gün sonra farkına varılmış ve bu düzeltilmiştir" dedi.
106 milyon kitabın 60 bin noktaya gittiğine işaret eden Çelik, bunun Avrupa'nın
bile altından çok zor kalkabileceği bir olay olduğunu bildirdi. Yeni müfredat
hazırlandığı için Türkçe, matematik, fen ve teknoloji kitaplarında 3'lü kitap
seti olduğunu, kitapların da ders kitabı, öğrenci çalışma kitabı ve öğretmen
kılavuzu olmak üzere 3'lü kitap seti bulunduğunu belirten Çelik, paketleme yapanların
hepsinin Harward mezunu olmadığını kaydetti. Milli Eğitim Bakanı Çelik, konuşmasını
şöyle tamamladı: "Velilere de seslenmek istiyorum; Okulunuzun bir problemi
var. Okulun müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, il milli eğitim müdürü var. Bize
bildirin, biz bunları çözeriz. Lise kitaplarına gelince... 106 milyon kitabı
dağıttık, ertesi gün kazara bir okula gitmemişse bazı gazeteler bunu manşete
çekiyor. Lisede biz kitapları vermiyoruz, veli o kitap piyasada olsa 20 günde
arayıp biraraya getiremiyor. Çünkü biri o kitapçıda, biri bu kitapçıda satılıyor.
Biz lise kitapları ile ilgili de çalışıyoruz. Gelecek sene bunu adamakıllı bir
şekle sokacağız. İnşallah lisede bu sene yaşanan problemleri çözeceğiz. Gelecek
sene bu olmayacak."