Müzakere başlamazsa ekonomide neler olur?

Haber Giriş : 03 Ekim 2005 10:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milliyet ekonomi yazarlarına göre AB ile müzakerelerin başlamaması, borsada düşüşe, YTL'de değer kaybına neden olabilir, döviz ve faiz bir miktar çıkabilir. Yabancı yatırımcının iştahı azalabilir

Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelerin, öngörüldüğü gibi 3 Ekim'de başlayıp başlamayacağı, Türkiye'nin gündemindeki en önemli konu. Ekonomi açısından da asıl sorun, 'başlamaması' ile ilgili... Türkiye ekonomisi için istikrar, reformların sürmesi ve yabancı sermaye ilgisinin artarak devamı için IMF'den sonra ikinci büyük 'çıpa' olarak görünen AB ile ilişkilerde, olası bir gerginlik dövizi, borsayı, 'değerli' YTL'yi, faizleri, yatırımları nasıl etkiler?

Milliyet Ekonomi yazarı Güngör Uras başlamaması halinde borsada bir miktar dalgalanma olacağı, dövizin yine 'bir miktar' çıkacağı, faizlerin de 'üç - beş puan' artacağı görüşünde.

Türkiye'nin AB yolunda attığı adımların yabancıların Türk ekonomisine olan iştahını artırdığına dikkat çeken Hazine eski Müsteşarı, Milliyet yazarı Faik Öztrak da olumsuz gelişmeler halinde 'dış dengedeki' bozulmanın yabancı yatırımcının dikkatini çekeceğini belirtti. Öztrak'a göre müzakereler başlasa da başlamasa da önümüzdeki dönemde borsanın bir süre düşme ihtimali var.

IMF, YTL ve bonoda dalgalanma bekliyor ancak 'felaket olmaz' görüşünde. 'Makro dengelerdeki sağlamlığa' dikkat çeken Dünya Bankası da ciddi sorun beklemiyor.


GÜNGÖR URAS
1 - 3 Ekim'de sorun çıkarsa
Borsa biraz dalgalanır, döviz çıkar, faiz üç - beş puan artar
Pazartesi üyelik müzakerelerinin başlamaması "Türkiye'yi felakete sürüklemez".
Borsa biraz dalgalanır. Daha önce spekülatif kazanç sağlayanlar biraz kaybeder. Döviz fiyatları biraz yukarıya çıkar, sonra gene eski çizgiye doğru geri döner. Hazine bonosu, banka faizleri üç - beş puan yukarı çıkar, sonra aşağı iner. İşte o kadar.

Hata yapmayalım
Biz Türkiye'nin kaderini kısaca 'piyasa' diye adlandırılan bu 'borsa, döviz ve faiz' üçgeni içinde hapsedersek hata ederiz. Kendi çözemediğimiz sorunlarımızın AB ile üyelik müzakerelerinin başlamasıyla kendiliğinden çözüleceğine inanırsak hata ederiz.
Gönül, (1) Türkiye'nin onurundan fedakârlık etmeden AB karşısında 'sağlam duruşunu' sürdürmesini, (2) AB'nin Türkiye'nin onurunu zedelemeyecek bir yaklaşım ile müzakerelerini başlatmasını istiyor. Ama olmazsa sonunda felaket de yok...
Belki de 'hayır' var... Çünkü o zaman çok kişi, "AB ülkelerinin gelerek bizim cebimize para koymayacağını, bizi zengin etmeyeceğini" anlayacak. Türkiye'nin sorunlarını ancak kendinin çözeceğini görecek.
Anadolu'da derler ki, "Her ne ki olmuştur, vardır onda bir hayır/her ne ki olmamıştır, vardır onda bir hayır..." İşte o biçim.
Hayırlısı ne ise o olsun!

2 - Müzakereler başlarsa
Borsa'da spekülasyon artar devlet daha kolay satar
Pazartesi üyelik müzakereleri başlar ise, kısa sürede hiçbir şey değişmez. 'İyimserlik' güçlenerek devam eder.
İyimserlik genelde iyidir ama, aşırı iyimserlik Türkiye'de sorunların (1) Küçümsenmesine, (2) Çözülmeden ortada bırakılmasına neden olmaktadır. AB ile üyelik müzakerelerinin başlamasıyla tüm sorunların çözüleceğine inanılıyor.
"Dışarıdan o kadar çok para gelecek ki, yatırım yapmamıza gerek yok. Yabancılar yapacak. İşsizlik sorunu çözülecek. Döviz açağının büyümesi, döviz fiyatının yerlerde sürünmesi önemli değil. İthalat ihracatın iki katına çıksa da mesele yok."
Eğer çok önemli ise, borsada spekülasyonlar artar, açıkgözler 'keriz silkelemeye' devam eder. Döviz bir süre daha bu çizgide kalır.

Uyum sarsabilir
Kamu elindeki son malları, şirketler elden çıkarmak istedikleri tesisleri, bankaları daha kolay satar. Ama daha önemli olan bir gelişme, ekonomiyi sarsmaya başlar? Nedir o? Müzakerelerin başlamasıyla, AB 'müktesabatına uyum' adı altında gelecek kısıtlamalar... Tarımda kısıtlamalar gelecek. Sanayide işçilerin çalışma şartları, ücretleri, sosyal hakları konusunda yeni yükler gelecek. Çevre ve sağlık harcamaları artacak... Kısaca ekonomide rekabet gücümüzü olumsuz etkileyecek yükümlülükler başlayacak.

Milliyet ekonomi yazarı Faik Öztrak

Ekonomide 'derin' olmayan bir dalgalanma olabilir
Türkiye'nin AB yolunda attığı adımların son zamanlarda yabancıların Türk ekonomisine olan iştahını artırdığını görüyoruz. 3 Ekim'de AB ile müzakereler başlamamasının Türkiye'yi ve yabancı yatırımları nasıl etkileyeceği konusunda, uluslararası piyasalardaki likidite belirleyici olacak. 3 Ekim'de müzakerelerin başlamaması Türk ekonomisinde belli bir dalgalanmaya neden olur. Ancak bu dalgalanmanın boyutu büyük olmaz. Tabii eğer Türkiye'nin AB yolculuğu tamamen bitmezse ki biteceğini asla düşünmüyorum. Türkiye bu tür sıkıntılı dönemleri Fransa ve Hollanda'daki oylamalar sırasında da gördü. Ayrıca müzakerelerin başlamaması AB'de de kriz yaratır: AB taahhüdünü yerine getiremeyen topluluk olur.
Öte yandan Türkiye'nin dış dengesindeki hızlı bozulma sürüyor. Bu çerçevede bakıldığında uluslararası piyasalarda herhangi bir trend değişikliği olursa dış ticaret dengesi, AB ile ilişkilerdeki bozulma ve IMF ile işlerin yavaş gitmesi yabancı yatırımcıların dikkatini çekmeye başlar.
Kısacası 3 Ekim'de müzakereler başlamazsa borsa biraz düşebilir. Ama borsanın, müzakereler başlasa da bir süre düşme ihtimali var. Çünkü alınıp satılacak beklenti kalmaz. Müzakeler başlamayıp Türkiye'ye gelen sermayede yavaşlama olursa döviz de biraz yukarı gidebilir.

Dünya Bankası

Makro dengeler güçlü
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, 3 Ekim öncesi 'AB ile müzakereler ve bunun Türkiye ekonomisine etkisi' konusundaki değerlendirmesinde, Türkiye'nin makro ekonomik yapısının güçlü bir konumda olduğuna dikkat çekti. Vorkink, AB yetkililerinin müzakere çerçeve belgesi üzerinde anlaşma sağlayamaması ve müzakerelerin gecikmesi durumunda, bunun üzüntü verici olacağını kaydetti.
Vorkink, Türkiye'nin AB'ye katılımı konusunda AB'de yanlış bir anlama ve eksik bilgi bulunduğunu da sözlerine ekledi.

IMF

Dramatik sonuç olmaz
3 Ekim'de müzakerelerin başlamamasının, Türkiye ekonomisine etkileri IMF'nin de gündeminde. Avrupa Direktörü Deppler'in önceki gün yaptığı açıklamalara göre, YTL ve bonoda olumsuz etki yapabilir ancak bunun felaket' boyutlarına varması beklenmiyor.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber