Atıf Hoca'nın uğradığı haksızlıklar anıt mezarına işlendi

Şapka inkılabından 18 ay önce yazdığı 'Frenk Mukallitliği ve Şapka' adlı kitabı gerekçe gösterilerek İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın anıt mezarını yapan Mehmet İşçi, anıtın dili ile Atıf Hoca'nın uğradığı haksızlıkları, zulmü ve yaşadığı karanlık dönemin bir takım haksızlıkların dile getirildiği mimarlık diliyle görev bilerek bu çalışmayı yaptıklarını kaydetti.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 18 Kasım 2012 14:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bir yıldır devam eden anıt mezar yapımını üstlenen İşçi, genel yapımı olarak anıtın simetrik olarak planlandığını söyledi. Yerinde trafo olan binanın yıkılarak bay mescidi ve misafirhane yapıldığını kaydeden Mehmet İşçi, tamamen simetrik bir planlamanın olduğunu dile getirdi.

İşçi, ''Sembolik bir takım anlatımlar vardır. Anıt mezarın mimarlık diliyle Atıf Hoca'nın uğradığı haksızlıkları, zulmü ve yaşadığı karanlık dönemin bir takım haksızlıkların dile getirildiği mimarlık diliyle bir görev bilerek bu çalışmayı yaptık. Bu çalışma da anıt mezarın 8 sütundan oluşan bir kaidesi vardır. Bu 8 sütun 8 cenneti dize etmektedir ki Atıf Hoca'nın bir haksızlığa uğrayarak, idamını bir şehadet olarak telakki etmek gerekir. Aynı zaman da Atıf Hoca'nın suçsuz yere idam edildiğini daha da ihsas etmek içinde anıt mezarın tamamı beyaz taştan yani halkın ve hakkın nezdinde aklandığını hatırlatmak için tümüyle beyaz taştan yapılmıştır. Aynı zaman da anıt mezarın her bir sütun ağında bulunan dairesel formlarda o dönemdeki çokça yapılan idamların birer sembolü olarak konulmuştur.'' dedi.

Külliyeye önden girildiğinde de direk kapı şeklinde olan kısımda Atıf Hoca'nın kaftanı ile kendisinin hakka yürüdüğünü gösteren sterilize bir form olduğunu kaydeden İşçi, aynı zaman da İslam öğretilerine uygun olarak Peygamberimizin tavsiyesi doğrultusunda mezarının üzerine bina yapmama çabası içerisinde anıtın üzerinin tamamı açık bırakılacak bir şekilde sanal bir kubbe kapatıldığını ve bu şekilde tabiata ve yağmura açık bırakıldığını dile getirdi.

İşçi, ''Anıtı çevreleyen korkuluklarında o dönemdeki ülkenin baskıcı yönetimler altında oldukça karanlık bir dönem yaşadığını ve yarı açık bir hapishaneye dönüşen bir ülkenin hatırlatılmasını da ifade için yerleştirilmiştir.'' şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber