Van'da 100 yıllık kavga
Van'da üniversite davası yeni değil; 100 yıllık... 19. yüzyıl sonunda Van,
Osmanlı'nın modernleşme laboratuvarıydı.
Türklerin ve Kürtlerin bir arada yaşadığı, ihtilalci Ermeni örgütlerinin cirit
attığı, Protestan misyoner ağının çalıştığı, 6 emperyalist devletin konsolosluk
açtığı Van, bugünkü Türkiye'yi andırıyordu.
Molla Sait işte bu kozmopolit laboratuvara gelmiş ve burada Vali Tahir Paşa'nın
kurduğu muhteşem kütüphaneye kapanmıştı.
Orada okuduklarından ve çevrede gördüklerinden Batı'nın her alanda üstünlüğü
ele almasına karşın İslamiyetin gerilediğini anlamıştı.
Tek çare görüyordu:
Van'a İslami bilimlerle fen bilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite
kurmak...
Bu amaçla İstanbul'a gelip saraya dilekçe vermiş, hatta Van Gölü kenarında üniversitenin
temelini atmış ancak savaş patlayınca projesini yarım bırakmıştı.
Sonra Ankara'ya gelip yeni Millet Meclisi'ne aynı öneriyi yaptı, yine sonuç
alamadı.
* * *
Ardından projeyi Cumhuriyet devraldı.
Atatürk, ölmeden önce yaptığı son Meclis açış konuşmasında, "Van Gölü sahillerinin
en güzel yerinde üniversitesiyle modern bir kültür şehri oluşturmak için harekete
geçilmesini" vasiyet etmişti.
Bu vasiyetin yerine getirilmesi yaklaşık yarım asır aldı.
Van'a herkesin düşlediği üniversiteyi kurmak, ancak Atatürk'ün doğumunun 100.
yılında, yani 1981'de mümkün olabildi.
* * *
Van Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın durumu şu anda yargıya intikal
etmiş adli bir vaka gibi görünse de muhakkak olan bir şey var:
Bu, bir yolsuzluk davası değil.
Van'da 100 yıllık bir dava görülüyor.
Her demeçte, her jestte bu eski hesaplaşmanın izleri görülüyor.
Rektör'ün tutuklanması da rektörlerin Van çıkarması da Başbakan'ın açıklaması
da o hesaplaşmanın günümüze yansımaları...
Cumhuriyet'in "Vasiyet savaşları" manşeti haksız değil.
Bu eski hesabın içine üniversiteyi siyasallaştırma kavgası da katılıyor.
YÖK'ün Başbakanlık Müsteşarı'nın intihal davasını birden tekrar gündeme getirmesi
de intikam kokuyor.
Son dönem iyiden iyiye gündelik politikaya bulaşmış görünen yargı da bu kavgadan
payına düşeni alıyor.
O yüzden Başbakan'ın "Herkes işine baksın" yaklaşımına hak vermek
de mümkün değil.
İş öyle bir noktaya getirildi ki bundan sonra Van, artık "herkesin işi..."
* * *
Bu inatlaşma hem Van'a hem üniversiteye zarar veriyor.
Çare, aslında bu 100 yıllık düşün içinde var:
Üniversitenin gündelik siyasetten arındırılıp bilimle baş başa bırakılması ve
Batı'nın üstünlüğü karşısında gerileyen toprakların yarasına deva bulmak için
çareler üretmeye koyulması...
Ne adına yapılırsa yapılsın, üniversiteye müdahale, bu ideale zarar vermektedir.
can dündar/milliyet