Kalkınma ajansına şimdi de siyasetin gölgesi düştü
Bölgesel Kalkınma Ajansları Kanun Tasarısı çerçevesinde çıkan 'ipler kimin elinde olacak' krizi, Plan Bütçe Komisyonu'nda, yönetim kurullarına ?il genel meclisi başkanları'nın da eklenmesi ile alevlendi. İş dünyasına göre, 'Ajanslara siyaset bulaştırıldı.'
Bölgelerarası uçurumun giderilmesi ve yerinden yönetimle yerli ve yabancı yatırımcının
karşılaştığı engellerin asgariye indirilmesi amacıyla çıkarılacak olan Bölgesel
Kalkınma Ajansları (BKA) için Türkiye artık gün sayıyor. Türkiye'nin altı yıldan
bu yana hayata geçirmek için çaba gösterdiği yasa tasarısının 25 maddesi, Plan
ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti, geriye üç madde kaldı. Devlet Planlama Teşkilatı,
tasarının kasım başında meclisten geçerek kanunlaşacağını öngörüyor. Kanunun
çıkması ile 6 pilot bölgede uygulama başlayacak. Hükümet BKA'lar için 2006 bütçesinde
130 Milyon YTL kaynak ayırdı. Ancak kanunun çıkmasına kısa bir süre kalmasına
rağmen; yönetim kurullarında hangi kuruluşların yer alacağı, iplerin kimin elinde
bulunacağı konusundaki tartışmalar bitmiyor. Son olarak Plan Bütçe Komisyonu'nda
verilen bir önerge ile yönetim kuruluna "il genel meclisi başkanları"nın
da eklenmesi, tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Ticaret ve Sanayi Odaları'nın yanı sıra yönetim kuruluna alınmayan sivil toplum kuruluşları da, ajansların son değişiklikle tamamen siyasal bir zemine çekildiğini savunuyor. Öte yandan yönetimde yeterince temsil edilmediklerini düşünen iş dünyası ise ajansların yönetim yapısına da "şüphe"yle bakıyor.
Kamu ağırlıklı yönetim
Yasa tasarısının son şekline göre, birden fazla ilden oluşacak bölge ajanslarının
yönetiminde valiler, il genel meclislerinin başkanları, belediye başkanları,
her ilden birer kişi olmak kaydıyla ticaret ve sanayi odaları başkanları yer
alacak. İstanbul, Ankara, İzmir ajanslarında ise yerel otorite ile kalkınma
kurulunun seçeceği sivil toplum temsilcileri de yönetimde bulunacak.
Tartışmalar da işte tam bu noktada kilitleniyor. İş dünyasına ait sivil toplum kuruluşları İstanbul, Ankara ve İzmir dışında ajans yönetim kurullarında yer alamıyor. Ağırlıklı olarak reel sektöre hizmet etmesi amaçlanan BKA'larda iş dünyasını yalnızca yarı özerk durumdaki ticaret ve sanayi odaları temsil ediyor. Öte yandan sızan bilgilere bakılırsa tasarı üzerine yıllardır çalışan Devlet Planlama Teşkilatı da son anda il genel meclisinin yönetime dahil edilmesinden rahatsız. Ancak teşkilatın bağlı bulunduğu Devlet Bakanı Abdullatif Şener'in Plan Bütçe Komisyonu'nda verilen önergeye itiraz etmemesi bir anlamda il genel meclisi başkanlarının yönetim kuruluna dahil edilmesine destek verdiği şeklinde yorumlanıyor.
Ajanslar siyasileşti
Konuya en büyük tepkiyi sanayici ve işadamları derneklerinin çatı örgütü olan
Türkiye Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) gösteriyor. TÜRKONFED
Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Onatça, ekim başında il genel meclisi başkanlarının
önerge ile yönetime dahil edilmesinin, iş dünyasında şok etkisi yaptığını iddia
ediyor. Kalkınma ajanslarındaki yönetim anlayışının zaten büyük bir bürokrasi
yaratılacağının göstergesi olduğunu belirten Onatça'ya göre sivil toplum kuruluşlarının
yönetim kurulunda yer almaması reel sektöre olan faydayı azaltacak. "İl
genel meclisi konuyu tamamen siyasi bir rant çerçevesine sokacak" diyen
Onatça'nın tasarının son haline yönelik görüşleri şöyle: "Avrupa Birliği
standardında kurulacak 'Bölgesel Kalkınma Ajansları' için hükümet bu kez de
'En doğrusunu ben bilirim' edasıyla hareket ediyor. Bölgesel Kalkınma Ajansları,
maalesef kamu ağırlıklı tasarlandı. Tüm dünyada özel sektörün dinamizmine dayanan
bu tür kurumların başarılı örnekleri göz önüne alınmadı. DPT'nin kanundaki görevi
,koordinasyonun çok ötesine geçirilerek yerelliğin ihmal edildiğini düşünüyorum"
Muhtemel pilot bölgeler arasında ilk sıralarda Erzurum, Erzincan ve Bayburt'u
içine alan Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı geliyor. Erzurum Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Muhammer Cıngıllı kalkınma ajansları yönetim kuruluna il genel
meclisi başkanlarının da son anda dahil edilmesinin tamamen siyasi bir karar
olduğunu söyledi. Cıngıllı; "Kalkınma ajansları her kesim tarafından fazlası
ile önemsendiği için tartışmalar bir türlü bitmiyor. İş dünyasının, tasarının
şu anki şekline bakıldığında ajanslarda yeterince temsil edilmediği kanısındayım.
Sivil toplum örgütleri dururken, il genel meclisi başkanlarının yönetime eklenmesi
ise tartışmaları iyice alevlendirdi. İl genel meclisinin bir yerde olması demek
orada siyasetin ağır basması demektir. Oysa bu yapıların siyasetten arındırılması
gerekiyordu" diye konuştu.
NUTS olarak isimlendirilen projeye göre ülke genelinde üç düzeyli istatistiksel bölge birimleri oluşturulacak. Türkiye'nin her ili (81 ilden her biri) bir Düzey-3 birimi olacak. Düzey-2 birimler ise 26 tane ve komşu illerin gruplandırılması ile oluşacak. Düzey-2 birimini oluşturan illerden birisi merkez olarak algılanacak. 12 tane olan Düzey-1 birimler ise Düzey-2 birimlerin gruplanmasıyla gerçekleşecek.
Kanun Meclis'ten çıkmadan hatadan geri dönülsün
Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci de il genel meclisi başkanlarının
yönetime dahil edilmesine tepki gösteriyor. Kanun meclisten çıkmadan önce adım
atılarak bu hatadan geri dönülmesi gerektiğini ifade eden Keçeci, "Bölgesel
kalkınma Ajansları'nın yapısını kamu ağırlıklı olduğu gerekçesi ile eleştiriyorduk.
Şimdi işin içine siyaset de girdi. Bizim önerimiz üniversitelerin ve iş dünyasını
temsil eden derneklerin de yönetimde yer alması yönündeydi" dedi.
Sivil toplum kuruluşları devre dışı bırakılmamalı
Yabancı Sermaye Derneği Eski Başkanı Abdurrahman Arıman konuya farklı bir açıdan
yaklaşıyor. Yaşanan bütün tartışmaların yönetime girme savaşına döndüğünü söyleyen
Arıman, bu durumun gerçek sorunların önüne geçtiği uyarısında bulundu. "Valilerin
ve son olarak da il genel meclisi başkanlarının yönetim kurulunda yer alması
ve buna karşın sivil toplum kuruluşlarının devre dışı bırakılmasına ben de karşıyım.
Ancak sorun sadece bu değil. Başka sorunlar da tartışılmalı. Örneğin burada
esnek bir profesyonel kadro anlayışı yok. Devlet memurlarının alt kadrolarda
çalışması düşünülüyor. Ancak madem bu ajansların amacı yabancı sermaye getirmek;
ama 800 milyon maaş verdiğin biri ile bu hedefine nasıl ulaşacaksın. Bu proje
Türkiye'nin kaderini değiştirecek kadar önemli. Bu yüzden kısır tartışmaları
bir kenara bırakmak ve kafamızdaki tabuları da yıkmak gerekiyor" dedi.
Kalkınma ajansları ne yapacak
Avrupa Birliği fonlarını kullandırmada yetkili olacak.
Ajanslara AB'den ilk aşamada 232 milyon euro katkı sağlanacak.
Yatırımcılar ajansa başvurarak arazi, finansal mühendislik ve teşvikler konusunda
bilgi alacak.
Yerinden yönetim felsefesi oluşturulacak, yatırımcı için tek adres olacak.
Bölgenin tanıtımı için faaliyette bulunacak.
KOBİ'lerin gelişmesi ve güçlenmesine destek sağlayacak.
Bölgesel kalkınmaya yönelik araştırmalar yapacak.
Özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kamu kesimini bir araya getirecek.
referans