Savcılar, sade vatandaş dışındaki imtiyazlı zümreye dokunamıyor

Haber Giriş : 31 Ekim 2005 07:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Rektör Yücel Aşkın'la ilgili soruşturmanın YÖK'ün iznine tabi olması, dikkatleri tekrar dokunulmazlıkların üzerine çekti. Savcılar sade vatandaşlar hakkında soruşturma başlatabilirken yargı mensubu, milletvekili ve rektörlerle ilgili iddialar dokunulmazlık zırhına takılıyor. Toplumda adalet duygusunu zedeleyen bu imtiyazın kaldırılması isteniyor.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın tutuklanmasının ardından YÖK ile hükümet arasında başlayan gerginliğin kritik noktalarından biri de YÖK'ün Aşkın hakkındaki soruşturma yetkisinin kendilerinde olduğunu savunması idi. Van Cumhuriyet Başsavcılığı da, soruşturma yetkisi YÖK'e ait olduğu için Aşkın hakkındaki bazı yolsuzluk iddialarıyla ilgili görevsizlik kararı vererek dosyaları YÖK'e gönderdi. Bu gelişme, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma gibi yolsuzluk suçlarında yargının elini kolunu bağlayan dokunulmazlıkların sınırlandırılması ile ilgili tartışmayı yeniden gündeme getirdi. Daha önce YÖK'ün bazı rektörlerle ilgili soruşturma taleplerine izin vermemesi Aşkın hakkındaki iddiaların da gerektiği gibi araştırılmayacağı endişesine yol açtı.

Anayasa'da yer alan ?kanun önünde eşitlik? ilkesine rağmen, kişi ve kurumlara göre yargılama usullerinin farklı olması, yargı önünde imtiyazlı sınıfların doğmasına ve karmaşaya sebep oluyor. Dokunulmazlık denince genellikle milletvekilleri akla gelirken, son dönemde yoğun tartışmalara neden olan rektörlerin yargılanmasında olduğu gibi YÖK, yüksek yargı organları, bağımsız kurullar, memurlar, askerler, diplomatlar ve avukatlar hakkında farklı yargılama usulleri uygulanıyor. Savcılar sade vatandaşlar hakkında doğrudan soruşturma başlatabilirken memurlar, yargı mensupları, milletvekilleri, avukatlar ve rektörlerle ilgili iddialar dokunulmazlık zırhına takılıyor. Bu durumun yargıda karmaşaya yol açması nedeniyle vatandaşlar arasındaki eşitliği bozan ayrıcalıklı yargılama sistemlerinin kaldırılması isteniyor. Devlet görevlilerinin yargıya güvenmediği görüntüsüne yol açan yargı imtiyaz ve dokunulmazlıkları, toplumdaki adalet duygusunu zedeliyor.

Başbakanlık Müfettişleri Derneği Başkanı Bülent Tarhan, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar ayrıcalık bulunmadığına dikkat çekerek, yargı önünde engel oluşturan imtiyazların kaldırılması gerektiğini belirtiyor.

Milletvekili dokunulmazlıklarının sadece yasama dokunulmazlığıyla sınırlandırılması gerektiğinin altını çizen Tarhan, memurlar hakkındaki izin sisteminin kaldırılması ve diğer kurumlara ilişkin farklı yargılama usullerinin de gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Tarhan, milletvekilleri, YÖK, yüksek yargı organları ve memurlar hakkında farklı yargılama yöntemi ve izin sisteminin yargıda karmaşaya neden olduğunu belirterek, ?Yargı önünde vatandaşlar arasında eşitlik olması gerekir. Özellikle yolsuzluk suçlarında farklı yöntem uygulanmamalı. Herkes Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki hükümlere tabi olmalı.? diyor. Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş da, ?Türkiye yolsuzluklar cenneti oldu.? diyor. Kurtuluş, imtiyazların tasfiye edilerek yargı önünde eşitliğin sağlanması halinde siyaset, bürokrasi ve yargıda yolsuzlukların azalacağını söylüyor.

Türkiye'de milletvekillerinin yargılanmasını önleyen yargı dokunulmazlıklarının dışında devletin çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla meslek sınıflarına ilişkin çok sayıda ayrıcalıklı yargılama yöntemi bulunuyor. Bunların başında memurların yargılanmasına ilişkin 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun geliyor. İdarenin izin vermemesi halinde memurlar hakkında yargılama yapılamıyor. Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek yargı organlarının üyeleri hakkındaki soruşturmalar kendi kurumlarında görevlendirilen heyetler tarafından gerçekleştiriliyor. Diğer yargı mensupları hakkındaki dava ve soruşturmalar da Hakimler ve Savcılar Kanunu'ndaki usullere göre yapılıyor. Rektörlere ilişkin soruşturma iznini YÖK veriyor. Avukatlık Kanunu'nda avukatların görevleriyle ilgili işledikleri suçların takibi Adalet Bakanlığı'ndan izin alınması şartına bağlı. Noterler için benzer bir uygulama var. MİT görevlileri hakkındaki soruşturmalar için Başbakanlık'tan izin gerekiyor. Askeri yargının işleyişi de farklı usullere tabi. BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'nde de, yolsuzluk suçları yönünden hiçbir kesime ayrıcalık tanınmaması öngörülüyor. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Raporu'nda da AB normlarına göre dokunulmazlığın sınırlandırabileceği tespitine yer verilmişti.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber