Katipler, amirlerin stres topu mu?
İşte Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinde bulunan adliye personelinin çözüm bekleyen sorunları ve istekleri:
YIPRANMA HAKKI BİZE DE VERİLSİN
"Biz zabıt katipleri ile mübaşirlerin bugüne kadar dile getirilmeyen birbirinden önemli sorunları var. Bunların dile getirilerek, bir an önce çözülmesi gerekiyor. Bizler yılda 90 günlük yıpranma payı hakkının verilmesini istiyoruz."
AŞIRI İŞ YÜKÜ, STRES VE AMİR BASKISI ALTINDAYIZ
"Zabıt katipleri ve mübaşirlerin göreve başlamaları akabinde 3-5 yıl geçmeden, aşırı iş yükü, stres ve amir baskısından dolayı saçları dökülmektedir. Kamu içerisinde biz adalet çalışanlarından daha fazla yorulan, daha fazla iş yapan ve daha fazla amir baskısı altında kalan bir meslek grubu yoktur. Çoğu meslektaşlarımız erken yaşlarda ağır hastalıklar geçirmiştir."
İKRAMİYEİSTİYORUZ
"Yıpranma payından yararlanmak istiyoruz. Ayrıca, çoğu kurumda personele yılda en az 2 maaş ikramiye veriliyor. Ancak aşırı iş yükümüz ve stresli çalışma ortamımız olmasına rağmen bizim böyle bir hakkımız bulunmamaktadır. Bu konunun da gündemde olmasını talep ederiz."
MOBBİNG NEDENİYLE 1 YIL PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRDÜM
"Küçük yaşta hem annemi, hem de babamı kaybettim. Hayatım mücadele ile geçti. 29 yaşındayım, 8 aylık evliyim. 2 üniversite bitirdim şu anda 3'üncüsünü okuyorum. Yaklaşık 2 yıldır, doğuda küçük bir ilçede zabıt katibi olarak görev yapmaktayım. Son 1 yılı psikolojik tedavi görerek geçirdim. En büyük sorunum, ekonomik sıkıntıdan ziyade mobbing. İşyerinde psikolojik taciz olarak bilinen, mobbing. Henüz 1 yıllık personelken 2 kez soruşturma geçirdim. Birincisi 15 dakika geç kaldım diye, ikincisi ise yaptığım bir işi yanlış olduğu için geri çeviren savcıya açıklama yaptım diye. (Amire sözlü saygısızlık, devlet memurunun güvenini zedeleyici hareketler vs suçlamalarıyla aylıktan kesme cezası aldım). Şikayet ettim ama sonuç alamadım."
ADLİYENİN OTOPARKLARINA ARAÇLARIMIZ ALINMIYOR
"Bakırköy Adliyesi'nde çalışıyorum. Zabıt katibiyim. Adalet ve eşitliğin merkezi olması beklenen ve adalet dağıtan yerler olarak bilinen adliyeler, aslında adaletsizliğin bir numaralı temsilcisi olmaya adaydır. Boş olan kapalı otoparka sadece hakimsavcıların araçları alınıyor. Bize küçük bir açık alan bırakılıyor. Orası da dolu olduğu için adliyemize araçla gidemiyoruz. İşe araçla gidemediğimiz için günlük 6 TL metrobüs parası verip ulaşalım desek de, bu kez ayda 70 TL'lik yol-akbil ücretimizi kestiler. 200 TL verdikleri mesai parası adı altındaki haklarımızı da kestiler."
ASANSÖRDE BİLE AYRIMCILIK YAPILIYOR
"Adliyelerde bulunan bina içindeki asansörlerde bile ayrımcılık yapılıyor. Örneğin; hakim-savcılara manyetik kart verilirken, biz katipler ve memurlar 10 kişi sıkış tıkış bir asansöre biniyoruz. Yani aynı saniyelerde yan asansörde hakimlerimiz ve savcılarımız tek kişi olarak 10 kişilik asansöre binerken, bizim çektiğimiz ve yaşadığımız insanlık adına doğru mu?"
AYAKLARIMIZ GERİ GERİ GİDİYOR
"En ufak bir hatada ve yanlışlıkta idari ve cezai soruşturma tehdidi ile karşı karşıya kalan, hırsızı ve katili ile her gün muhatap olan, onların gözünde bile onların işini yapmak zorunda olan, saygıyı hak etmeyen kişilikleriz. Hakimler onların gözü önünde bizi küçük düşürürken, onlar mı bize saygı duyacak? Maaşlarımız çok düşük. Hep maaş gününü bekliyoruz. Hakimlerin ve müdürlerin baskıları ve kaprisleri yüzünden her gün ayaklarımız geri geri gidiyor. Her gün istifayı düşünüyoruz."
HAK ARAMAYA KALKSAK YASAL İŞLEM YAPILIYOR
"En büyük sorunumuz, hakkımızı arayamamız. Hak aramaya korkuyoruz. En ufacık bir eylem yapmaya kalksak, polis başımıza dikiliyor, yasal işlem yapılıyor."