Lojman Cinayeti ile ilgili ilginç iddia
Eski milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün milletvekili lojmanlarında öldürülmesinin aydınlatılması ve sorumluların belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Başkanı Ahmet Çağlayan, hala olayla ilgili delilleri karartma uğraşı içinde olanların olduğunu söyledi.
Eski Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün milletvekili lojmanlarında
öldürülmesinin aydınlatılması ve sorumluların belirlenmesi amacıyla kurulan
Meclis Araştırması Komisyonu, raporunu tamamladı.
Komisyon Başkanı AK Parti Uşak Milletvekili Ahmet Çağlayan, komisyon üyeleriyle
Parlamento'da yaptığı basın toplantısında, bugün TBMM Başkanlığı'na sunulacak
rapordaki tespitler hakkında bilgi verdi.
"Olayı aydınlatmada başarılı olamadık. Başarılı olduğumuzu söylemek isterdim.
Ama bu olayda sonuca gidilebileceğine inanıyorum" diyen Çağlayan, olayda
bazı kişilerin sorumluluklarının gereğini yerine getirmediğini öne sürdü.
Çağlayan, raporda, cinayetin işlendiği tarihte İçişleri Bakanı olan Mustafa
Kalemli hakkında Meclis Soruşturması, dönemin TBMM Başkanı Kaya Erdem, eski
savcı Yaşar Beğendik, eski Ankara Emniyet Müdürleri Hasan Özdemir ve Mehmet
Canseven, eski Asayiş Şube Müdürü Hüseyin Özalp, eski asayiş başkomiserleri
Temel Aydın ve Murat Okşar, eski meclis lojmanları koruma amiri Ethem Cennet,
o dönemin TBMM lojmanlarından sorumlu yöneticisi Kemal Şensoy ile eski Genel
Sekreter Yardımcısı Fahri Köprülü hakkında suç duyurusu tespitinde bulunduklarını
bildirdi.
Çağlayan, hala olayla ilgili delilleri karartma uğraşı içinde olanların olduğunu
söyledi.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Çağlayan, rapor hakkında bilgi verdi. 23-24
Haziran 1991'de Meclis lojmanlarında Mustafa Güngör'ün öldürülmesiyle ilgili
olarak sorumluların görevlerini yapmadığını tespit ettiklerini belirten Çağlayan,
baba Erol Güngör ile eşinin ifadesinin bile 3 ay sonra alındığını kaydetti.
Komisyon olarak 29 oturumda 124 kişiyi dinlediklerini, Mustafa Güngör'ün ailesi,
arkadaşları, yakınları, cinayetin işlendiği tarihte Meclis lojmanlarında oturanların
ve soruşturmada görevli olanların bilgisine başvurduklarını anlatan Çağlayan,
olayın üzerinden 14 yıl geçtiği için bazı kişilerin adreslerini bulmada güçlük
çektiklerini vurguladı.
"Olayın aydınlanması konusunda başarılı olamadık... Başarılı olduğumuzu
söylemek isterdik. Arkadaşlarım bana hep soruyorlar; 'başarılı olunabilir mi,
sonuca gidilebilir mi?' diye... Halen ben sonuca gidilebileceğine inanıyorum"
diyen Çağlayan, hala olayla ilgili delilleri karartma uğraşı içinde olanların
bulunduğunu söyledi.
Çağlayan, Meclis lojmanlarında gittiklerinde buldukları 4 külotu böyle yorumladığını,
üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen olayı başka yöne çekmek isteyenlerin bulunduğunu
ifade etti.
"SORUMLULAR KİM?"
Çağlayan, "sorumlulukları olanlar kimlerdi" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Eski meclis başkanı Kaya Erdem... Olay öncesinde de meclis başkanıydı,
sonrasında da... Erol Güngör defalarca başvurmuştur.
Oradaki görevlilerin ne yeri değiştirmiş, ne görevlerinden alınmış, ne açığa
alınmış, ne de haklarında en küçük bir tahkikat yapılmıştır.
Delillerin karartılmasına mani olacak çalışmalar yapılmadığını düşünüyoruz.
Mustafa Kalemli, olayın olduğu gün İçişleri Bakanı olmuştur.
Olaydan haberdardır. Kendisin İçişleri Bakanı olarak üzerine düşen idari görevleri
yapma konusunda yeterli olmadığını düşünüyoruz.
Eski emniyet müdürleri Hasan Özdemir ve Mehmet Canseven...
Olayların önlenmesinde ve aydınlatılmasında üzerlerine düşen görevleri yapmamışlardır.
Hatta çok ilginçtir. Osman Ilıman diye bir görevli başlamış soruşturmaya, sonra
alınmış, yerine başkaları gelmiştir.
Başka faili meçhul dosyaları da inceledim. Kırgınlık ve dargınlıkların, insanların
en tabii haklarını kullanmasına yansımamalıdır. Ama burada böyle bir şey hissettik.
Görevliler ile ilgili idari ve adli tahkikat konusunda üzerlerine düşeni yapmamışlardır.
Keza eski Asayiş Müdürü Hüseyin Özalp da aynı şekilde gerek olayın aydınlanmasında,
gerekse delillerin toplanması ve bunların korunmasında, korunan delillerin adliyeye
intikalinde üzerine görevi yapmamış, ihmal etmişlerdir.
"ARALARINDAKİ DARGINLIK...
Yine asayiş şubesi eski başkomiserler Murat Okşar ile Temel Aydın, soruşturma
için özel görevlendirilmişlerdir. Ama Osman Ilıman ile bunların arasında, beyanlara
yansıyan bir dargınlık var. Biri soruşturmaya başlamış, 2 gün sonra görevden
alınmış... Tamam alınabilir ama koordinasyon sağlanır. Ama bu koordinasyon da
sağlanmamış.
Meclis lojmanları eski koruma amiri Ethem Cennet var. Lojmanlara giriş çıkışın,
kontrolün yeterli olmadığıyla ilgili ifadeler var.
Anlaşılıyor ki öncesinde önleyici tedbirler alınmamış, sonrasında da bu delillerin
korunması konusunda görev yerine getirilmemiştir.
Oradaki görevlilerin değiştirilmesi gerekirdi. 24 saat korunan ve milletvekillerinin
oturduğu bir yerde bir milletvekili çocuğu öldürülüyor ama oradaki görevliler
değiştirilmiyor. Oradaki görevlilerin alınmamasının, olayın aydınlatılmamasında
önemli rol oynamıştır."
"ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLSA DA...
Çağlayan, cinayetten sonra Güngör'ün evinde kendisine haber verilmeden temizlik
yapılması emrini veren Meclis Görevlisi Kemal Şensoy ile yine Eski TBMM Genel
Sekreter Yardımcısı Fahri Köprülü hakkında da delillerin kaybedildiğiyle ilgili
intiba uyandırdığını ve görev eksikliğini tespit ettiklerini söyledi.
Olayda, savcı Yaşar Beğendik'in üzerine düşen görevi yapmadığını belirten Çağlayan,
"Beğendik, cinayet kendisine haber verildiğinde olay yerine gitmiş. Yapması
gereken, delilerin kaybolmaması için tedbirleri almaktı, orayı boşaltmaktı.
Ama delilerin toplanmasında ihmal göstermiştir. İhmalin de ötesine geçerek görevini
suiistimal etmiştir" dedi.
Çağlayan, Kalemli hakkında Meclis Soruşturması, Kaya Erdem ve diğer görevliler
hakkında ise suç duyurusu tespitinde bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Burada şu var; görevi ihmal ve suiistimal konusu zaman aşımına uğramıştır.
Bunu, önergeyi verenler de biliyor. Olayın aydınlatılmasında başarılı olamadık
ama başarılı olunabilir. Fakat her ne kadar bu sorumlular konusunda zamanaşımına
uğranılmış olsa da bu kişilerin sorumluluklarının mutlaka tespit edilmesi gerekiyor.
Zira bugün olanlar, yarın yine olabilir. Diğer olaylar için ışık olabilir."
Çağlayan, olayla ilgili iki ihbarı araştıramadıklarını söyledi.
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Çağlayan, çalışmalarını tamamlayan
komisyon raporuyla ilgili soruları yanıtladı.
Çağlayan, bir gazetecinin, "Komisyonun görev süresi dolarken baba Erol
Güngör, verdiği ek ifadede, JİTEM'de görevli 2 kişinin kendisiyle bağlantı kurarak,
'bir dinleme sırasında telefona lojman cinayetiyle ilgili bir konuşmanın takıldığını,
görüşmeyi yapan kişilerin yerini ve kimliğini tespit ettiklerini' söylemiş.
Bunu araştırabildiniz mi?" sorusuna, "Bunu, raporumuza da koyduk.
Bu konunun araştırılmasını, ilgili makama suç duyurusu olarak ileteceğiz"
dedi.
Komisyonun son çalışma gününde aldıkları bir başka ihbarda, "Mustafa Güngör'ün
kendisinden 10 yaş büyük bir kadınla ilişkisi olduğunun" belirtildiğini
söyleyen Çağlayan, sürelerinin bitmesi nedeniyle bununla ilgili de gerekli araştırmayı
yapamadıklarını, ancak konuyu araştıracak makama bildireceklerini kaydetti.
Çağlayan, "Araştıramadığımız, hatta dinlenmesi konusunda önemli gördüğümüz
şahıslar vardı. Onların adresini tespit edemedik. 4 ayda, 124 kişiyi dinledik.
İstanbul, Tekirdağ ve İzmir'e gittik. Ama 4 ay kısa bir süreydi. Bu süre uzasaydı
önemli gördüğümüz konularda araştırma yapabilirdik. Örneğin, Mustafa Güngör'ün
gittiği sürücü kursunda arkadaşlarını tespit ettik ama kendilerine ulaşamadık,
dinleyemedik. Vaktimiz yetmedi" dedi.
"Olayın kapatılması yönünde siyasi baskı olduğu izlenimini edinip edinmedikleri"
sorusuna karşılık Çağlayan, olayın aydınlatılmasında başarılı olamadıkları için
soruya yanıt veremeyeceğini ifade etti.
Çağlayan, "Olayda derin devleti görmediniz mi?" sorusu üzerine, "rasgele
sözler söylemek istemediğini, olay aydınlatılmış olsaydı bazı şeyler söyleyebileceğini"
kaydetti.