Kamu zararı nedir, nasıl rücu edilir?
Kamu zararında rücu durumunun söz konusu olduğu hallerde dava açma yetkisi kimdedir?
Kamu zararı nedir?
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve kontrol Kanunun 71. maddesinde Kamu zararı;
"Mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır"
şeklinde tanımlanmıştır.
5018 sayılı Kanuna göre kamu görevlileri; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludurlar.
Rücu hakkı nedir?
Bir kimsenin alacaklısına ödediği şeyi diğer birinden istemeye hakkı olması durumuna rücu hakkı denmektedir.
Anayasamızın ?Temel hak ve hürriyetlerin korunması? başlıklı 40. maddesi, 3.fıkrası ?Kişinin, resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.? hükümleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ?Kişilerin Uğradıkları Zararlar? başlıklı 13.maddesi 1. fıkrasında; ?Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kâğıtların ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.? hükümleri bulunmaktadır.
657 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca 27.6.1983 tarihli ve 83/6510 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.
Akabinde 24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi gazetede 5018 Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu yayımlanmıştır. Bu kanunun 71. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 19.10.2006 tarih ve 26324 sayılı Resmi gazetede yayımlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.
Bu mevzuatlara rağmen Rücu hakkı pek uygulanmamıştır.
Kamu zararının rücu edilmesinde sorumluluk hangi kurumlardadır?
Kamu zararında rücu durumunun söz konusu olduğu hallerde dava açma yetkisi 4353 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne ait olmakla birlikte; Bu kanun 02.11.2011 tarih ve 28103 Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)ile yürürlükten kaldırılmıştır. 4353 sayılı Kanuna yapılmış atıflar 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.
659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Diğer hükümler" başlıklı 22. maddesi 1. fıkrasındaki; "Kamu zararından doğan alacakların takip ve tahsilinde aşağıda belirtilen hükümlere uyulur. a) Kamu zararından doğan alacakların sorumlularca ve/veya ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmemesi halinde alacak takip dosyası, genel hükümlere göre takibat yapılmak ve dava açılmak üzere, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince o yerdeki muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığına gönderilir. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde dava ve icra işleri kamu idaresi yöneticileri tarafından takip edilir. Genel bütçe dışındaki diğer kamu idarelerinde söz konusu dosya hukuk birimine gönderilir." hükümlerine göre dava açma yetkisi, zararın oluştuğu yerdeki muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığıdır.
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü 09.03.2011 tarih ve 9081 sayılı yazısına göre; Yargı kararları gereğince ödenen tazminatlar, avukat ücretleri ve mahkeme masrafları nedeniyle meydana gelen hazine zararının tazminine ilişkin rücu davası açılabilmesi için öncelikle zararın miktarı ile zararın meydana gelmesinde sorumlu bulunan kişi/kişilerin kesin olarak bilinmesi gerekmektedir.
Dava açmaya yeter derecede bilgi ve belgenin gönderilmesi işi ilgili idaresinin görev, yetki ve sorumluluğunda bulunduğundan, hazine avukatlarının rücu davası açılmasına ilişkin görevi; zararın miktarı ile zarardan sorumlu olan kişi/kişilerin kimlik ve adres bilgilerinin dava açmaya imkân verecek şekilde idaresi tarafından bildirildiği andan itibaren başlamaktadır.
Rücu durumunun söz konusu olup olmadığı, idaresince değerlendirerek, rücu davası açılmasını gerektirir durumun varlığının tespit edilmesi halinde dava açılmasına esas olacak ödeme belgeleri, mahkeme kararı, rücu edilecek kişilerin kimlik ve tebligata elverişli adres bilgileri ile sair gerekli bilgi/belgelerin, rücu davası açılması yönünde görüşleri ile birlikte Baş hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne/Muhakemat Müdürlüklerine/Hazine Avukatlarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü 09.03.2011 tarih ve 9081 sayılı yazısı için tıklayınız.
5018 Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 60. maddesinde sayılan ve 5436 sayılı Kanunun 15. maddesine dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan, Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5'nci maddesinin (k) bendine göre; idare gelirlerini tahakkuk ettirme, gelir ve alacakların takip ve tahsil işlemlerini yürütme görevi, strateji geliştirme birimlerinin görevleri arasında yer almıştır.
Bu nedenle örneğin Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatında; Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından hazırlanan 2007/02 nolu genelge gereğince yargı kararları ile tespit edilerek idareye bildirilen kamu zararlarının takip ve tahsil işlemleri merkezde Strateji Geliştirme Başkanlığı, taşrada ise il/ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.
Ayrıca; İdarenin davaların açılmasını önlemek, devleti zarara uğratmamak adına, Anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, uyuşmazlıkların sulh yoluyla çözümü konusunda mütalaa vermek adına 02.11.2011 tarih ve 28103 Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) nin ?Adli uyuşmazlıklarda sulh? başlıklı 9. maddesine göre idareler, kendi aleyhlerine dava açılacağını veya icra takibine başlanılacağını öğrenmeleri durumunda da karşı tarafı sulhe davet edebilirler. Sulhe davet, uyuşmazlığın tarafı olan gerçek veya tüzel kişilerce de yapılabilmektedir. Bu durumda önlem almayan kamu yöneticileri de kamu zararı meydana getirmektedirler.
Ahmet Kandemir
Memurlar.net öğretmenler Bölüm Sorumlusu