Bilgi Edinme Hakkı bürokrasiye ve mevzuata takıldı
Bilgi Edinme Hakkı yine mevzuat ve bürokrasiye takıldı. Radikal, yazar Orhan
Pamuk hakkındaki dava düşmeden önce, aralık ayında, düşünce suçlarıyla ilgili
genel ve güncel haber vermek amacıyla Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Bilgi Edinme Hakkı Yasası'na atıf yapılan başvuruda, yeni TCK'nın yürürlüğe
girdiği 1 Haziran 2005'ten sonra, düşünce suçlarıyla ilgili 301 (Türklüğü, devlet
organlarını aşağılama), 21 (halkı suç işlemeye tahrik) ve 305 (Temel milli yararlara
hakaret) başta olmak üzere çok tartışılan maddelere dayanılarak kaç kişi hakkında
kaç inceleme-soruşturma yapıldığı, kaç dava açıldığı, kaç kişiye beraat ya da
ceza veya takipsizlik verildiği, Yargıtay'dan geçen kaç karar olduğuna yanıt
istendi.
Başvuruyla ilgili ilk gariplik, aynı soruların bakanlığın iki ayrı dairesine
gönderildiğinin ortaya çıkması oldu. Gazeteye ilk yanıt veren Adalet Bakanlığı
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'ydü. 3 Ocak 2005 tarihli ve daire başkanı
hâkim Muharrem Songur imzalı yanıt şöyle:
"23 Aralık 2005 tarihli dilekçeniz incelenmiş olup, genel müdürlüğümüzce
yıllık bazda ağır ceza merkezlerine göre istatistiki anket formları ile toplanıp
derlenen ve değerlendirilen adalet istatistikleri www. adli-sicil.gov.tr sayfamızda
yayımlanmaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim."
Aynı soruya bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nden bakan adına hâkim Ramazan
Kaya imzasıyla gönderilen diğer yanıtta ise şunlar kaydedildi: "Bilgi Edinme
Hakkı Kanunu 7/2. fıkrasında 'Kurum kuruluşlar, ayrı ve özel bir çalışma, araştırma
inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bilgi ve belge için
yapılacak başvurulara olumsuz yanıt verebilirler' hükmü yer almaktadır. Bu nedenle
ayrı ve özel bir çalışma neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgiye yönelik
başvurunuza cevap verilememiştir. Bu işleme karşı 15 gün içinde Bilgi Edinme
Değerlendirme Kurulu'na itiraz edilebilirsiniz."
Öncelikle Adli Sicil'in yanıtı bir eksik anlamayı gösteriyor. Çünkü istenen
bilgi yıllık değil yaklaşık altı aylık davaların sayısıyla ilgiliydi. Dolayısıyla
bakanlığın internet sayfasında yoktu. Yanıta göre, yaklaşık iki yıl geçmeden
(bir yıl da istatistik yayımı için geçen süre) bir suçtan kaç dava açıldığını
öğrenmek mümkün değildi.
Oysa, bakanlık daha bir hafta önce genelge yayımlamış ve teşkilatından basın
yoluyla işlenen suçlarla ilgili bilgilerin her ay düzenli olarak bakanlığa gönderilmesi
istenmişti. Genelgede bu istatistiklerin AB'ye de gönderileceğine vurgu yapılıyordu.
Ceza işlerinin ise soruyu daha ciddiye aldığı görülmekle birlikte, yanıtı istenen
soruların belirtildiği gibi günlerce çalışmayı gerektirecek hacimde olmadığı
için doyurucu değildi. Bakanlık bilgi vermeyince de, düşünceyle ilgili kaç soruşturma,
dava, beraat, takipsizlik, sanık ve hükümlü bulunduğu konusunda sağlıklı bir
rakam vermek de olanaksız hale geldi.
radikal