Kreşte dayak iddiası
Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube Müdürü Ali Dönmez, 2 yaşındaki çocuğu
kreşte dövüldüğü iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Alınan bilgiye göre, Ali Dönmez ve ebe olan eşi Fatma Dönmez, 3 Nisanda çocukları
Alper Dönmez'i özel bir kreşe verdiler.
Çift, iki gün sonra iş çıkışı kreşten aldıkları, bu sırada yüzünde morluk ve
darp izleri olduğunu fark ettikleri çocuklarını, Balıkesir Devlet Hastanesine
götürdü.
Hastaneden alınan doktor raporunda, "sol yanakta birbirine paralel parmak
aralıkları ile uyumlu dört mor renkli ekimoz" saptanmasının ardından, Ali
Dönmez sorumluların bulunması için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunurken,
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile İnsan Hakları Kuruluna da başvurdu.
Dönmez, oğlunun yüzünde morlukların bulunduğuna dair fotoğrafları delil olarak
adli makamlara sunduklarını belirterek, "Oğlumu kreşe verdik ve acı yaşadık.
Olayın şoku uzun sürdü. Ağlamalar sonrası Alper'i psikiyatriste götürdük. Çocukla
birlikte biz de depresyona girdik. Bunu yapanın belirlenmesini, cezasının verilmesini
istiyoruz.
Hukuk mücadelemiz devam edecek" dedi.
Anne Fatma Dönmez ise oğlunun daha önce bir bakıcısının bulunduğunu, 2 yaşına
geldiği halde konuşmakta zorlandığı için doktorların da önerisiyle kreşe verdiklerini
ifade ederek, "Olaydan sonra psikolojisi bozuldu, sürekli ağlamaya başladı.
Kreşteki iki gün, oğlumu mahvetti. Orada giydiği ayakkabıları fırlatıp atıyor,
kreşin yakınlarındaki çocuk parkına bile gitmek istemiyor" diye konuştu.
Dönmez çiftinin avukatı Nadir Karakaşlı da gazetecilere yaptığı açıklamada,
çocuğun yüzündeki darp izlerine ilişkin Bursa Adli Tıp Kurumu ve Balıkesir Devlet
Hastanesinden alınan raporlar bulunduğunu söyledi.
Karakaşlı, daha önce de bazı ailelerin aynı kreş hakkında çocuklara kötü muamele
yapıldığına dair şikayetlerde bulunduklarını iddia etti.
KREŞ YÖNETİMİ İDDİALARI REDDETTİ
Kreş sahibi B.A. ise Alper Dönmez'in boynunda, kreşe geldiği ikinci gün bir
kızarıklık olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:
"Bakıcısı merdivenden düştüğünü söylemişti. Bakıcıya (Annesinin haberi
var mı?) diye sordum. O da bilgisinin olduğunu ve bu olayı fazla büyütmememi
söyleyip, koşarak gitti. Ben de boynuna ilaç sürdüm.
Bakıcısı saat 13.30'da çocuğu almaya geldi. Uyuduğunu, ancak isterse alabileceğini
söyledim. Uyandıktan sonra almayı uygun buldu. Çocuğu verirken, yine çocuğun
durumunu hatırlattım. Sinirli bir şekilde (Hocam çok abarttınız) dedi.
Alper, bakıcısını gördüğünde tepki verdi. Bacağıma sarıldı, gitmek istemedi.
Alper'i giydirdim. Bakıcısına teslim ettim. Bakıcısı da çocuğu kucağına aldı.
Yarım saat sonra annesi aradı. Fotoğrafları ben de gördüm. Küçük bir yara değil.
Düşse ya da darp edilse Alper'in müthiş bir şekilde ağlaması gerekir. Bunu da
tüm çocuklar görürdü." B.A, Alper'in konuşma ve işitme sorunu olduğunu
sonradan öğrendiğini, çocuğu kreşe alırken sağlık raporu istediklerinde ailenin
"Ne gerek var" diye tepki gösterdiğini öne sürerek, "Alper bir
hafta önce Bursa'da kontrolden geçmiş. Bu olayda bir kasıt var.
Kesinlikle bizim kreşte bir darp ya da düşme olayı olmadı. Kimseyi suçlamak
istemiyorum. Ama bunun sorumlusu bakıcı olabilir, aile olabilir" dedi.
Bu arada, Balıkesir Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Akbıyık, olayla ilgili
başlattıkları idari soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi.