Müze eski köy yaşamını yansıtıyor

Uygur, Uludağ eteklerindeki köyün, il merkezine 35 kilometre uzaklığında, dört mevsimin eşsiz güzelliklerine sahip, taşlı yollarla kaplı, rüzgarın dokunduğu ağaçlar altında bir yerleşim birimi olduğunu söyledi.

Köyünde 55 hanede 210 kişinin yaşadığını belirten Uygur, Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez ile yaklaşık 8 yıl önce tanıştığını anlattı.

Erdönmez'in, kendisinden eşyalarını müzeye bağışlamasını istediğini dile getiren Uygur, şöyle devam etti:

"Bu teklifi hemen kabul ettim. Bir araç göndermelerini istedim ve eşyalarımı teslim ettim. Çiftçilikle ilgili tırmık, kağnı arabası, kara saban, pulluk, düven, tırpan, orak, hamur teknesi, çocukluğumda kullandığım oyuncak arabam ve dedemden hatıra kalan av tüfeğiyle yaklaşık 40 eşyamı müzeye bağışladım. Bu bağışı, vatandaşların, yıllar önce nasıl çiftçilik yapıldığını öğrenmesi amacıyla gerçekleştirdim. Çiftçilikle uğraştım ama çocuklarım bu işle ilgilenmedi, bundan dolayı da bilmezler. Bu eşyalar evimde kalsaydı heder olur, kaybolur giderdi ama bu müzede kıyamete kadar kalır. Önemli olan bunlara sahip çıkılmasıdır."

Müze ziyaretçilerinden eski eşyalara ilgi

Erdönmez ise Uygur'un bağışladığı eşyalarla müzede bir köşe oluşturduklarını, böylelikle hem köyün hem de köylünün tanıtılmasını amaçladıklarını bildirdi.

Köylülerin, kültürünü tanıtması için Kent Müzesi'ne bağış yapmasının kentlilik bilinci bakımından önemli olduğunu vurgulayan Erdönmez, şunları kaydetti:

"Buradaki hedefimiz; aynı zamanda köylerin de müzelerde bir yere sahip olması, kültürlerini anlatabilmesi ve senenin belli zamanlarında Bursalılar tarafından ziyaret edilmesiydi. Hedefe kısmen ulaştık. Oluşturduğumuz köşede, Bursa dışından gelenler de fotoğraflar çektiriyor. Bu köşeden dolayı Dağ Yöresinden, köylerden birçok öğrenci ve vatandaş gelip eskiden atalarının kullandığı eşyaları görüyor."

Bir köyün, müzede temsil edilmesinin önemli olduğunu anlatan Erdönmez, Uygur'a teşekkür etti.