Görevden uzaklaştırma tedbiri ne kadar uygulanabilir?
Aşağıdaki karar, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Birinci Hukuk Müşavirliğinin internet sitesinden alınmıştır.
657 sayılı Kanunun 137. maddesi şu şekildedir:
"Madde 137 - Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği
hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları
hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.
Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir."
Madden de görüleceği üzere, kanun koyucu, görevi başında kalmasında sakınca görülen durumları tek tek sayma yoluyla belirtmemiş, bu konudaki takdiri soruşturmayı yürütenin takdirine bırakmıştır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde yaşanan bir olayda, A ilçesinde şef olarak çalışan bir memur, B ilçesine nakledilmiştir. Gerekçe olarak da hakkındaki "kendisine emanet edilen tapu sicilleri üzerinde hukuki sebepten yoksun sahte tesciller oluşturma" iddialarıdır. Memur hakkında ayrıca iki ayda bir karar verilmek üzere "görevden uzaklaştırma" tedbiri uygulanmıştır. Memur, B ilçesinde iken, iddiaların önceki görev yeriyle ilgili olduğunu belirterek hakkında yürütülen "görevden uzaklaştırma" tedbirinin kaldırılmasını talep etmiştir. İdare ise talebi reddetmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, davacıya isnat edilen fiilin yürüttüğü hizmetle doğrudan ilgili olduğunu belirterek "Bu itibarla, davacıya isnat edilen filler ve bu nedenle hakkında açılan ceza davası, yürüttüğü hizmeti ve hizmetten yararlananları olumsuz etkileyecek nitelikte olduğundan, görevden uzaklaştırılmasına dair işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir." kararını vermiştir.
Bu karara göre, eğer görevden uzaklaştırmaya konu edilen fiil yürütülen hizmetle doğrudan ilgili ise memurun yeri değiştirilse dahi "görevden uzaklaştırma" tedbirinin uygulanmasına devam edilebilir.
İŞTE MAHKEME KARARI
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
ESAS NO : 2010/890
KARAR N : 2013/2890
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü/Ankara
KARŞI TARAF (DAVACI) :
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesinin 25.02.2010 günlü, E: 2010/108, K:2010/318 sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADİNA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; ... Tapu Sicil Müdürü olarak görev yapan davacının görevden uzaklaştırılmasına ve durumunun iki ayda bir incelenmesine ilişkin 21.04.2006 günlü, 92 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin 18.10.2007 günlü, E:2007/1597, K:2007/1163 sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137. maddesinde yer alan hükümlerden bahisle; davacıya isnat edilen fiillerin halen görev yaptığı... İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü görevine ve dönemine ilişkin olmadığı, ... Tapu Sicil Müdürlüğü'ndeki şeflik görev ve dönemine ilişkin olduğu, diğer taraftan isnat edilen Fiillerle ilgili 14.03.2006 günlü, 03 sayılı suç ihbar (tevdii) raporu ile 01.05.2006 günlü, 05 sayılı ön inceleme raporunun düzenlendiği ve soruşturmanın tamamlandığı, bu nedenle soruşturmanın esenliğini etkileyecek bir durumun da söz konusu olmadığı, daha önce çalıştığı yerde işlediği öne sürülen ve; soruşturması tamamlanarak soruşturma raporu da düzenlenen fiillerden hareketle davacının mevcut görevinden uzaklaştırılmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
Anılan karar temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Beşinci Dairesinin 09.11.2009 günlü, E:2007/7642, K:2009/6021 sayılı kararıyla, davacının, kendisine emanet edilen tapu sicilleri üzerinde hukuki sebepten yoksun sahte tesciller oluşturduğu iddiasıyla yargılandığı, söz konusu fiilin önceki görev döneminde işlendiği ileri sürülse dahi, halen tapu sicillerinin tutulmasından sorumlu olan bir yönetici olarak görevine devam ettiği, dolayısıyla tapu kayıtları üzerinde işlem yapmaya da devam edeceği için görev başında kalmasının sakıncalı olduğunun anlaşıldığı; bu gerekçeyle görevden uzaklaştırılmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de, idare Mahkemesince bozma kararına uyulmayarak, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar edilmiştir.
Davalı idare; dava konusu işlemde hukuka ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığını ileri sürerek, ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137. maddesinde, görevden uzaklaştırma, "Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir." şeklinde tanımlanmış, takip eden maddelerde ise, görevden uzaklaştırmaya ilişkin esas ve usullere yer verilmiştir.
Anılan maddeler bir arada incelendiğinde, görevden uzaklaştırmanın, yalnızca yürütülen soruşturma ya da kovuşturma nedeniyle sup delillerinin ortadan kaldırılmasını engelleyen bir önlem olmadığı, memurun işlediği ileri sürülen supun niteliğine ve yürüttüğü görevin önemine göre, görevi başında kalmasının sakıncalı olduğu kanaatine varılan hallerde , kamu hizmetinin düzenli , sağlıklı bir şekilde yürütülmesini ve hizmetten yararlananların güven duygusunun sarsılmasının önüne geçilmesini amaçlayan geçici bir tedbir olduğu sonucuna varılmaktadır. Aynı maddelerde, delillerin toplanması evresi olan soruşturma süreci sonrasında, kovuşturma sırasında da görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasına olanak tanıması, varılan sonucu desteklemektedir. Şüphesiz ki, bu tedbirin uygulanması görevden uzaklaştırılan kişinin suplu olduğu anlamına gelmemektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, tapu sicil müdürü olan ve tapu kayıtlarının gerçeğe uygun ve düzenli bir şekilde tutulmasından sorumlu olan davacının, "kendisine emanet edilen tapu sicilleri üzerinde hukuki sebepten yoksun sahte tesciller oluşturduğu" iddiasıyla yargılandığı anlaşılmaktadır. Davacıya isnat edilen fiilin yürüttüğü hizmetle doğrudan ilgili olduğu açıktır. Bu itibarla, davacıya isnat edilen filler ve bu nedenle hakkında açılan ceza davası, yürüttüğü hizmeti ve hizmetten yararlananları olumsuz etkileyecek nitelikte olduğundan, görevden uzaklaştırılmasına dair işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, ... İdare Mahkemesinin 25.02.2010 günlü, E:2010/108, K:2010/318 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün ipinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
NOT: Yukarıdaki karar, yargımız açısından yüz kızartıcıdır. 2006 tarihli bir işlemler ilgili nihai karar 2013 yılında verilmiştir.