Haksız soruşturmada, amire dava açılamaz
Yargıtay, haksız disiplin soruşturması için kişiye değil kuruma dava açılabileceğine karar verdi
Yargıtay, haksız disiplin soruşturması için kişiye değil kuruma dava açılabileceğine karar verdi.
MEMURA BAŞLATILAN HAKSIZ DİSİPLİN SORUŞTURMASI, TAZMİNAT...
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/850
KARAR: 2014/1588
Davacı G... vekili Avukat... tarafından, davalı B... aleyhine 09/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/09/2013 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, hakkında yapılan bir şikayet nedeniyle davalı tarafından başlatılan disiplin soruşturması kapsamında davalının görevini kötüye kullandığını, öğretim üyeleri arasında ayrımcılık yaptığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dekanlık görevini icra eden davalının davacı hakkında yapılan şikayet üzerine soruşturma başlatmasının kanuni görevi olduğu, davacının iddialarını ispatlayamadığı ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; ...Üniversitesi ...Fakültesi dekanı olarak görev yapan davalının aynı fakültede öğretim üyesi olarak görev yapan davacı hakkında başlattığı disiplin soruşturması sırasında görevini kötüye kullandığı ileri sürülmüş, davalı dekanın görevi sırasında ve görevi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulması istendiğine göre, yerel mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davalı hakkındaki davanın taraf sıfatı bulunmadığından reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa'nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.04/02/2014