Bürokrasinin Türkiye'ye Etkileri isimli rapor, bürokrasinin hizmetleri nasıl geciktirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Bürokrasinin Türkiye'ye Etkileri isimli rapor, bürokrasinin hizmetleri nasıl geciktirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Bürokrasinin hizmetleri nasıl geciktirdiği, mülkiye
müfettişlerinin hazırladığı raporla belgelendi: Devletin telef olan koyununun
kayıttan silinmesi için bile Tarım Bakanlığı müsteşar yardımcısının onayı
gerekiyor.
?Bir üretme çiftliğinde telef olan koyunun kayıtlardan düşülmesi için önce
komisyon toplanıyor. Komisyon rapor hazırlıyor. Raporun onayı Ankara'da Tarım
Bakanlığı müsteşar yardımcısının oluruyla gerçekleşiyor.? İçişleri
Bakanlığı'nın, mülkiye başmüfettişlerine hazırlattığı raporda yer alan bu
ifadeler, TBMM'de görüşülen Kamu Yönetimi Reformu Tasarısı'na duyulan ihtiyacı
gözler önüne seriyor. Hükümetin hazırladığı tasarıyla Ankara'nın yetkilerinin
yerel yönetimlere devredilmesi ve vatandaşın bürokrasi çilesinin en aza
indirilmesi hedefleniyor.
Başmüfettişler Ali Çetinkaya ile Mustafa Tekmen, bürokrasinin Türkiye'ye
etkilerini araştırdı. Hazırlanan raporda, bürokrasinin yatırım ve hizmetlerin
gecikmesine sebep olduğuna işaret edildi. Ülkemizdeki bürokrasinin çarpıcı
örneklerle anlatıldığı raporda, devlete ait koyunun telef olması halinde
kayıtlardan düşülmesi için yaşanılan prosedür şöyle dile getirildi: ?Önce bir
komisyon oluşturuluyor. Komisyon rapor hazırlıyor. Rapor onay için Tarım
Bakanlığı'na gönderiliyor. Müsteşar yardımcısının onayı ile koyun kayıttan
düşülebiliyor.? Raporda başka örneklere de yer verildi: İlçeye bağlı bir köyde
yapılması düşünülen bir menfez programı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün bağlı
olduğu bakan onayı ile ancak kesinlik kazanabiliyor. Bir ildeki birinci sınıf
gayri sıhhi müessesenin ruhsata bağlanması, her işlemi o ilde tamamlandığı halde
bakanlık onayı için Ankara'ya gönderiliyor.
Bürokratik engellerin çözümü için de şu görüşlere yer verildi: ?Merkezî idare
taşraya atadığı valisine, kaymakamına ve müdürüne güvenmeli. Güvenmiyorsa
atamamalı. Ayrıca vatandaşı potansiyel suçlu olarak görme zihniyeti terk
edilmeli; vatandaşın seçtiğine de güvenmeli.? Raporda, yönetim anlayışının
merkezi olması sebebiyle Ankara'nın göç sorununa dikkat çekilerek, ?Başkentte
sürekli personel şişkinliği oluşmakta, binaların birinin inşası tamamlanmadan
hemen ek binaya ihtiyaç duyulmakta.? denildi.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun talimatıyla hazırlanan ?Bürokrasinin
Türkiye'ye Etkileri' başlıklı rapor, kamu yönetimi reformu çalışmalarına kaynak
oluşturuyor. Mahallinde çözülebilecek meselelerin bile Ankara'ya gönderildiğine
dikkat çekilen raporda, ?Bu işlerin onaydan gelmesi beklenmekte veya ?iş takibi'
ile sonuç alınabilmekte. En küçük memurun veya işçinin tayini, hangi köye ne
kadar öğretmen veya ebenin gerektiği Ankara'dan belirlenmekte.? ifadeleri de yer
aldı.
Başmüfettişler merkezi yönetimin olumsuzluklarını şöyle sıraladı:
?Kırtasiyeciliği artırmakta, taşradaki uygulayıcıları fikir üretemez hale
getirmekte, adeta robotlaştırmakta. Yatırım ve hizmetlerin uygun ve
yerindeliğini azaltıyor. 5 karayolundan, 1 demiryolundan ve 1 havayolundan akın
eden iş takipçilerinin hücumuna uğrayan Ankara'daki üst düzey yöneticiler ve
milletvekilleri günlerini gelenleri dinleyerek ya da iş takibi yaparak
tüketmekte. Yerel nitelikli pek çok hizmet bakanlıkların taşradaki uzantıları
olan il ve ilçe teşkilatlarıyla yürütüldüğünden koordinasyon da yeterince
sağlanamamakta. Ayrı ayrı bakanlık veya genel müdürlüklere bağlı olan personel
ve örgüt arasında koordinasyonu valiler de sağlamakta güçlük çekmektedir.?
Başmüfettişlerin raporunda bürokrasiden kaynaklanan olumsuzlukların
yaşanmamasının tek yolu olarak ise siyasi iradenin tavrı ve kararlılığı
gösteriliyor. Raporda, ?Merkezî idare taşraya atadığı, valisine, kaymakamına ve
müdürüne güvenmelidir. Güvenmiyorsa atamamalıdır. Ayrıca vatandaşı potansiyel
suçlu olarak görme zihniyeti terk edilmeli, vatandaşın seçtiğine de
güvenmelidir.? denildi.
Müfettişler, bürokrasinin aşılması ve kırtasiyeciliğin azaltılması için merkezde
yürütülen işlemlerin taşraya devrinin de yeterli olmayacağına dikkat çekiyor.
Raporda şu tespitler yer alıyor: ?Bir işlem aynı dairede 1?2 kişinin veya 1?2
işlemin yapılmasıyla sonuçlanacağı yerde, 9?10 kişi veya gereğinden fazla işlem
gerektiriyorsa, yani vatandaş bir işi için bir dairede 5?10 yere gidip gelerek
koşturmaca oynuyorsa, yetki devri ve görev devrinden istenilen sonucun alınması
mümkün değildir. Bu nedenle işlemlerin de sadeleştirilmesi ve azaltılması
asıldır. Bürokrasinin azalması ile işinin bir an önce bitmesini isteyen vatandaş
taşradaki işini bırakmak, görevli ise izin almak, esnafsa dükkanını kapatmak
suretiyle yolculuk ve ikamet masraflarından kurtulmuş olacaktır. Hizmet, bizzat
mahallinde tamamlanınca vatandaşın işi kısa sürede sonuçlanacak, hem zaman
israfı yaşanmamış olacak, hem de vatandaşın devletine olan sıcak duygusu
soğutulmamış olacaktır. İşlem taşrada başlayıp taşrada tamamlanınca taşradaki
yönetimin de bir saygınlığı ve etkinliği olacaktır.?
zaman