Soma'nın genç hakimi vicdanlara su serpti
Türkiye'nin en önemli davası, 34 yaşındaki Aytaç Ballı'ya emanet. Başta, 'Bu dava 3.5 aylık ağır ceza reisine verilir mi? diye tepki çekse de kararlarıyla vicdanları rahatlattı...
301 işçinin can verdiği Soma davasının 8'i tutuklu 45 sanıklı davası geçtiğimiz hafta Akhisar'da başladı. Davaya bakan 34 yaşındaki henüz üç aylık ağır ceza hakimi Aytaç Ballı, 4 celse boyunca davaya damga vurdu. Müdahil avukatlarından sanık avukatlarına, mağdurlardan davayı izleyen sivil toplum örgütlerine kadar herkes Ballı'nın kararlarından etkilendi.
9 yıllık hakim
Evli ve iki çocuk sahibi olan Aytaç Ballı mesleğe Mardin Kızıltepe'de başladı. 2006 yılında ilk ataması Kızıltepe olan Ballı 2008 yılında Kırıkkale Kofçaz'a tayini çıktı. 2001 yılında ise Manisa Aksihar'a geldiğinde Asliye Ceza hakimi olarak göreve başladı. Akhisarlı avukatlar Ballı göreve başladığında birikmiş dosyalarla dolu bir mahkemede karşılaştığını ancak kısa sürede dosyalartoparladığına dikkat çekti. Ballı'yı tarif ederken de 'çok çalışkan' ifadesini kullandılar.
'Çok tecrübesiz' dendi
Aytaç Ballı, Adalet Bakanlığı'nın Ocak 2015 kararnamesinde ise Akhisar Ağır Ceza Başkanı olarak atandı. 3.5 aylık ağır ceza reisi iken de 301 kişinin hayatını kaybettiği Soma faciası davasına bakmaya başladı. Davaya bakacağı belli olduğunda ise özellikle mağdur avukatları "3.5 aylık ağır ceza reisi bu davaya verilir mi' eleştirisini yüksek sesle söylerken Ballı davanın ilk 4 günündeki performansıyla bütün eleştirileri bertaraf etti.
İddianameyi ezbere biliyor
Avukatların gözlemine göre Aytaç Ballı, 213 sayfalık iddianameyi ezbere biliyor. Hatta TBBM Araştırma Komisyonu'nun yazdığı rapora da hakim. Sanıklar bilirkişi raporunun ağır, TBMM raporunun daha objektif olduğunu savunuyor. Savunmalarını yaparken de buna dikkat çekiyor. Ancak hakim Ballı, iki raporun aynı kanaate vardığı konular olunca bunu sanıklara teker teker hatırlatıyor ve detay sorular yöneltiyor.
Üyeler kadın: Aytaç Ballı başkanı olduğu Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin diğer iki üyesi ise Aynur Yılmaz ve Songül Yenigün. İki hakim de genç ve kariyerlerindeki ikinci atamaları Akhisar.
TÜM SANIKLAR BAŞMÜHENDİSİ SUÇLAYINCA
'Mehmet Efe ölmese ne yapacaktınız' dedi
YÜZ YÜZE YARGILAMA: 8 Mart 2015 tarihinde Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, yargılamanın yüz yüze yapılmasına karar verdi. Ancak Adalet Bakanlığı 13 Mart 2015 tarihinde yargılamanın yapıldığı illerde kalmayan tutukluların video konferans sistemiyle davaya katılabileceğine dair SEGBİB genelgesini yayımladı. İlk celse günü olan 13 Nisan'da ise kurban yakınlarının ve avukatların tepkisini dikkate alarak tutuklu sanıkların mahkeme salonuna getirilmesine karar verdi.
BİRİNCİ DERECE AKRABA: Yine ilk gün, 400 kişilik salona sınırlama getirildi. Güvenlik amaçlı olarak hayatını kaybeden 301 madencinin sadece birer yakının alınacağı söylendi. Ancak bu durum ailelerin tepkisine neden oldu. Başkan Ballı da itirazları değerlendirerek, salona hayatını kaybeden madencilerin birinci derece akrabalarının hepsine giriş izni verdi.
HERKES SUÇU ONA ATINCA: Davada savunmalarını yapan sanıklar ne kadar olumsuzluk varsa hepsinden olayda ölen Baş Mühendis Mehmet Efe'yi sorumlu tuttu. Özellikle bilirkişi raporunda yer alan havalandırma eksikliği, maske yetersizliği, sensör verilerinin birbirleriyle tutmaması gibi iş güvenliği konularında sıkıştıkları yerde suçu Mehmet Efe'ye attılar. Ballı'nın sanıklara, "Mehmet Efe yaşasaydı 'Tek sorumlu benim' diye söyleyecek miydi? O ölmese ne yapacaktınız? Her şeyi Mehmet Efe yapıyorsa peki sen ne yapıyordun?" diye kızması da beğeni topladı.
KONUYA ÇOK HAKİM: Avukatların yorumuna göre Ballı, dersine iyi çalışmış. Öyle ki neredeyse bir maden mühendisi kadar konusuna hakim. İş güvenliği uzmanı Hilmi Kazık'ın savunması sırasında yaşanan bir diyalog salondaki herkesin dikkatini çekti. Hakim Ballı, Kazık'a "Malzemelerin alev sızdırmaz olması gerekmez mi' diye sordu. Kazık ise 'Ben bilmiyorum' cevabını verince Ballı, alev sızdırmaz malzemenin teknik adını kullanarak 'Exproof nedir bilmiyor musun' dedi.
KİMSEYİ DIŞARI ATMADI: Hakim Ballı duruşmanın ilk günü mağdurları mahkeme güvenliği açısından uyardı. Duruşma esnasında yapılacak taşkınlığın dava güvenliğini tehlikeye atacağını, böyle bir durumda davanın başka bir ilde görüleceğini belirterek kontrollü olmalarını talep etti. Yargılama sırasında ise sanıkların verdiği ifadelere tepki gösteren mağdur yakınlarına sert tepki göstermedi. Kimseyi dışarı atmadı. Örneğin sanıklardan birinin 'maden sıcak değil' ifadesine mağdurların 'Çocuklarımız öyle demiyordu' demesine izin verdi. Yüz yüze yargılamanın avantajlarını kullandı.