Yönetmelik Üst Hukuk Normlarına Aykırı Olursa
Bir genelge, açıklamaya çalıştığı bir yönetmeliğe aykırı olursa ne olur? Yine, bir yönetmelik, detaylarını belirlemeye çalıştığı bir Kanuna aykırı olursa ne olur? Bu konuda, idareciler, üst hukuk normuna aykırı da olsa yönetmeliğe aykırı genelgeyi veya kanuna aykırı genelgeyi uygulayacaktır. Peki uyuşmazlık olursa, önüne gelen konuda hakim nasıl bir karar vermelidir. Danıştay 5. Dairesinin kararınının detayları için başlığa tıklayınız...
Dava konu nedir?
Danıştay 5. Dairesi Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli bir memurun görevde yükselme yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin açılan bir davada önemli bir karar verdi. Emniyetin görevde yükselme yönetmeliğinde, aylıktan kesme cezası alanların görevde yükselmeden yararlanamayacağına dair hüküm bulunmaktadır. Bu kurumda çalışan bir teknisyen yardımcısı görevde yükselme sınavını kazanarak memur kadrosuna atanmaya hak kazanmıştır. ancak aldığı 2 günlük aylıktan kesme cezasından dolayı atama işlemi tamamlanmamıştır.
İlgili memur, sitemizde olayın hukuksuz olduğunu gösteren çok Danıştay kararı çerçevesinde, bu durumu dava etmiştir. Ancak, Ankara 1. İdare Mahkemesi yönetmelikte hüküm bulunmasını gerekçe gösterek, memur aleyhine karar vermiştir. İlgili memur arkadaş konuyu Danıştay nezdinde temyiz etmiştir.
Danıştayın gerekçekleri
Danıştay Beşinci Dairesi önce "aylıktan kesme cezası" alan memurların görevde yükselmeden yararlanmamasını düzenleyen yönetmelik hükmünün yanlış olduğunu gösteren hukuksak bir açıklama yapmıştır. İşte o açıklamadan bazı bölümler:
"Anayasa'nın 124. maddesiyle Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerine
kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiştir.
İdareler bu yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarabilecekleri gibi, kamu hizmetinin
daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla yönetmeliklerde değişiklikler de
yapabilirler. Yönetmeliklerin Anayasa, Yasa, Tüzük ve hukukun genel ilkelerine
aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen şekil şartına uyularak çıkarılması
dışında; söz konusu düzenleme yetkisinin kullanılmasına kamu hukuku yönünden
herhangi bir engel bulunmadığı açıktır.
...Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik; görevde
yükselme suretiyle yapılacak atamalarda liyakat ve kariyer ilkesini esas alıp;
bu ilkelere uygun bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na ve yukarıda adı geçen Genel Yönetmeliğe
dayanılarak çıkarılan Emniyet Teşkilatında Görevli Memurların Nitelikleri ve
Atanma Usulleri İle Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin "Genel
Şartlar" başlıklı 6. maddesinde, bu Yönetmelik'te belirtilen görevlere
aynı veya başka hizmet gruplarından görevde yükselme suretiyle atanacak personelde
bulunması gereken şartlar sayılmış ve maddenin (c) bendinde; "657 sayılı
Yasa'nın 125. maddesinin (C) ve (D) bentlerine göre ve Emniyet Örgütü Disiplin
Tüzüğü'nün, kınama ve uyarma dışındaki suçlardan dolayı disiplin cezası almamış
olmak" şartı yer almıştır.
Bu Yönetmeliğin dayanaklarından birisi olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
125/C maddesinde, memurun brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti yapılmasını
gerektiren fiil ve haller; aynı Kanun'un 125/D maddesinde ise, fiilin ağırlık
derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasını
gerektiren fiil ve haller sayılmış; anılan Kanun'un "Uygulama" başlıklı
132. maddesinin 4. fıkrasında da, kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan
kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenlerin, valilik, büyükelçilik,
müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve
daire başkanlığı görevlerine atanamayacakları öngörülmüştür.
Öte yandan, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 3. maddesinde "uyarma",
4. maddesinde "kınama", 5. maddesinde de "aylık kesimi"
cezası verilmesini gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar sayılmıştır.
657 sayılı Yasa'nın 132/4. maddesinde; aylıktan kesme cezası ve/veya kademe
ilerlemesini durdurma cezası alanların hangi görevlere atanamayacakları sınırlı
olarak sayılmış bulunmaktadır.
Ne var ki, yukarıda adı geçen Yönetmeliğin 6/c maddesiyle getirilmiş olan "657
sayılı Yasa'nın 125. maddesinin (C) ve (D) bentlerine göre ve Emniyet Örgütü
Disiplin Tüzüğü'nün kınama ve uyarma dışındaki suçlardan dolayı disiplin cezası
almamış olmak" koşulu, "memur" unvanlı kadroya yapılacak atamalar
için de geçerli sayılarak, Yasa ile getirilen düzenleme adı geçen Yönetmelik
ile genişletilmiş olup; Yasa'da açıkça sayılan görevler dışında başka görevler
için de bu koşulun getirilmesi suretiyle yasaya aykırı düzenleme yapıldığı açıktır."
2577 sayılı Kanun ne diyor?
Danıştay bu açıklamanın akabinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/4. maddesinde yer vermiştir. Söz konusu madde şu şekildedir:
"İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz."
Üst hukuk normuna aykırı yönetmelik hükmü dikkate alınmamalıdır
Danıştay bu maddenin son cümlesi hükmü gereğince Ankara 1. İdare mahkemesi kararını bozmuştur. Danıştay mahkeme kararını bozarken şu gerekçeleri belirtmiştir:
" Emniyet Teşkilatında Görevli Memurların Nitelikleri ve Atanma Usulleri ile Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6/c maddesi 657 sayılı Yasa'ya aykırı olduğu halde, bu madde hükmü "ihmal edilmemek", bir başka anlatımla, bu madde hükmüne "hukuki bir değer yüklemek" suretiyle, anılan maddeye dayanılarak tesis edilmiş olan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir."
Danıştayın bu kararı üst hukuk normlarına aykırı genelge ve yönetmelikler çerçevesinde, hakkında işlem tesis edilen memurlarca açılan davalara önemli bir açılım getirmektedir. Danıştayın bu kararı bireysel olmasına rağmen orta ve uzun vadede idare mahkemesi hakimlerini etkileyecek önemli bir karardır.