Kadına şiddete karşı 16 günlük turuncu etkinlik

BM tarafından hazırlanan ve destekleyenlerin turuncu rengini kullanması istenen "Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İçin 16 Günlük Aktivizm Kampanyası", 25 Kasım'da New York'ta başlayacak ve 10 Aralık'ta İstanbul'da sona erecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Ekim 2015 17:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kadına şiddete karşı 16 günlük turuncu etkinlik

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan ve destekleyenlerin turuncu rengini kullanması istenen "Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İçin 16 Günlük Aktivizm Kampanyası", 25 Kasım'da New York'ta başlayacak ve 10 Aralık'ta İstanbul'da sona erecek.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, Emirgan Parkı'ndaki Beyaz Köşk'te gerçekleşen törende, kampanyayı imzaladı.

Burada konuşan Topbaş, BM'nin kabul ettiği 17 maddelik yeni kalkınma planının 5. maddesinin "Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi" başlığını taşıdığını belirterek, 21. yüzyılda küçülen dünyada barışçıl bir yaşam için BM Kadın Birimi ile "Kadına Karşı Şiddete Dur De! - Say No To Violence Against Women" sloganıyla 16 günlük bir aktivite kampanyası başlattıklarını anlattı.

Kadına karşı şiddeti tüm insanlığa karşı şiddet olarak gördüklerini, bu yüzyılda artık bu ilkel davranışın ortadan kalkması gerektiğini vurgulayan Topbaş, "Kadına şiddete karşı BM çatısı altında birleşiyoruz. Bu dünyadaki fertlerin ayrım yapmaksızın huzur ve barış içinde yaşaması gerekiyor. Mağdur olan her kadınla vicdanlarımız sızlamakta, insanlık yara almakta. Kadına hak ettiği değeri veren ülkelerin medeniyet seviyesine geldiğini görüyoruz" dedi.

Topbaş, şiddetin kadın erkek eşitliğini körüklediğini, aileler ve toplumları parçaladığını anlatarak, şunları kaydetti:

"İnsan ticareti, fuhuş, kölelik de şiddettir. Her yıl bunlar nedeniyle 500 bin ila 2 milyon insan mağduriyet yaşıyor. Mağdur olan her kadınla vicdanlarımız da ölmektedir. Maalesef 600 milyondan fazla kadın şiddete karşı yasal açıdan korunamıyor. Aile içi şiddetin suç sayılmadığı ülkeler var. Bu karanlık tabloyu hep birlikte değiştirmemiz gerekiyor. Dünya insanlığı olarak bununla mücadele etmeliyiz. Bu mücadelede sadece devlet eliyle başarıya ulaşılamaz. Sivil toplum, vatandaş, yerel yönetimler ve kamu el ele verirsek, en uç noktalara ulaşabileceğimize inanıyorum."

- "Giysinizin bir kenarında turuncu bulundurun"

İstanbul Belediye Başkanı olarak İstanbul'da, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak Türkiye'de, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Dünya Başkanı olarak tüm dünya şehirlerinde kadına şiddete karşı haykırışı gündeme taşımak istediğini dile getiren Topbaş, aktivitenin 25 Kasım'da New York'ta başlayacağını, 10 Aralık'ta da İstanbul'da kapanış seremonisinin yapılacağını belirtti. Topbaş, bu kampanyanın pankartlarını devlet binalarında, yaşam alanlarında ve birçok yerde kullanarak İstanbul'da farkındalık yaratmak istediklerini vurguladı.

İstanbullulardan kampanyaya destek vermelerini isteyen Topbaş, şunları aktardı:

"Bu 16 günlük sürede, kampanyaya destek verdiğimizi, yanlarında olduğumuzu haykırdığımızı dünyaya göstermek istiyoruz. Bu süre içinde tüm bireylerin giysilerinin bir kenarında turuncu bulundurarak, kadına şiddete tavır koyduklarını göstersinler. Daha güçlü bir geleceğe hep beraber, toplumsal birliktelikle yürüyebileceğimize, kadınlarımızla el ele verdiğimizde dünyaya huzuru ve barışı getirebileceğimize inanmaktayız. Diyoruz ki; dünyayı 16 gün için aktivitenin sembol rengi olarak belirlenen turuncuya boyayalım. Böylece bir farkındalık oluşsun. Bu sürede İstanbul'da bazı anıtsal yapılar turuncuyla renklendirilecek ve turuncu ışık gösterileri yapılacak. Altın kategoride Vodafone İstanbul Maratonu da bu yıl 'Kadına şiddete hayır' sloganıyla ve turuncu rengiyle koşulacak."

İstanbul'un sesinin kadının mücadelesine ses vereceğini dile getiren Topbaş, "Zira bu şehrin bir ayağı Doğu'da bir ayağı Batı'dadır. İstanbul, hem Doğu'nun hem de Batı'nın kültürüne aşina bir şehir. Bu sebeple kültürler arasında hassasiyeti burası çok daha rahat belirleyebilir. İstanbul'u İstanbul yapan barış ve gerçek anlamda hoşgörüdür, bunun da yaşanmakta olduğunu bilmekteyiz" diye konuştu.

- "Her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor"

BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, kampanyanın sadece Türkiye'de değil, küresel düzeyde sürdürüldüğünü belirtti.

Gisladottir, "Kadına yönelik şiddeti engellemek için yürüttüğümüz kampanyanın amacı, kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğini sağlamak. Kadına karşı şiddet, yoksulluğun ortadan kaldırılması, iyi sağlık şartlarının sağlanması, barış, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi önünde bir engeldir" dedi.

Kadınların her gün en yakınlarında bulunan, güven duymaları gereken bir kişi tarafından şiddete maruz kaldıklarını anlatan Gisladottir, şöyle konuştu:

"Her ülkede kadınlar şiddete uğruyor, büyük acılar çekiyorlar. Bu, kalkınmanın önünde engeldir, istikrarsızlık yaratan unsurdur. Sürdürülebilir kalkınmanın hedeflerinden biri de kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması. Küresel anlamda her 3 kadından biri fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Verilere göre, hayatını kaybedenlerin yarısı, yakınları veya aile üyeleri tarafından öldürülmüş. Kadına karşı şiddet hiçbir şekilde hoş görülemez, kabul edilemez, bunun istisnası veya şiddetin herhangi bir gerekçesi ya da gecikmesi olamaz."

Ingibjorg Gisladottir, Türkiye'nin kadına yönelik şiddet, özellikle de ev içi şiddet konusunda, uluslararası alanda bölgesel olarak hazırlanan ilk sözleşme kabul edilen İstanbul Sözleşmesi'ne imza atan ülkelerden olduğuna dikkati çekerek, "İstanbul Sözleşmesi uygulanabilirse, Avrupa kadınlar ve kızlar açısından çok daha güvenli hale getirecek. İstanbul Sözleşmesi, bir araç niteliğindedir, önemli olan bunu uygulamak ve kullanmak. Kadınlara ve kızlara karşı şiddeti sonlandırmanın en iyi yolu, daha başlangıcında köklerine müdahale etmektir. Küçük yaşlardan itibaren eğitim verilerek cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerekir. Yetişkin ve genç erkeklerin şiddete karşı durması, kınaması ve durdurması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

- "Herkesi çevresini turuncuya boyamaya davet ediyorum"

Türkiye'de her 10 kadından 4'ünün fiziksel ya da cinsel aile içi şiddete maruz kaldığını kaydeden Gisladottir, kadına yönelik şiddet konusunda duyarlılık ve farkındalık yaratmak için turuncu rengin kullanılacağını belirtti.

BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu sene İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İstanbul'u turuncuya boyayacağımızı ilan etmekten büyük gurur duyuyorum. İstanbul, bu sene kentteki simgesel binaları turuncuya boyayarak, İstanbul maratonunu kadına karşı şiddete karşı mücadele temasıyla gerçekleştirerek, 10 Aralık'ta da küresel kapanış törenine ev sahipliği yaparak, bölgede liderlik gösterecek. İnsan hakları gününde gerçekleşecek küresel kapanış seremonisine İcra Direktörümüz de katılacak. Tarihi ve kültürel açıdan İstanbul gibi sembolik ve önemli bir kentin bu sene dünyaya kuvvetli bir mesaj vererek, kadınlara ve kızlara karşı şiddetin sona ermesi gerektiğini söylüyor olmasından büyük onur duyuyorum. Kadına yönelik şiddeti görmüyor olmamız, bunun varlığını reddetmemiz anlamına gelmez, varlığını bilmemiz bu konuda bir şey yapmamız gerektiği anlamına gelir. Kadına karşı şiddeti durdurmak için herkesi harekete geçmeye, kadınlara karşı şiddete son vermeye ve küresel salgın noktasında farkındalık yaratmak adına 16 aktivizm günümüz boyunca kendi çevresini turuncuya boyamaya davet ediyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber