'AB'nin yapacağı katkı, çorbada tuz niteliğinde'

Bozkır, 'AB'nin yapacağı katkı bir anlamda çorbada tuz niteliğinde olacaktır' görüşünü dile getirdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Şubat 2016 12:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'AB'nin yapacağı katkı, çorbada tuz niteliğinde'

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, istikrar içinde üreterek büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, bilgi toplumuna dönüşmüş, her alanda AB standartlarını yakalamış ve küresel ölçekte rekabet gücü yüksek, güçlü bir Türkiye'ye doğru kararlı adımları atmaya devam edeceklerini belirterek, "Türkiye, özgüvenini ve gücünü attığımız ve bundan sonra atacağımız adımlarla AB boyutuna da taşıyacaktır" dedi.

Bozkır, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Başbakanlıkta düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, 10 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen 64. Hükümet Eylem Planı'nda yer alan öncelikler çerçevesinde güncellenen 2016-2019 dönemini kapsayan "AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı"nın Türkiye'nin yeni AB Stratejisi kapsamında hazırlandığını söyledi.

Eylem Planı'nın ilk aşamasının 30 Ekim 2014'te, ikinci aşamasının ise 1 Aralık 2014'te ilan edildiğini hatırlatan Bozkır, geride bırakılan yılda TBMM takviminin bütçe çalışmaları ve genel seçimler nedeniyle kısıtlı olduğu yoğun gündeme rağmen çalışmalara devam ettiğini ve 7 kanun, 72 ikincil düzenleme ve 20 idari düzenlemenin hayata geçirildiğini vurguladı. Bozkır, ikinci aşama kapsamında da aynı sıkıntılara rağmen 4 kanun, 33 ikincil düzenleme ve 7 idari düzenlemenin tamamlandığını ifade etti.

Aşamaların güncellenmesi gereği ortaya çıktığını ve bu çerçevede iki eylem planının birleştirilerek tek bir eylem planına dönüştürüldüğünü ifade eden AB Bakanı Bozkır, 2016-2019 yıllarını kapsayacak AB'ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı'nın gelecek dönemde AB sürecinde atılacak adımları, hem mevzuat uyumu hem de kurumsal ve idari yapılanmalar çerçevesinde somut bir biçimde ortaya koyduğuna dikkati çekti.

Bozkır, her bir müzakere faslı altında hangi kanunların ve hangi ikincil düzenlemelerin çıkacağının planda açık bir şekilde ortaya konduğunun, çıkarılacak düzenleme ile hangi AB mevzuatına uyum sağlanmasının öngörüldüğü, düzenlemenin amacının ne olduğu, hazırlıkların ne aşamada olduğu, düzenlemeden hangi kurumun sorumlu olduğu ve düzenlemenin ne zaman yayımlanacağı gibi konuların ayrıntılı bir şekilde belirtildiğini anlattı.

Bozkır, şöyle devam etti:

"Eylem Planı önümüzdeki dönem için hem yasal açıdan bir disiplin getirecektir hem de Türk ve AB kamuoyu Türkiye'nin 2019 yılına kadar hangi yasal düzenlemeli yapmak istediğini, planlaması için nasıl reformlar olduğunu net bir şekilde görecek. Kanunları sadece planlarla ilan etmek yeterli değildir. Bu planlamanın hayata geçirilmesi Meclis'teki komisyonlarımızın ve sonra da TBMM'nin takdirine bağlı olacaktır."

Volkan Bozkır, AB'ye uyum amacıyla son 14 yılda 2 bin 200'ün üzerinde, son bir yılda da yaklaşık 170 mevzuat çıkarıldığını ve bu sayede gündelik hayatı doğrudan etkileyen pek çok kritik adımın atılarak Türkiye'nin AB standartlarına yaklaştığını kaydetti.

- "96 kanunun hayata geçirilmesi öngörülüyor"

Eylem Planı'nda 96 kanun, 285 ikincil düzenleme ve 159 idari yapılanmanın hayata geçirilmesinin öngörüldüğünü vurgulayan Bozkır, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği'ne tam üyelik tercihimiz konjonktürel değil, kalıcı ve stratejik bir yaklaşımın ürünüdür. AB'ye üyelik süreci sadece fasılların açılıp kapandığı teknik bir süreç değildir. Aksine nihai aşamada siyasi bir karardır. Ancak fasıllar açılsın ya da açılmasın Türkiye'nin reform süreci, AB katılım sürecinin özünü oluşturmaktadır. Tüm dünyanın gündemini meşgul eden bölgemizdeki kaosa rağmen, hükümetimiz, en güçlü, en içten ve en kararlı mesajı Avrupa Birliği'ne vermektedir.

Türkiye, AB katılım sürecinde her alanda kendi vatandaşları için çıtayı en yukarıya koymakta, özgüvenle ilerlemektedir. İstikrar içinde üreterek büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, bilgi toplumuna dönüşmüş, her alanda AB standartlarını yakalamış ve küresel ölçekte rekabet gücü yüksek, güçlü bir Türkiye'ye doğru kararlı adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Türkiye, özgüvenini ve gücünü attığımız ve bundan sonra atacağımız adımlarla AB boyutuna da taşıyacaktır. Bu doğrultuda, Ulusal Eylem Planı'nda yer alan düzenlemelerin zamanında ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi için çaba sarf edeceğiz, gerçekleştirilecek çalışmaların takipçisi olacağız."

Gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar'ın tahliye edilmesine ilişkin soruya karşılık, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Bozkır, yargı kararlarına uymanın hükümetlerin görevi olduğunu belirtti. AB Bakanı Bozkır, "Anayasa Mahkememiz bir bireysel başvuru hakkını kullanan 2 gazetecimiz için bir karar vermiştir ve bu da uygulanmıştır" diye konuştu.

Bakan Bozkır, AB ülkelerinin 7 Mart'ta yapılacak zirveden beklentilerinin neler olduğuna yönelik soru üzerine, şunları söyledi:

"AB ile 11 yıl zarfında sürecin tam olarak istediğimiz süratte ilerlemediği, Türkiye'nin zirvelere davet edilmediği bir dönem yaşadık. Ancak 29 Kasım zirvesiyle birlikte, yeniden enerji kazanmış, siyasi sürecin çok daha etkinleştiği bir dönem yaşıyoruz. Bunun da en önemlilerinden bir tanesi Türkiye'nin AB zirvelerinin yılda en az 2 kez toplanmasıdır. Dolayısıyla illegal göçle mücadele konusunda ortak atılacak adımların gözden geçirilmesi ve bütün bu saydığım platformlarla ilgili ilerlemenin ne şekilde gerçekleştiğinin değerlendirilmesi amacıyla 7 Mart'ta Brüksel'de bir zirve toplantısı gerçekleştirilecek. Bu toplantı önemlidir ve Türkiye-AB ilişkilerinin yeni kazandığı ivmenin de önemli bir göstergesini teşkil etmektedir."

- "AB sorunun vahametini anlamak istemedi"

Avusturya ile Yunanistan arasında yaşanan krize ilişkin değerlendirilmesi sorulan Bozkır, illegal göçle mücadele konusunda Türkiye'nin uzun zamandır AB ile bir sorun yaşadığını ve bu sorunun ileride birlik için sorun oluşturacağını devamlı ifade ettiğini vurguladı.

Türkiye'nin sınırlarını tarihi boyunca çaresiz durumda olan insanlara açtığını, Suriye'deki durum ortaya çıktığında da ülkeye sığınan insanlara da aynı şekilde davranıldığını belirten Bozkır, ancak bunun boyutları giderek artmaya başladığında AB'ye "Bir deprem olmuştur. Her depremin ardından artçı depremler gelebilir ama tsunami de gelebilir. Bu konu bir gün sizin de sorununuz haline gelebilir" dediğini aktardı.

AB'nin eylül, ekim aylarına kadar sorunun vahametini anlamak istemediğini dile getiren Bozkır, bu sorunun hiçbir zaman Avrupa'ya ulaşmayacağı şeklinde bir kanaat sahibi olan ülkelerin böyle büyük bir sorunla karşılaşınca ne yapacağı bilemez konuma düştüğünü anlattı.

Bakan Bozkır, "Biz Türkiye'de en ufak bir tepki olmadan 2 milyon 650 bin misafiri ağırlarken, Avrupa'da bugün önemli bir sorun yaşanıyor" ifadelerini kullandı. Bazı ülkelerin kendilerine kota ile AB kararıyla gönderilen göçmenleri "Ben AB kararlarına uymam. Bu 850 Suriyeli göçmeni almam" kararını destekleyici şekilde referanduma gittiğini söyleyen Bozkır, öte yandan birçok ülkenin de sınırını kapatttığının veya sınırlarda yeni arama uygulamalarını hayata geçirdiğinin altını çizdi. Bozkır, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki dönemde geriye doğru bakıldığında Türkiye'nin yaptıkları insanlık tarihine olumlu anlamda geçecektir. Avrupa'da yaşanan bu kötü örnekler de her zaman hatırlanacaktır. İllegal göçle yaşanacak mücadele Türkiye'nin sahillerinden başlayıp Yunanistan'ın adalarına intikal eden bir olay değildir, çok büyük bir olaydır. En son açıklanan verilere göre, geçtiğimiz yıl yaklaşık 6 milyar avroluk bir kazanç sağlanan bir illegal göçten bahsediyoruz. Uluslararası örgütler duçar durumdaki insanlar üzerinden para kazanmak için büyük bir örgütlenme içinde bunu organize etmektedirler. Türkiye 4 bin 500 civarında kaçakçı organizatörünü tutuklamıştır. Geçen yıl 146 bin göçmeni yakalamış durumdayız. Suriye sorunu çözülemediği takdirde mevcut rakamlara milyonlarca ifade edilebilecek yeni rakamların eklenmesi söz konusu olacaktır.

Terör saldırıları ve bombalamaların devamı halinde Suriye'de halihazırda 3,5 milyon nüfus, illegal göçmen haline gelme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla Suriye sorunu çözülmelidir. İşbirliği artırılmalıdır. Hiçbir ülke sorumlu tutularak suçlanmamalıdır. Olayı da bir anlamda üzüntüyle izliyoruz. Yunanistan bu sorunu tek başına halledebilecek bir ülke olarak bırakılmamalıdır. Üzerindeki yük azaltılmalıdır ve AB ülkeleri de kotalar açıklayarak bu sorunun çözümüne yardımcı olmalıdır."

- "3 milyar avro gönderilebilir halde"

AB Bakanı Bozkır, Türkiye'deki Suriyeliler için kullanılmak üzere AB tarafından Türkiye'ye verilecek 3 milyar avroluk fonun akıbetine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, bu paranın 2016 yılı için öngörüldüğünü vurguladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 15 gün önce AB dönem başkanı Hollanda'ya yaptığı ziyarette ihtiyaç listesinin tevdi edildiğini belirten Bozkır, çalışmalarını bu liste üzerinden sürdürdüklerini ifade etti. İhtiyaç listesinde okul, hastane gibi yapıların sayısı ve nerede yapılacağı gibi ayrıntılar üzerinde durduklarını ve kamptaki insanların konutlara geçme imkanının nasıl sağlanacağı, yaşam şartlarının nasıl daha iyileştirileceğine yönelik ayrıntıların yer aldığını söyleyen Bozkır, liste üzerinde Avrupa Birliği Komisyonu ile çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi.

"İlk sonuçlar alınır alınmaz bu para Türkiye'ye gelecektir" diyen Bozkır, paranın gönderilebilir halde olduğunu ve ihtiyaç listesi üzerinde mutabakat sağlanır sağlanmaz Türkiye'ye intikal edeceğini anlattı.

- "AB'nin yapacağı katkı, çorbada tuz niteliğinde"

Volkan Bozkır, "Ancak 'bu para gelmezse, Suriyelilerin durumu kötü, Türkiye Cumhuriyeti batıyor, bu para olmazsa olmaz' şeklinde bir psikolojiye girmeye gerek yoktur. Bu para olmasa da zaten Türkiye göçmen kardeşlerimize gereken tüm harcamaları yapmıştır. Bugüne kadar 10 milyar doların üzerinde bir harcama yapılmıştır. Biz insanlık açısından üstlendiğimiz bu durumun üstesinden gelecek duruma sahibiz. AB'nin yapacağı katkı bir anlamda çorbada tuz niteliğinde olacaktır" görüşünü dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, "Dubai'de yerleşik bir şirketin ilk davasını da Tahkim Merkezimiz kabul etmiş durumda. İstanbul Tahkim Merkezi, özellikle belirli bir oranın altındaki davalarda sürenin çok daha kısa bir zaman içerisinde tamamlanmasını hedefliyor" dedi.

Elvan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ile 64. Hükümet Eylem Planı'nda yer alan reformlara ilişkin Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği ortak basın toplantısında, reformlara ilişkin bilgi verdi. Eylem Planı kapsamında olan ve seçim meydanlarında verdikleri 44 vaatten 36'sını, diğer bir deyişle yüzde 82'sini bugün itibarıyla gerçekleştirdiklerini bildiren Elvan, 3 aylık eylem planı kapsamında 20 eylemin 10'unu tamamladıklarını, bu bağlamda Türkiye'de ilk kez reformların gerçekleştirilmesi ve izlenmesine yönelik bir Kurul oluşturulduğunu ve Başbakan Yardımcılığı ihdas edildiğini kaydetti.

Diğer taraftan işletmelerin makine ve teçhizat kredilerinde yüzde 5 olarak uygulanan banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaf tutulduğunu belirten Elvan, sektörün üzerinden yıllık ortalama 100 milyon liralık yükün kaldırıldığını söyledi. Tasarrufların artırılması için başlatılan "çeyiz hesabı" uygulamasının önemli olduğuna işaret eden Elvan, öte yandan İstanbul Tahkim Merkezinin faaliyete geçirildiğini aktardı. Elvan, şunları kaydetti:

"Özellikle ticari anlaşmalarda birçok şirketimiz Londra veya yurt dışındaki değişik tahkim merkezlerine gitmek zorunda kalıyordu. Bugün İstanbul Tahkim Merkezinin faaliyete geçmesiyle birlikte artık tüm tahkim konuları İstanbul'da görülebilecek. Sadece Türkiye'deki firmalarımıza yönelik değil, yurt dışından gelecek firmalara da açık olan uluslararası nitelikte bir tahkim merkezi. Nitekim Dubai'de yerleşik bir şirketin ilk davasını da Tahkim Merkezimiz kabul etmiş durumda. Tahkimde özellikle yaşanan sıkıntı çok uzun süre alması. İstanbul Tahkim Merkezi, özellikle belirli bir oranın altındaki davalarda sürenin çok daha kısa bir zaman içerisinde tamamlanmasını hedefliyor. Bu çerçevede çalışmalarını yoğunlaştırdı ve daha kısa sürede sonuç almasını temin edebilecek mekanizmayı da geliştirmeye çalışıyor."

- "8 ülkenin daha onaylaması bekleniyor"

Başbakan Yardımcısı Elvan, TBMM'de Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın onaylandığını hatırlatarak, 69 ülkenin bunu kendi meclislerinden geçirdiklerini söyledi. Elvan, bu anlaşmayı 8 ülkenin daha onaylamasının beklendiğini bildirdi.

Öğrencilerin çalışmaları halinde de burs ve kredi almaya devam edeceklerini, sağlık endüstrilerinin geliştirilmesi ve hızlı karar mekanizmalarının kurulması için Sağlık Endüstrileri Yönlendirme ve Lojistik Koordinasyon kurullarını oluşturduklarını anlatan Elvan, öte yandan özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin genişletilmesine yönelik tasarının TBMM Genel Kurulu gündemine geldiğini kaydetti. Dönemsel olarak iş artışı olan şirketlerin özel istihdam büroları aracılığıyla kısa süreli geçici işçi alımı yapılabileceğini vurgulayan Elvan, bunun kayıt dışılığı azaltacağını söyledi.

Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı'nın da AB ve Türkiye açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Elvan, şöyle devam etti:

"Aslında bu tasarıyı detaylı olarak incelemeyenler, yüzeysel bakanlar bu kanun tasarısını fişleme olarak algıladılar. Halbuki tasarının metnini inceleseler bunun böyle olmadığını, bilakis izinsiz kişisel veri kullanımının panzehiri olduğunu görecekler. Burada özellikle şunu ifade ediyoruz: Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi, kılık kıyafeti, dernek, vakıf, sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın hiçbir şekilde incelenemeyecek. Bunu açıkça ortaya koyuyoruz. Düzenleyici bir kurum haline getiriyoruz. Bilakis özellikle kişisel verilerin korunmasını hedef alan AB müktesebatına uygun bir düzenlemeyi gerçekleştirdik. Maalesef TBMM'de de bunu başka alanlara çekmeye çalışanlar var. Ama kanunun özüne, ruhuna baktığınızda bunun böyle olmadığını herkes görecektir."

- "Muhtar maaşlarında reel olarak 4 kata yakın bir artış söz konusu"

Elvan, özellikle gençlere çok önem verdiklerine işaret ederek, iş arayan değil, işveren konumunda olmaları için önemli düzenlemeler yapacaklarını ifade etti. Bu kapsamda projesi olan gençlere 50 bin lira karşılıksız destek, 100 bin lira faizsiz kredi, kefalet sorununun ortadan kaldırılması için de yüzde 85 Kredi Garanti Fonu imkanı sunduklarını bildiren Elvan, iş kuran gençlerin elde ettikleri kazancın 75 bin lirasına kadar ilk üç yıl gelir vergisinden muaf tutulacağını da söyledi.

İlk kez işe giren gençlerin ücretinin bir yıl boyunca devlet tarafından karşılanacağını belirten Elvan, işbaşı eğitim programına katılanlara her bir fiili gün için 50 lira ödeme yapılacağını dile getirdi. Bu yıl 200 bin vatandaşın iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primleriyle genel sağlık sigorta primlerinin İŞKUR tarafından ödeneceğini anlatan Elvan, lise ve üniversite mezunu gençlerin genel sağlık sigortası giderlerini de devletin karşılayacağını kaydetti.

Lütfi Elvan, 25 yaşını doldurmamış olmak şartıyla öğrencilerin pasaport harcı ödemeyeceğini, öte yandan öğrenci bursları ile askeri öğrenci harçlıklarını artırdıklarını anımsatarak, doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdemi sayılmasını sağladıklarını, çocuk sayısına göre değişiklik gösterecek şekilde yarı zamanlı tam ücretli maaş imkanı getirdiklerini hatırlattı.

Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarıldığını, işçi ve BAĞKUR emeklilerine bir maaş sözünü de gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Elvan, "Muhtar maaşlarını bin 300 liraya yükselttik. Bunu da önemsiyorum, 2002 Aralık ayında bir muhtarımız sadece 97 lira alıyordu. O günden bugüne muhtar maaşları yüzde bin 235 arttırılmıştır. Enflasyonda ise aynı dönemdeki artış yüzde 212'dir. Dolayısıyla muhtar maaşlarında reel olarak 4 kata yakın bir artış söz konusu olmuştur" dedi.

Polis ve uzman erbaşların ek göstergelerinin de reformlar kapsamında yükseltildiğini dile getiren Elvan, emniyet personelinin özel hizmet tazminatının yüzde 25 artırıldığını, böylece maaşlarının 220-700 lira arasında yükseldiğini söyledi. Elvan, astsubay emeklilerinin intibak sorununun çözüme kavuşturulduğunu, şu anda lise mezunu olanların da birinci dereceye kadar yükselebildiklerini, 3 bin 600 ek gösterge alabildiklerini ve emekli aylıklarında da 450 liralık artış yapıldığını bildirdi. Esnafa 30 bin lira faizsiz kredi desteği vermeye başladıklarını hatırlatan Elvan, "Bu konuda çok yoğun bir talep var esnaftan. Halk Bankası bu desteği sağlıyor. 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi uygulamasına devam edeceğiz" diye konuştu.

Basit usulde vergilendirilen esnafın 8 bin liraya kadar olan kazançlarından vergi alınmayacağını da belirten Elvan, öte yandan KOBİ'lerin kefalet limitinin 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya, imalatçı KOBİ'lerin 2 milyon liradan 3 milyon liraya, 8 yıl olan maksimum vade süresini de 10 yıla yükselttiklerini bildirdi. Elvan, ayrıca kefalet oranını ise yüzde 75'ten yüzde 80'a çıkardıklarını söyledi.

- "Teşvikten 200 bin işyeri faydalanacak"

Elvan, işveren sigorta pirimi indirimi için 10 işçi çalıştırma zorunluluğunun da kaldırıldığını hatırlatarak, "Bu teşvikten 500 bin kişinin istihdam edildiği 200 bin işyeri faydalanacak" ifadesini kullandı.

Lütfi Elvan, küçük ve orta ölçekli işletmelerin TSE ve patent maliyetinin de artık devlet tarafından karşılanacağını dile getirerek, tarım alanında ise yem ve gübrede KDV'yi kaldırdıklarını ifade etti.

Daha önce 5 dekarın altında arazisi olan çiftçilerin tarım desteklerinden yararlanamadıklarının altını çizen Elvan, gelir düzeyi düşük olan ve 5 dekarın altında arazisi bulunanlara da tarım desteği sağladıklarını ve dekar başına 100 lira destek ödenmeye başlandığını dile getirdi.

Seraların modernizasyonu için 100 bin lira faizsiz kredi imkanı tanıdıklarını anlatan Elvan, seralara sulama suyu elektrik fiyatı uygulamasını hayata geçirdiklerini ve bu şekilde yüzde 13 indirim yapıldığını belirtti. Genç çiftçilere proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek vermeye başlayacaklarını bildiren Elvan, "Bununla ilgili düzenlememizi yaptık. Bu, tamamıyla hibe olacak. Özellikle kırsal alandan kentlerimize yoğun bir göç söz konusu. Gençlerimizi kırsal alanda kalmalarını teşvik edecek bir mekanizmayı geliştirdik" şeklinde konuştu. Elvan, kırsal kalkınma desteklerinin de artık 81 ilde verilmeye başlanacağının altını çizdi.

Eğitim ve kültür alanında yapılanlara da değinen Elvan, bu kapsamda 30 bin öğretmenin atamasının yapıldığını ifade etti. Gençlerin spor ve sanatsal faaliyetlere daha fazla ilgi göstermelerini sağlamak amacıyla GENÇDES Programı'nı başlattıklarını kaydeden Elvan, söz konusu program ile gençlerin sportif, kısa film, kitap, dergi gibi sanatsal faaliyetlerine karşılıksız destek verileceğini söyledi.

Elvan, konut hesabı uygulamasına ilişkin yönetmeliği de yayımladıklarını hatırlatarak, konut almak isteyenlere 15 bin liraya kadar destek sağlayacaklarını, sembolik bir kira bedeli ile anahtar teslimi fabrika binası yapılması konusunda da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yetki veren maddeyi bütçe kanunu tasarısına eklediklerini ifade eden Elvan, "Önümüzdeki günlerde de bunun uygulamasına başlayacağız" dedi.

Meltem Bulur

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber