Soma'da artık daha sıkı denetimler var
Soma'daki Işıklar ve Atabacası ocaklarına girdi. İşçiler 2 yıl önceki büyük faciadan sonra denetimlerin arttığını söylüyor, ancak yine de endişeleri tamamen giderilmiş değil
Soma'da 13 Mayıs 2014 günü yaşanan Türkiye'nin en büyük maden kazasının sorumlusu Soma Holding'in aynı bölgedeki diğer ocakları Işıklar ve Atabacası'na girdi. SABAH muhabiri, facianın yıldönümünde ocaklarda gaz patlaması, su basması ve göçük gibi facialara yönelik önlemleri yerinde inceledi. İşçiler, "Eskiden denetleme yoktu, artık işi sıkı tutuyorlar" diyor ve işçileri baskı altında tutan 'dayılık sistemi'nin kalkmasıyla rahat bir nefes aldıklarını anlatıyor.
'GEÇMİŞTEN DERS ALDIK
Soma'da 2 yıl önce meydana gelen Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazasından sonra, Soma İşletmeleri yeniden yapılanmaya gitti. Işıklar, Atabacası ve Eynez ocaklarının başına getirilen maden mühendisi Mustafa Suvar, geçmişten ders alacaklarını ve iş kazasız üretim yapacaklarını kaydetti.
2 SAATTE 3 KİLOMETRE YOL
"Doğru, yerinde eleştirilere ihtiyacımız var" diyen Suvar, Işıklar ve Atabacası linyit maden ocaklarında son teknolojiyle üretim yaptıklarını ifade ederek, "Yaşam odası hangi ocaklarda olmalı, bunu iyi bilmek gerekir. Yaşam odası bakır madeni ocaklarında olur. Kömür ocaklarında gaz ihtiva eden ocaklarda olmaz. Kömürü çıkarttığımız ocağı nasıl güvenli hale getiririz? Göçüğü, su basmasını nasıl önleriz? Ocakları nasıl güvenli kılarız? Bunları tartışalım. Ocakları sıfır riskli hale getirirseniz yaşam odalarına gerek kalmaz" dedi. SABAH muhabiri Ahmet Külsoy ardından, Işıklar linyit kömür ocağına girdi. İşçilerle, mühendislerle yer altında görüştü. İşte izlenimleri:
"Zonguldak'taki ocaklarla linyit kömür ocakları çok farklı. Zonguldak'taki taş kömürü ocakları deniz seviyesinin altında. Dolaysıyla kömür kazılan yerlere asansörle gidiliyor. Linyit ocaklarına 14 ila 20 derece eğimli yollarla yürünerek gidiliyor. Linyit ocaklarında kuyu yok, Zonguldak'ta kuyu var. Zonguldak'ta emek yoğun çalışılırken, linyitte teknoloji kullanımı ön plana çıkıyor. Zonguldak'ta madenciliğin 200 yıllık geçmişi var. Özel sektörün madencilik geçmişi 25 yılla sınırlı.
Sabah 08.00'de Işıklar Linyit Ocağı İşletme Müdürü Ali Haydar Sakik ile buluştum. Sakik, ocağa girmeden önce sağlık kontrolünden geçirileceğimi söyledi. İşyeri hekimi Dr. Caner Sürer tansiyon, solunum, kalp yetmezliği, eklem ağrılarım olup olmadığını kontrol etti. Dr. Süer'in 30 sorusunu bir saatte cevaplayıp 'ocağa girebilir oluru' aldım. Lambamı, gaz maskemi, çizmemi alıp 3 kilometre uzunluğundaki ocak ayağına girdim. Fotoğraf makinesi, telefon, ses kayıt cihazına karşı önlemler çok sertti. Işıklar ocağı, 14 derece eğimli. Yer yer bu eğim 20-22 dereceye kadar çıkıyor."
DAYILIK SİSTEMİ KALKTI
100 metrede bir gaz ölçüm sensörlerini görmek mümkün. Ocağa girişten, ayağa kadar uzanan çelik kurtarma ipi bulunuyor. Bunlar herhangi bir tehlike anında veya kaybolma durumunda çelik ipe tutunarak yeryüzüne çıkmaya yarıyormuş. 'Dayılık sistemi çok eleştirildi, uygulama sürüyor mu' sorusuna ise Ali Haydar Sakik, 'Kaldırdık. Böyle bir sistem yok' yanıtını veriyor."
'EVİMİZİN IŞIĞINI SÖNDÜRDÜLER'
Soma'da iki gün geçiren SABAH muhabiri Ahmet Külsoy, çok sayıda şehit madencinin eşinin kapısını çaldı. Ama hiçbiri görüşmek istemedi. Soma Kaymakamı Ahmet Altıntaş'ın araya girmesiyle, 2 yıl önceki faciada eşini yitiren Maziye Aslan (34) hislerini paylaştı: "Eşim Ahmet Ali Aslan kazadan önce eve çok yorgun geliyordu. Yemeden içmeden kesilmişti. Yeni çizme almıştı. İş dönüşü çizmelerin yandığını gördüm. Neden yandığını sorduğumda 'Ocak çok sıcak' dedi. 'Gitme. Sana bir şey olursa dayanamam' dedim. 'Çocuklar var' dedi. Sabah işe gitti. O gece hiç uyumamıştım. İçimde sıkıntı vardı. Önce bana söylemediler. Kaza salı günü oldu, cesedini çarşamba günü teslim ettiler. Dayanılmaz bir acı. Laf bitiyor. Evimizin ışığını söndürdüler. Bir bayram geliyor içimiz burkuluyor. Köye gidiyorsun ev diye mezara sarılıyorsun ama bırakıp geliyorsun. Kimin ihmali varsa cezasını çeksin."
İŞÇİLER: DAHA SIKI TUTUYORLAR
L.U. (26): 3 yıllık işçiyim. 3 bin lira maaş alıyorum. Eskiden denetleme yoktu. Şimdi var, işi sıkı tutuyorlar. Sadece ocağı su basmasından endişe ediyorum.
İbrahim Çetin (41): Eskiden çalışma koşulları ağırdı. Çok yorulurduk. Denetleme yok denecek kadar azdı. Bir iş yaparken, başka bir iş yapmamız söylenirdi. Şimdi yok.
Mehmet Eren (34): Sendika işçiye karşı duyarsız. Sadece aidat alıyorlar. En önemli değişiklik 'dayılık sistemi'nin kalkması.
AHMET KÜLSOY