Prof. Yayla, Atatürk'e 'Bu adam' dememiş..
Prof. Dr. Atilla Yayla, kendisine karşı bir linç girişimi başlatıldığını söyleyerek, teyp çözümlerinin ortaya çıkmasının ardından kendisine tavır alanların özür dilemesini istedi.
Zaman, Yayla'nın yaptığı konuşmanın kaset çözümlerine ulaştı. Kaset çözümüne göre Yayla, konuşmasında AB sürecinde Kemalizm'in tartışılacağını belirterek, "Bize soracaklar.. 'Neden her yerde Atatürk heykeli var? diye soracaklar. 'Neden her dairede aynı adamın fotoğrafları asılı?" diye soracaklar. 'Kemalizm Türkiye'nin problemidir' falan diye.. Bizimkiler şiddetle tepki gösterirler buna; ama eninde sonunda tartışacağız.." diyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, Yayla'nın yaptığı konuşmaların üniversitede infiale yol açtığını iddia ederek, Yayla'yı ders vermekten uzaklaştırmıştı. Rektör Yamaç, Yayla'nın Atatürk hakkında 'bu adam' diye hitap ettiğini öne sürerek, 'terbiye azlığı'yla suçlamıştı. Ses kaydının ortaya çıkmasına sevindiğini söyleyen Yayla, konuşmasında Atatürk'e hakaret etmediğini, 'bu adam' ifadesinin Yeni Asır Gazetesi'nin iddiası olduğunu belirtti. Yayla, "Bana yargısız infaz yapılıyordu. Bana haksızlık yapan herkesin özür dilemesini ve hatasını düzeltmesini bekliyorum." diye konuştu. Hakkında yapılan haberler nedeniyle gerçeğin ortaya çıkması için ses kaydının peşinde olduğunu vurgulayan Yayla, kasetin çözümünün bu ifadeyi kullanmadığını gösterdiğini söyledi. Yayla, "Kendi bütünlüğü içinde bakıldığında paneldeki konuşmamda, hakaret etmek bir tarafa 'hiç kimse hiç kimseyi incitmeden, rencide etmeden, soğukkanlı bir şekilde bu meseleleri tartışma' çağrısında bulunmuştum." diye konuştu. Yayla, kaset çözümlerinin ortaya çıkmasının gerek üniversitenin kendisine karşı tavrının, gerekse bazı gazete ve televizyonların tavrının hukuk ve ahlak dışı olduğunu, linç ve yargısız infaz anlamına geldiğini gösterdiğini savundu.
Prof. Dr. Yayla'nın tartışmalara sebep olan konuşması şöyle:
"... Ama Türkiye bunları tartışacak. Türkiye bunları tartışma durumuna gelmiştir. AB süreci her türlü problemlere rağmen ilerlerse önümüzdeki yıllarda bunları rahatlıkla tartışırız. Bize soracaklar. 'Neden her yerde Atatürk heykeli var?' diye soracaklar. 'Neden her dairede aynı adamın fotoğrafları asılı?' diye soracaklar. 'Kemalizm Türkiye'nin problemidir' falan diye.. Bizimkiler şiddetle tepki gösterirler buna; ama eninde sonunda tartışacağız. Üstünden atamazsınız, eninde sonunda tartışacaksın. Ya bu kulübe üye olacaksın. Süreçte Hollanda'da ne oluyorsa siyasi alanda o olacak ona benzer bir şey olacak ya da 'Ben bu kulübün ülkesi değilim, Ortadoğu'nun ülkesiyim.' diyeceksiniz. Bizim rejimimiz Ürdün'le beraber, Suriye'yle beraber diyeceksin. Benim arzum şu ki, bu şeyler toplumda tartışılsın; ama sonunda büyük bir kavgaya yol açmasın. Sürtüşmeye yol açmasın. Makul bir şekilde tartışılsın. Hiçbir kimseyi rencide etmeden, hiç kimseyi aşağılamadan çözümlenmesi gereken problemler çözülsün. Ben üniversite hocasıyım, bu şeylere kafa yormak zorundayım. Bunları insanlara aktarmak zorundayım. Karşı tezlerin çıkmasını isterim. Umarım karşı tezler de çıkar, ben de bu konudaki fikirlerimi değiştiririm. Kemalizm o değilmiş..."