fitness sektörü 850 milyon liralık ekonomiye dönüştü
Eskiden mahalle aralarında, küçük dükkanlara sıkışan fitness sektörü şimdilerde 850 milyon liralık ekonomiye dönüşürken, antrenörüne de ayda 10 bin lira kazandırıyor. Yüzde 20'lik büyüme ile Avrupa lideri olan Türkiye'de salon sayısı, 2 bini aşarken, yabancı yatırımcı yeni gelişen Anadolu şehirlerini radarına aldı.
Eskiden mahalle aralarında, küçük dükkanlara sıkışan fitness salonları, şimdilerde 850 milyon liralık devasa bir ekonomiye dönüştü. Ekipmanları, gıda ürünleri ile 2 milyar liranın üzerinde büyüklüğe ulaşan sektör, antrenörüne de ayda 10 bin lirayı bulan hatta aşan paralar kazandırıyor. Deloitte European Health & Fitness Market 2015 raporuna göre, Rusya ile birlikte en hızlı büyüyen (yüzde 20) 2 pazardan biri olan Türkiye'de yaklaşık 1.7 milyon kişi spor salonlarına gidiyor. Üyelikler, aylık 150, yıllık 2 bin lira civarında.
PLAZA İNSANININ YENİ UĞRAŞ ALANI
Rapor, bir önceki yıla göre 5.5 milyar büyüyerek 25 milyar avroya ulaşan, Avrupa pazarında Türkiye'nin gelişim performansına dikkat çekiyor. Spor salonu sayımız bin 700 civarında, merdivenaltı çalışanlarla birlikte, 2 bini bulduğu tahmin ediliyor. Yeni açılan AVM'ler yanında konut projelerine irili ufaklı spor salonları dahil ediliyor, buna genç nüfus da eklenince yabancı yatırımcının ilk adresi Türkiye oluyor. Rakamlar, böyle iken, biz de ikişer setten, derin nefes alarak, sektöre güçlü bir giriş yapıyoruz.
AYLIK ÜCRETLER 140 TL
Kimimiz 'iş ve ev arasında bir hayatım olsun', kimimiz 'kilolar gitsin' kimimiz de 'sağlıklı yaşam' diyerek bu yerleri tercih ediyor. Şirketlerin rekabeti ve kampanyası da artıyor. Türkiye pazarındaki hızlı büyümeye dikkat çeken Mars Sportif CEO'su Peter Wright, yılda 55 milyon TL yatırımla 20 tesis daha kuracaklarını söylüyor. Wright, 3 farklı marka ile bulundukları sektörde, bazı hizmetleri çıkararak fiyatları 55 tl'ye kadar indirdiklerini de ekliyor.
2 BİN METREKAREYE 2 MİLYON AVRO YATIRIM
Anadolu'daki şehirler ise şirketlerin yeni gözdesi. 2 bin metrekarelik bir tesis için 2 milyon avroluk maliyetin gözden çıkarılması gerektiğini öğreniyoruz. Bu mekanlar, özel dersleri, kafe ortamı, havuzu, VIP salonları; yoga, zumba, rumba dersleri derken başlı başına bir yaşam alanına dönüşüyor. Uzmanlar, plaza ve AVM'lere sıkışan şehir insanın yaşam tarzına ne kadar hitap ederseniz üye sayınızın o ölçüde artacağına dikkat çekiyor. Bu nedenle, konforu, semti ve hizmetine göre spor salonu yıllık ücretleri 5 bin liraya çıkabiliyor.
LİSANSI KİRALAYIP AÇIYOR
Büyük tesisler yanında, günümüzde butik salonların da yaygınlaştığını görüyoruz. Cihangir, Nişantaşı gibi semtlerde başlayan bu akım birçok ilçeye yayılmış durumda. Bir apartman dairesi ya da uygun bir dükkan kiralayan girişimcilerin çoğu sporcu diğerleri ise antrenör lisansı kiralayıp işletme iznini alıyor. İstanbul Mecidiyeköy'de salon işleten Emir Yıldız, 3 yıl önce 20 bin lirayı bulan yatırımla açtığı mekanında, 2 eğitmenle beraber çalıştıklarını söylüyor. Aylık 30 öğrencinin altına düşmediklerini paylaşan Yıldız'dan, yoğun sezonda 15 bin kış aylarında ise 8 bin lira kazandığını öğreniyoruz. Talebin öncelikle fısıltı gazetesi ile yayılarak arttığını paylaşan Yıldız, özellikle belli bir gelir seviyesinin üzerindeki kesim için özel dersin moda bir faaliyet olduğunu da ekliyor.
GÖZDE MESLEK FITNESS ANTRENÖRLÜĞÜ
Öte yandan, bu salonlarda istihdam edilen Fitness Antrenörlüğü de kazançlı ve gözde bir meslek olarak ortaya çıkmış durumda. Özel Fitness Eğitmeni Umman Emeksiz'in, 17 yaşında hem sağlık hem de hobi olarak başladığı hikayesi şimdilerde profesyonel olarak devam ediyor. Emeksiz, spor, antreman ve egzersizin farklı şeyler olduğunu belirterek bir konuya dikkat çekiyor: "Fitness tam spor sayılmaz. Tanım olarak fiziksel fitness, sağlıklı ve iyi olma durumu ve bunun için yapılan faaliyetler olarak tanımlanabilir." Emeksiz, bu konudaki bilincin artmasıyla mesleğin ciddi mesafe aldığını anlatıyor. Günümüzde sağlıklı yaşam, kamburluk gibi duruş sorunları için yardımcı tedavi, kilo alma ve verme gibi farklı amaçlara hitap eden profesyonel hizmetlerin geliştiğini söylüyor. Bizim sohbet ilerledikçe, 12 yıldır içinde bulunduğu sektörün teknik ve bilinç anlamında geliştiğini paylaşıyor.
STANDARTLAŞMA VE DENETİM ŞART
Meslekte özellikle standartların olmadığını öğreniyoruz. Salon ve antrenör sayısının her geçen gün arttığı piyasada, özellikle denetimin artması gerektiğini hatırlatan Emeksiz,üniversitelerde özel bölümlerin açılması ve uzmanlaşmanın önemine dikkat çekiyor. "Öncelikle iki şeye dikkat edilmeli: Sertifika ve deneyim" diyen Emeksiz, internetin gelişmesi ile daha fazla kişiye ulaşan sektörde bilinçlenmenin sağlık açısından gerekli olduğunu anlatıyor.
İnternetten anında antrenörlük sertifikası veriyor
Spor salonları, aynı zamanda birer istihdam kaynağı. Antrenörler yanında, idari ve diğer personel ile birlikte onbinlerce kişiye kazanç kapısı oluyor. Öte yandan, spor koçluğu, eğitmenlik, antrenörlük gibi ünvanlar da çoğalıyor. Bir antrenör, özel ders vermek isterse, salon belli bir yüzde alıyor. Bu tamamen sizin pazarlığınıza göre değişiyor. Bazı eğitmenler, daha çok kişi getirme sözü ile daha düşük yüzde verirken, bazıları da getirdiği öğrenci başına salondan komisyon alıyor. İnternette, kısa süreli bir uzaktan eğitimle antrenörlük sertifikası alabiliyorsunuz. Uzmanlar bu konuda vatandaşları uyarırken, denetim ve sertifikanın önemine dikkat çekiyor. Ülkemizde, bu konuda standart yok.
Özel dersin saati Bayrampaşa'da 100, Etiler'de 500 lira
Önceden spor akademisi mezunlarının, öğretmen olmak için KPSS kuyruklarında beklediği günler biraz geride kaldı. Spor ve fitness eğitmenliği, sektördeki büyüme ve talep sayesinde kazançlı bir iş kolu haline geldi. Antrenörler, saati 100 ile 300 lira arasında değine fiyatlarla özel ders veriyorlar. Fiyatlar, hocanın ününe, salona ve derse göre değişiyor. Mesela, sosyeteye ya da Etiler'e adım atıp, bir de adını duyuran bir eğitmenin değmeyin keyfine. Bu kişilerin listesinde onlarca öğrenci ve özellikle ünlü isim yer alırken, saat ücretleri 500 lirayı buluyor. Bayrampaşa'daki bir AVM'nin spor salonunda saati 100 lira. Mahalle arasında, geçimini sağlamaya çalışan küçük bir salonda ise aylık 100 lira verseniz yeterli.
En çok gelişen ülke Türkiye
European Health & Fitness Market 2015 raporuna göre, Türkiye, yabancı fitness markalarının dikkatini çekiyor. Türkiye, 48 ülke içinde en hızlı büyüyen pazar. Rus nüfusunun 1.3'ü; ülkemizin ise yüzde 2.3'ü salonlara gidiyor. Yüzde 19.6'lık üyelik oranı ile Norveç gibi ülke olamasak da, sektörün imdadına genç nüfus yetişirken pazar hızla gelişiyor.
En büyüğü Avrupa ve ABD
Küresel fitness sektörü, yaklaşık 85 milyar avro iken, sporcu gıdaları ve ekipmanları ile 100 milyar doları buluyor. En büyük pazar olan Avrupa, 2014'te 5.5 milyar avro artışla 25 milyar avroya ulaştı. İngiltere 5.1; Almanya 4.7, İtalya ise 3.7 milyar avroluk büyüklüğe sahip. ABD ise 16.9 milyar avro ile dünyadaki ikinci büyük pazar konumunda bulunuyor.
- Küresel Büyüklük 85 milyar avro
- -ABD 16.9 milyar Avro
- -İngiltere 5.1 milyar Avro
- -Almanya 4.7 milyar Avro
- -İtalya 3,7 milyar Avro
Haftada iki saha maçı yeter
Fitness'ın tam anlamıyla bir spor olmadığını tekrar hatırlatalım. Kişisel görüşümüze gelince: "Yahu adam başı onar lira verip, gideceksin haftada iki halı saha maçına, dökeceksin terini çimene çayıra. Karşı takımdan hiçbir fitneliği esirgemeden, atacaksın stresini her defasındaki kavgaya." Bu haftadaki haber egzersizimizi tüm gücümüzle bitirmenin ağırlıyla son sözümüzü de esirgemeyelim: "Aferin orhanorhun çok güçlü haber oldu."