Geçici işçiler, kalıcı çözüm müjdesi bekliyor
salim uslu
Geçici işçiler, kalıcı çözüm müjdesi bekliyor Uzun zamandır beklenen gerçekleşiyor ve nihayet kamuda çalışan 207 bin işçinin kadro sorunu çözülüyor.
Hükümet nezdinde sürdürdüğümüz çabalar, özellikle de belediye başkanlığı döneminden sorunu iyi bilen Sayın Başbakan'la yaptığımız görüşmeler olumlu karşılık buldu. 22 Haziran 2006 tarihinde Sayın Başbakan'la yaptığımız bir görüşmede ?Kamuda mevsimlik ya da kampanya işçisi dışında geçici işçi kalmayacak? demişti. Bunun ardından Başbakan'ın talimatıyla düğmeye basıldı ve çalışmalar başlatıldı. Bundan önceki yıllarda yapılan kimi kadro düzenlemeleri sorunu kökten çözmeye yetmediği gibi haksızlıklar nedeniyle adalet duygusunu da incitmişti. Şimdi çeşitli Bakanlıkları temsilen, bürokratlardan oluşan bir heyetle Çalışma Bakanlığı koordinasyonunda teknik çalışma yapılması önemli bir durumdur. Ancak bu çalışmaların şekline ilişkin kimi itirazlarımız var.
Üzerlerinde çalışma yapılmakta olan işçilerin tamamına yakını sendikalı işçilerden oluşmaktadır. Çalışma hayatına ilişkin mevzuat çalışmalarında işçi kuruluşlarının da görüşünün alınması, yapılması düşünülen çalışmanın daha iyi temellere oturmasını sağlayacakken, teknik çalışmaları yapan heyetin kamuda örgütlü konfederasyonları ve verilerini dışlaması ciddi bir eksikliktir. n Teknik komiteye gelen bilgilerin eksik, hatalı ve yanlı olduğuna dair bilgilerimiz vardır. n Ortaya konulan verilere ve tanımlara ilişkin teknik, hatta hukuki yanlışlar yapılmakta, geçici işçiler kadroya alınıyor denilerek kamuda bir başka geçici çalıştırma yöntemi olan sözleşmeli personel istihdamı öngörülmektedir.
Büroda çalışanların eğitim ve ihtisaslarına bakılmaksızın 4/B kapsamında sözleşmeli yapılması, hem bu madde düzenlemesine aykırı olacak ve hem de çalışanlarda hak kaybına yol açacaktır.
Kimi nedenlerle 6 ayını doldurmamışların veya 6 ayını doldurmuş olsa bile tanım yanlışlığı nedeniyle uygulama dışı bırakılanların, aynı koşullarda çalışanlarla aralarında farklılık oluşacak. Bu da Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir. n Nihayetinde idari bir işlem olan fiili uygulamalarda yapılacak hatalar sebebiyle binlerce davanın açılmasına sebebiyet verilecektir n Sözleşmelerinde yapılan iş tarifleri dışında idarenin inisiyatifiyle farklı işlerde çalıştırılanların fiilen yaptıkları işin kapsam dışında kalması halinde kadro dışı bırakılmaları ayrı bir haksızlık olacaktır. n Mevsimlik ya da kampanya işçilerinin kapsam dışında tutulması maliyet gerekçesi ile başka bir yanlışa sebep olacaktır.
nBelediye şirketlerinde sözleşmeleri olduğu halde fiilen Belediye işlerinde çalıştırılanların kapsam dışı tutulması başka bir haksızlık kaynağı olacaktır. n Maliyet kaygılarında ciddi yanlışlar vardır. Sözgelimi; 11-12 ay çalışan sendikalı bir işçinin kadrolu olduktan sonra nasıl olur da işletmeye maliyetinin artacağı iddia edilebilir? Bu ve benzeri soruları çoğaltmak mümkündür. Hükümet bir yandan bütün iyi niyetiyle kronikleşmiş bir sorunu çözmeye çalışırken, öte yandan da çalışanlara ?keşke bu haliyle kadrolu olmasaydık? dedirtecek bir yanlışa geçit vermemelidir. Geçici işçileri memnun edecek bir kararın hukuki temellerinin iyi kurulmaması hiç arzulamadığımız bir hayal kırıklığına yol açabilir. Çerçeve iyi çizilmeli, yıllardır süregelen haksızlık ve hukuksuzluk mutlaka sona erdirilmelidir. Hukuksuzluk ve eşitsizlikle gelecek adalet, adalet değildir.