Memur Atamalarında Torpil Var Mı?
Bu ülkede üst düzey bürokratlar, milletvekilleri ve özellikle de Bakanlar, "gücü her şeye yeten" kişiler olarak bilinir. Bu bakış açısı, ne yazıkki milletvekili, bakan ve üst düzey bürokratların kendilerine de yansımıştır. Bu nedenle makamına çıktığınız bir bürokrat, milletvekili veya Bakan tüm taleplerinize olumlu yaklaşır. Sanki yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Ancak, bu tavrın memur atamalarında da devam ettirilmesi, sınavı merkezi olarak yapılan ve yerleştirmelerden sonra taban puanları da açıklanan KPSS'ye gölge düşürmektedir. Hiçkimsenin kendi egosunu tatmin etmek veya "büyük adamlık" imajının devamını sağlamak gayesiyle bu tür bir sorumsuzluk sergilemeye hakkı bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, memurlar.net olarak, 2000 yılında başlanan ve merkezi olarak önce Devlet Personel Başkanlığı, sonra da ÖSYM tarafından yapılan memur yerleştirmelerinde torpil olduğuna inanmadığımızı belirtmek istiyoruz.
Üst düzey bürokratlar, milletvekilleri veya Bakanların yaptığı imajı kurtarmaktan
başka bir şey değildir. Sanki bir yardım yapılacakmış gibi not alınan veya
"sen sınava gir, sınavdan sonra görüşelim" şeklinde yapılan tavsiyelerin
hiç bir önemi bulunmamaktadır.
Memurlar.net olarak bugüne kadar elimizden geldiğince ve sizlerin katkıları ile hem ÖSYM'nin yaptığı yanlışları yayımladık hem de bazı konuların düzeltilmesini sağladık. Yapılmış olan tüm yanlışları hep haber konusu yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz..
Ancak, KPSS sınavının işleyişi çok basittri ve bunu fazlada karmaşık görmeye gerek yoktur. 2004 yılı KPSS sınavı temmuz ayında merkezi olarak ÖSYM tarafından yapılacaktır. Sınav sonrasında adaylar ilan edilen kadroları tercih edeceklerdir. Tercih yerlere, birim bazında en yüksek puanlı kişinin ataması yapılacaktır. Ve daha sonra da ÖSYM tarafından taban puanlar açıklanacaktır. Taban puanların açıklanmasıyla beraber, her aday tercihte bulunduğu yerlere kendisinden düşük puanlı biri atanıp atanmayacağını kontrol edecektir. Tüm işleyiş bundan ibarettir. Ve taban puanların açıklanması gibi çok önemli bir şeffaflık olgusu devam ettiği müddetçe bu sistemde aksama olmayacaktır.
Bir kez daha önemle belirtmek istiyoruz: Hiçkimsenin kendi egosunu tatmin etmek veya "büyük adamlık" imajının devamını sağlamak gayesiyle bu tür bir sorumsuzluk sergilemeye hakkı bulunmamaktadır.