'Kasap-2 Operasyonu' ve ilginç bir sigorta sahtekarlığı
Referans Gazetesi'nde sigortacılık alanında yazdığı yazılarla tanınan Noyan Doğan, bugünkü yazısında ilginç bir otomobil hırsızlığına dikkat çekiyor
"Sigorta sahtekarlığı ya da sigorta sistemi üzerinden rant elde etmek dünyada bir hayli yaygındır. Sigortacılıkta buna ?sahte hasar'' denir.
Türkiye'de de son yıllarda sahte hasarların sayısından ciddi artış gözüküyor. Bu konuda bir takım çetelerin olduğu ve iştigal alanlarının sigorta şirketlerini dolandırarak, ciddi paralar kazandığı bilinen bir gerçek.
Ancak geçenlerde ajanslara düşen bir haber, hem dikkatimi hem de ilgimi çekti. Konu yine sigorta sahtekarlığıydı ama bu sefer çetelerin izlediği yol bilinenden biraz farklıydı.
Geçenlerde Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, başta Ankara olmak üzere çeşitli illerden çalınan otomobilleri ?ikiz oto yapmak suretiyle'' satıldığını tespit ederek, ?Kasap-2'' adı altında bir operasyon gerçekleştirdi.
Operasyon çerçevesinde, vatandaşların gazete ilanı vererek satmak istedikleri araçlarını çaldıktan sonra, önceden satın aldıkları araçların bilgilerini kullanarak üçüncü kişilere sattıkları belirlenen 22 kişiyi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şebeke üyelerinin ev, iş yeri ve gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda 35 otomobil, 9 adet parçalanmış otomobil motoru, 2 adet şanzıman, 17 adet değişik araçlara ait kontak anahtarı, 8 adet çeşitli araçlara ait motor ve şase metal levhaları ele geçirildi.
Buraya kadar yazdıklarımızı okuyunca, ?ne var bunda, böyle sık sık operasyon düzenlenip, bir sürü çete üyesi ele geçiriliyor'' diyebilirsiz. Doğrudur da? Ancak bu seferkinde çetenin uyguladığı yöntem biraz farklı. Şöyle ki:
Pert araçları satın alıyorlar
Hırsızlar, önce sigorta şirketlerince ihale suretiyle satılan ağır hasarlı otomobilleri satın alıyorlar... Daha sonra gazete veya internet ilanı vererek, araçlarını satmak isteyen vatandaşlar arasından satın aldıkları araçlarla aynı özellikte araçları olanları tespit ediyorlar.
Verdiği ilandan araç sahibine ulaşan hırsızlar, şık kıyafetler giyerek buluşmaya gidiyor ve pazarlığın ardından araç sahibi ile anlaşıyorlar. Aracın yürüyen aksamını denemek ya da motorunu ustaya göstermek bahanesiyle anahtarları istiyorlar. Anahtarı teslim alan hırsızlar araç sahibinin boş bir anını kullanarak aracı aldıktan sonra kaçıyorlar.
Satın aldıkları araçların ruhsat bilgilerini kullanarak sahte evrak düzenleyen hırsızlar, hazırladıkları sahte ruhsattaki motor ve şase numaralarını çaldıkları araçlara kopyalıyor, daha sonra da ağır hasarlı otomobillerin ''ikizlerini'' noter aracılığıyla üçüncü kişilere değeri üzerinden satıyorlar. Satılamayan araçlar ise parçalanarak satılıyor.
Tabii, çalıntı aracı satın aldığından haberi olmayan vatandaşlar ise durumu tescil işlemlerini yapmak için gittikleri emniyette öğreniyor. Bu kişilerin satın aldıkları araçlara el konuluyor ve haklarında çalıntı malı satın almaktan işlem yapılıyor.
Arabaları çalınan vatandaşlar ise anahtarları kendi rızalarıyla verdikleri ya da arabanın üzerinde unuttukları için sigorta şirketlerinden paralarını alamıyorlar.
Sizce de hırsızlar bu sefer ilginç bir yöntem bulmamışlar mı? Vatandaş ise hem aracı çalındığı hem de sigortadan para alamadığı için iki kere mağdur duruma düşmüş oluyor.
Belki de sigorta şirketleri pert araçları satma konusunda biraz daha dikkatli olabilirler. Çünkü bu pert araçlar amacının dışında kullanılmaya başlanmış."