'Milletimize yakışan yönetim sistemini hayata geçirmek için gün sayıyoruz'

Başbakan Yıldırım: (Anayasa değişikliği) Millet adına 'evet' diyeceğiz, millet için 'evet' diyeceğiz. Milletimizin 'evet' dediğine 'evet' diyeceğiz. Türkiye'nin ihtiyacı olan, milletimize yakışan yönetim sistemini hayata geçirmek için gün sayıyoruz.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Şubat 2017 12:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Milletimize yakışan yönetim sistemini hayata geçirmek için gün sayıyoruz'

Başbakan Binali Yıldırım, Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu

Başbakan Yıldırım: "(Anayasa değişikliği) Millet adına 'evet' diyeceğiz, millet için 'evet' diyeceğiz. Milletimizin 'evet' dediğine 'evet' diyeceğiz. Türkiye'nin ihtiyacı olan, milletimize yakışan yönetim sistemini hayata geçirmek için gün sayıyoruz."

.

Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir kampanya, bir seferberlik başlattı. Bu seferberliğin adı 'Memleketin Hastasıyım'. Kime, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza. Diyoruz ki memleket hastası olan, hasreti olan bütün vatandaşlarımız bu yaz tatillerini memleketlerinde geçirsinler."

"Maalesef CHP, memleket meselesini çözmek yerine ne yaptı, toplumu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak için her yolu denedi, hala da aynısını yapıyor. 'Efendim anayasa değişikliği halk oylamasında kabul edilirse Türkiye bölünür.' Hadi oradan, Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez."

"Anamuhalefet partisi Genel Başkanı, adeta FETÖ'cülerle, PKK'lılarla, HDP'lilerle aynı ağızdan konuşuyor. Yakışmaz. Anamuhalefet partisi iktidar alternatifidir. Terör örgütlerinin gittiği yoldan gitmesi anamuhalefet partisine zarar verir. Ona sempati duyan, destek veren vatandaşımızı da rahatsız ediyor."

"Ey Kemal Bey, bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet kardeşlik, birlik, beraberlik, aydınlık Türkiye diyor. Onun için bu kutlu yürüyüşte bir, beraber ve birlikte Türkiye olalım. Anamuhalefet partisi olarak sanki CHP, iktidara değil millete muhalefet ediyor, CHP sanki Türkiye'ye muhalefet ediyor, CHP cumhuriyete muhalefet ediyor, aynı zamanda demokrasiye de muhalefet ediyor."

- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım: (2)

- "(Anayasa değişikliği referandumu) Bu süreçte vatandaşımızın aklına bir şey takıldığında ilk bize ulaşacaklar. Bütün kapılarımız, telefonlarımız vatandaşa 7 gün 24 saat açık olacak. Her an halkın içinde olacağız. Gündüz sokakta, düğünde, cenazede, akşam ev sohbetlerinde mutlaka biz olacağız"

- "Yapılan algı operasyonlarının bizi çekmek isteyeceği tuzaklara karşı uyanık olmalıyız. Her zaman sağduyulu davranacağız. Muhalefetin yalan, iftira, inkar söylemlerine karşılık biz, projelerle, hizmetlerle ve yeni hedeflerle vatandaşın yanında olacağız. En önemlisi şehrin vicdanı olan kanaat önderlerini, esnafı, eşrafı, manevi büyükleri ziyaret edeceğiz, onların tavsiye ve dualarını almaktan geri kalmayacağız"

- "Güçlü bir Türkiye için adımlarımızı hızlandırdık. Bu büyük değişim ve dönüşüm adımı ülkemize, milletimize aydınlık yarınları getirecek"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşların yüzünün artık güldüğünü belirterek, "Terör örgütüne, onun uzantılarına asla yüz vermiyor, prim vermiyor. Gelince kapılarına 'Hadi oradan, yaklaşma buraya, seninle işimiz kalmadı' diye onları ait olduğu yere gönderiyor." dedi.

Yıldırım, Kemer ilçesinde bir otelde AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca, "Kutlu Yürüyüş Yolunda Şehir Şehir Kalkınma" sloganıyla düzenlenen Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu'da 23 ili cazibe merkezi haline getirdiklerini, burada "çukur" siyasetinden arta kalan enkazları kaldırdıklarını, konut inşaatlarına başladıklarını, yolları, caddeleri, altyapısı, içme suyu ve kanalizasyonuyla buraları modern şehirler haline getirmek için gerekli adımları attıklarını söyledi.

Yatırımcıların bu cazibe merkezine büyük bir ilgi gösterdiklerini belirten Yıldırım, müracaatlar başlamadan gelen proje miktarı tutarının 20 milyar lirayı aştığını bildirdi. Yıldırım, 120 bin vatandaşa iş ve aş sağlayacak bu projeleri süratle değerlendirip kararı vereceklerini belirtti.

Yörede teröre destek veren belediyeleri tek tek tespit edip yeni belediye başkanları görevlendirdiklerini anımsatan Yıldırım, "Elbette teröre destek veren, halktan, hemşehrisinden aldığı oylarla altyapıyı yapmak ve onların ihtiyaçlarını görmek yerine dağa hizmet veren, lojistik destek sağlayan, milletin topladığı kaynakları terör örgütüne aktaran bu belediye başkanlarına 'Aferin' diyecek halimiz yoktu." diye konuştu.

İçişleri Bakanlığının gereğini yaptığını ve işi ehline verdiğini ifade eden Yıldırım, şu anda o bölgelerde toplanan bütün vergilerin "şantaj vergisi" olarak teröre değil hizmete gittiğini söyledi. Yıldırım, "Güzel güzel yollar, güzel güzel yeşil alanlar ve kentleşme adına çok güzel projeleri birer birer bu 50'ye yakın belediyemizde gerçekleştiriyoruz." dedi.

Yıldırım, bölgede tahribata uğramış ve yaraları kıt imkanlarla sarmaya çalışan bu belediyelere yardım elini uzatan, kardeşlik ve ağabeylik yapan belediye başkanlarına teşekkür etti. Yıldırım, gerçek dayanışmanın, gerçek kardeşlik anlayışının ve doğu ile batıyı birleştirmenin en güzel örneğinin verildiğini vurguladı.

Yürütülen çalışmaların çoktan sonuç vermeye başladığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Vatandaşımızın artık yörede yüzü gülüyor. Terör örgütüne, onun uzantılarına asla yüz vermiyor, prim vermiyor. Gelince kapılarına, 'Hadi oradan, yaklaşma buraya, seninle işimiz kalmadı' diye onları ait olduğu yere gönderiyor. Ama onlara bu toprakların hiçbir karışında yer yok. Her köşesi, doğusu, batısı, dağı, ovası, bu bayrağın dalgalandığı ve her bir vatandaşımızın rahatça seyahat ettiği mübarek topraklar, şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakları alçakların çiğnemesine asla müsaade etmeyeceğiz.

Onlarca yılın kayıpları birer birer telafi oluyor. Bölgede moraller düzeldi, geleceğe yönelik umutlar yeşerdi. Gençler artık yüzünü dağa değil, yüzünü geleceğe döndü. Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın birer onurlu gençliği olarak emin adımlarla geleceğe yürüyor. Eski Türkiye'nin ihmallerini, kötü alışkanlıklarını gidermeye gayret ediyoruz. Ama çok şey yaptık. Yaptıklarımız güzel ama yetmez. Daha çok şey yapacağız. Şehirlerimizin ne kadar altyapı eksiği varsa ileride doğucak ihtiyaçlarını da düşünerek daha fazla çalışacağız."

Yıldırım, başta büyük şehirlerde olmak üzere bütün şehir ve ilçelerde "modern şehirler, marka şehirler, yaşayan şehirler" anlayışıyla ve özellikle de yatay mimariyi öncelikli olarak ele alarak çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti.

Şehirlerin de insanlar gibi olduğunu, ruhları ve canları bulunduğunu belirten Yıldırım, insanların moralinin bozuk olması halinde bunun şehre de yansıyacağını söyledi.

- "Savaştan sonra gelsek daha iyi olmaz mıydı"

Yıldırım, konuyla ilgili yıllar önce Almanya'ya çalışmaya gitmiş bir arkadaşının yaşadığı olayı aktardı. Yıldırım, şunları söyledi:

"Yıllarca Almanya'da kalmış ve orada çoluk çocuk sahibi olmuş. Çocuklar sürekli babasından 'İstanbul şöyle güzel, İstanbul burnumun ucunda tütüyor, İstanbul'u keşke görsek' diye dinliyor. Sonunda oğlu Bbaba beni de al tatilimizi İstanbul'da geçirelim.' diyor. Bu dediğim 70'li yıllarda. Atatürk Havalimanı'na inmişler ve oradan bir taksiye atlayıp Şirinevler'den Topkapı'ya doğru gidiyorlar. Çoçuk sağa sola bakıyor. Baba da gayet gururlu bir şekilde 'Oğlum İstanbul'u beğendin mi?' diye soruyor. Oğlu, 'Baba beğendim de savaştan sonra gelsek daha iyi olmaz mıydı' diyor. Niye? Bu çatısız binalar, 'bir kat daha atarım' diye filizli kolonlar. Bu binaları görünce çocuğun hafızasındaki, hayalindeki İstanbul yerine sanki bir savaştan çıkmış İstanbul fotoğrafı geliyor."

AK Parti iktidarında bunların yok olduğunu belirten Yıldırım, modern ve yaşanabilir şehirler kurmak için bir yandan merkezi yönetimin diğer yandan da yerel yönetimlerin var güçleriyle gayret gösterdiklerini söyledi.

Şehirlerin doğal yapısı ve zenginlikleri, tarihi doku ve medeniyet mirasıyla şehre hayat katan kültüre, insani zenginliklere ve mahalle yapısına çok dikkat edileceğini vurgulayan Yıldırım, bunlar olmadan herhangi bir beldenin şehir kimliğini muhafaza edebilmesinin pek mümkün olmadığını kaydetti.

Yıldırım, şehirlerin ayrım gözetmeden her insanı kuşatan, kucaklayan, hem medeniyetle yaşayan ve hem medeniyeti yaşatan yerler olması gerektiğini söyledi.

- "Memleketin Hastasıyım"

Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanlığının bir seferberlik başlattığını açıklayarak, "Bu seferberliğin adı 'Memleketin Hastasıyım'. Kime, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza. Diyoruz ki memleket hastası olan, hasreti olan bütün vatandaşlarımız bu yaz tatillerini memleketlerinde geçirsinler. Yurt dışındaki vatandaşlarımız gelsin düğünlerini burada yapsınlar, Sılayırahim yapsınlar diyoruz. Sıla hasretini gidersinler. Memleketini çoluklarına, çocuklarına göstersinler ve gurbetle memleket kucaklaşsın. Bir olsun, beraber olsun. Eminim ki Avrupa'da, dünyanın her bir yerinde yaşayan milyonlarca vatandaşımız her zaman olduğu gibi memleketinden gelen bu çağrıya kulak verecek. 'Memleketimin hastasıyım' diyecek, yollara düşecek. Ben şimdiden bütün gurbette yaşayan vatandaşlarımıza buradan teşekkür ediyorum. Antalya'dan turizmin başkentinden selamlarımı gönderiyorum."

- "MHP Genel Başkanı ve ekibine teşekkür ediyorum"

Yıldırım, AK Parti olarak bugüne kadar her konuda yapıcı bir tutum izlediklerini, toplumsal mutabakatı en üst seviyede sağlamanın gayretinde olduklarını vurguladı.

Türkiye'nin ana meselelerinden birinin anayasa değişikliği olduğunu ifade eden Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 11 Ekim'de "Biz parlamenter sistemi savunuyoruz ancak bir de mevcut durum var. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ortaya çıkan bir durum var. Mevcut durum cumhurbaşkanının millet tarafından doğrudan seçilmesidir. Buna göre cumhurbaşkanının hem çok yüksek bir siyasi desteği var, oldukça geniş yetkileri de var. Ancak sorumluluğu yok. Bu sürdürülebilir bir şey değil, gelin bu durumu düzeltelim." çağrısı yaptığını anımsattı.

"Ben 'Önce memleketim ve milletim' diyen ve parti çıkarlarını ikinci planda tutan MHP Genel Başkanı'na ve ekibine teşekkür ediyorum." ifadesini kullanan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bu çağrıyı herkese yaptı. Ana muhalefet partisine de yaptı, bize de yaptı. Biz zaten baştan beri 'Bu durum sürdürülebilir değil mutlaka mevcut durumu anayasayla uyumlu hale getirmemiz lazım. 2007'de başlattığımız işi tamamlamamız lazım' diye hep söylüyorduk. Dolayısıyla biz MHP ile bir araya geldik. Bu arada CHP'nin de kapısını çaldık. Dedik ki 'Buyrun bu değişiklik, bu gurur, bu güzel iş hepimizin olsun. Burada sizin de imzanız olsun.' Ancak beklediğimiz cevabı alamadık. Ana muhalefet partisinden elimiz boş döndük. Hatta biz ısrarcı olduk. Dedik ki 'Eğer siz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşıysanız, ki öylesiniz, bunu da anlayışla kabul ediyoruz. O halde buyurun siz de teklifinizi getirin, biz de teklifimiz getirelim. Meclis'te ittifakla oylayalım. Ondan sonra işi sahibinin önüne getirelim. Yani vatandaşa getirebilelim. Vatandaşta hangisini seçerse eyvallah edelim, bu meseleyi kapatalım.' Buna da maalesef cevap alamadık. Daha ne yapmalıydık soruyorum. Milletime soruyorum başka ne yapacaktık?"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Ey Kemal Bey, bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet 'kardeşlik, birlik, beraberlik, aydınlık Türkiye' diyor. Onun için bu kutlu yürüyüşte bir, beraber ve birlikte Türkiye olalım. Ana muhalefet partisi olarak sanki CHP, iktidara değil millete muhalefet ediyor, CHP sanki Türkiye'ye muhalefet ediyor, CHP Cumhuriyet'e muhalefet ediyor, aynı zamanda demokrasiye de muhalefet ediyor." dedi.

Başbakan Yıldırım, Kemer ilçesinde bir otelde AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca, "Kutlu Yürüyüş Yolunda Şehir Şehir Kalkınma" sloganıyla düzenlenen Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.

Konuşmasında, "Anayasa değişikliği kapalı kapılar ardında oldu, şeffaf olmadı, oldu bittiye getirildi" iddialarını hatırlatan Yıldırım, "Maalesef CHP, memleket meselesini çözmek yerine ne yaptı, toplumu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak için her yolu denedi, hala da aynısını yapıyor. 'Efendim, anayasa değişikliği halk oylamasında kabul edilirse Türkiye bölünür.' Hadi oradan, Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "FETÖ'cülerle PKK'lılarla HDP'lilerle adeta aynı ağızdan konuştuğunu" ifade eden Yıldırım, "Yakışmaz. Ana muhalefet partisi, iktidar alternatifidir. Terör örgütlerinin gittiği yoldan gitmesi ana muhalefet partisine zarar veriyor. Ona sempati duyan, destek veren milyonlarca vatandaşımızı da rahatsız ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, bir partinin genel başkanı olarak değil bir vatandaş olarak bunları ifade ettiğini vurgulayarak, "Ey Kemal Bey, bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet 'birlik, beraberlik, kardeşlik, aydınlık Türkiye' diyor. Onun için bu kutlu yürüyüşte bir, beraber ve birlikte Türkiye olalım. Ana muhalefet partisi olarak sanki CHP, iktidara değil millete muhalefet ediyor, CHP sanki Türkiye'ye muhalefet ediyor, CHP Cumhuriyet'e muhalefet ediyor, aynı zamanda demokrasiye de muhalefet ediyor." diye konuştu.

CHP'nin fikir üretmek yerine iftira attığını dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin hangi konusunu gündeme getirseler, hangi meselesini çözmek için adım atsalar yapıcı olmayan ve sürekli eleştiren bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

- "Vatandaşa itaat et, rahat et"

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliklerine katkı verilmediğini, sürekli konuların çarpıtılarak vatandaşın kafasının karıştırılmaya çalışıldığını söyledi. Referandum sürecinde de aynı tarzla karşı karşıya kaldıklarını yineleyen Yıldırım, "Vatandaşa gitmekten dahi korkuyorlar. Cumhurbaşkanının onaylaması birkaç gün gecikti diye, 'İnşallah cumhurbaşkanı bunu geri gönderir' diye dua etmeye başladılar. Niye korkuyorsunuz? Vatandaş hepimizden iyisini bilir. Vatandaşa itaat et, rahat et." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Türkiye'nin rejiminin Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarıyla 1923'te kurulduğunun ve adına cumhuriyet dendiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin hala eski dönemlerdeki gibi zayıf, güçsüz, çelimsiz ve çaresiz bir ülke olarak görüldüğüne işaret eden Yıldırım, "Bizim bu teklifimizin önünde, arkasında, içinde, dışında hiçbir yerinde kişisel bir ikbal yoktur, memleket meselesi vardır." dedi.

Yıldırım, AK Parti'nin ülkeye yapılan bu karalama kampanyasına karşı dimdik ayakta durduğuna dikkati çekerek, salonda bulunanlardan Türkiye için inşa edecekleri aydınlık ve mutlu geleceği bütün vatandaşlara hoşgörü ve sağduyuyla anlatmalarını istedi. Oyuna gelmeyeceklerini, tahriklere kapılmayacaklarını vurgulayan Yıldırım, "Türkiye'yi germe, ayrıştırma, kutuplaştırma planına asla ortak olmayacağız, taraf da olmayacağız." diye konuştu.

Bugün Türkiye olarak yeni bir atılım döneminde bulunulduğunu, ülkenin gündeminin ise halk oylaması olduğunu bildiren Yıldırım, "Demokrasi ve siyaset yerelde başlar. Sizler, milletimizden bir emanet devraldınız, ülkemiz sizden hizmet alıyor, vatandaşlarımızın gönüllerini hoş tutacak güzel işler yapmanızı bekliyorum. Mazeret, bahane üretmek bize yakışmaz. 16 Nisan'da ülkemizin aydınlık yarınlarının kapılarını aralamaya var mısınız?" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

- Notlar

Başbakan Yıldırım'ın salona geldiği sırada, AK Parti tarafından anayasa değişikliğine ilişkin referandum kampanyasının ilk şarkısı olan sözlerini Yalçın Polat'ın yazdığı, Ceyhun Çelikten'in seslendirdiği "Tabii ki evet" çalındı.

Salonda, Türk bayrağı, Mutafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım posterleri ve AK Parti bayrağı yer aldı.

Toplantıda, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Erol Kaya, Cevdet Yılmaz, Çiğdem Karaaslan, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş ile 870 belediye başkanı hazır bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber