Hastalar okullu oldu doktorlar anlattı onlar rahatladı

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 17 Mart 2007 10:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Salona ilk giren 18 yaşında bir genç kız. Yerine oturup kendisi gibi yıllardır diyaliz makinesine bağlı yaşayan yüzler kişinin gelmesini bekliyor. Kısa süre sonra salonu dolduran 350 kişiyle beraber 4 kişilik hekim grubu yerini alıyor. Tüm hastaların aklı "neden ben?" ile başlayıp "işe nasıl gideceğim?", "Çocuklarıma bu durumu nasıl anlatacağım?, "Ne kadar su içmeliyim" gibi sorularla meşgul. Aslında hepsinin bunları sorabilecekleri bir doktorlar var. Ancak devlet hastanelerinde doktorun odasına girmeleri, dertlerini anlatmaları, soyunup giyinmeleri, muayene olmaları, reçetelerinin yazılıp raporlarının onaylanması için ayrılan 5 dakika bu soruları dile getirmelerine yetmiyor.

İşte 10 yıldır İstanbul Tıp Fakültesi önderliğinde düzenlenen "Hasta Okulu" da muayene odalarında cevapsız kalan bu noktaları aydınlatıyor. Toplumda sıkça görülen 20'den fazla hastalık bu okullarda masaya yatırılıp meraklar gideriliyor. Hastaların gündelik yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntıları, tedavileriyle ilgili kaygıları teker teker ortaya dökülüp doktorların tavsiyelerine kavuşuyor. Bu yıl da 1 Mart'ta başlayan hasta okulları madde bağımlılığı, meme kanseri, diyabet, panik atak, tansiyon, bel ve boyun ağrısı gibi 26 konuda ücretsiz olarak hastalarını eğitecek. 21 Haziran'a kadar sürecek okullar İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Sağlık Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bağcılar Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Çatalca Belediyesi, Fatih Belediyesi, Kağıthane Belediyesi, Esenler Belediyesi, Eyüp Belediyesi ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın merkezlerinde düzenlenecek.

İlk kez Amerika'da uygulandı

Hasta Okulu'nun kurucusu İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, projeyle ilk defa 1980'li yıllarda çalıştığı Amerika'daki Clevland Kliniği'nde tanıştı. Küçük hasta gruplarını bilgilendirmek amacıyla düzenlenen bu toplantıların faydalarını gören Sever, Türkiye'ye dönüşüyle beraber 1997 yılında Hasta Okulu'nu gündeme getirdi. Okulun daha ilk yılında gördüğü ilgi ülkedeki bir açığa da işaret ediyordu. Günde 40-50 kişiyi muayene eden doktorların hastalarına ayıracak uzun vakitleri yoktu. Hastalar yüksek ücretleri göze alıp biraz daha bilgi edinebilmek için özel muayenehanelere taşınıyordu. Bütçesi el vermeyenler ise doktorlarından 5 dakikada duyabildiklerini kar sayıp hastalıklarıyla baş başa hayatlarına devam ediyordu. Bugün durum çok farklı değil ama Sever'in de dediği gibi en azından 10 yıl içinde 30 bin kişi dertlerini paylaşma ve sorularına cevap alma imkanı buldu. 1 Marta'ta ilki düzenlenen Multipl Skleroz okuluna 700 kişinin katılması da hala kapatılmayan bu açığa Hasta Okulu'nun çözüm getirdiğini kanıtlıyor.

17 kişiye çeyrek altın takılacak

Vakit darlığından mekanikleşen doktor-hasta ilişkisini "İşler mekanikleşiyor. Hastalar ilaçları almadan önce kendileriyle yeterince ilgilenilmiş hissedemiyorlar. Gelen her hasta ölüm korkusu taşır, doktorla iletişim kurmak en azından bu psikolojiyi düzeltir. Doktorlar da hastalarıyla iletişime geçip yardımcı olamıyorlar. Tıbbiyeyi, hekimliği sadece mesleki bir çerçevede değerlendirmek mümkün değil" diye anlatan Sever, Hasta Okulları'nın her iki tarafı da en azından ruhsal olarak tatmin ettiğini vurguluyor.

Sever'in altını çizdiği en önemli nokta ise kronik tüm hastaların beynini kemiren "neden ben?" isyanını yatıştırması. Hastaların psikolojik durumlarını "Kronik hastaların aklını 'bu piyango bana neden çıktı' sorusu meşgul eder, yıpratır. Ama 600 diyaliz hastası yan yana geldiklerinde bu his kayboluyor. Hepsinin tansiyon sorunu var, hiç biri istediği kadar su içip meyve yiyemiyor, hepsinin kalp problemleri var..." diye aktaran Sever, en büyük kazancın hastaların ve yakınlarının kendi durumlarındaki diğer insanlarla tanışıp teselli bulması olduğunu söylüyor.

Bu paylaşımı perçinlemek ve hastaları cesaretlendirmek için Sever, 22 Mart'ta hastalarına bir süpriz hazırlıyor. Kendisi de böbrek uzmanı olan Sever, böbrek naklinden sonra 20 yılını dolduran hastalarına çeyrek altın takacak. Nakilden sonra doğum yapmış 17 hastası ve onların 20 çocuğunu Hasta Okulu'nda ödüllendirecek olan Sever, bu gibi örnek vakaların diyalize giren pek çok hastaya moral olduğunu ifade ediyor. "Bu toplantı diyalize bağımlı yaşayan genç kızlara nakilden sonra evlenebilecekleri ve doğum yapabileceklerini gösterecek" diyen Sever, organizasyonun organ bağışını de teşvik etmesini ümit ediyor.

Hedef 24 saatlik ücretsiz danışma hatları

Ortak dertlere sahip yüzlerce insanın bir araya gelmesinin doğurduğu en önemli sonuç ise sağlıklı insanların arasında sorulamayan tüm sorunların dile getirilebilmesi. İşe gidememekten, eşiyle ilgili sorunlarına, çocuklarıyla iletişiminden sosyal güvencelerine kadar normalde sorulmaya çekinilen konular Hasta Okulu'nda cevap buluyor. Alınan her yanıt da yüzlerce kişiye birden yol gösteriyor. Bu yüzden de Sever'in dediği gibi 2 saat sürmesi beklenen okullar soru yoğunluğundan 5 saate kadar çıkabiliyor.

Sever gelecek hedefleri arasında hasta okullarının yükünü azaltacak danışma hatları olduğunu anlatıyor. Buna göre hastalığının seyrinde bir sıkıntı yaşayan hasta bu hattı arayarak 24 saat sorularına cevap alabilecek. Ancak Sever, hem bir danışman bulmanın, hem de onun ulaşabileceği bir uzman kadrosu kurmanın çok zor olduğuna değiniyor ve yine de hedeflerinden ayrılmadıklarını ekliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber