Öğretim elemanlarına göre üniversiteler halktan kopuk

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 29 Mart 2007 07:50, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Öğretim elemanları, üniversitelerde 'üniversite-halk bütünleşmesine yönelik hizmetler sunulmadığı' fikrinde birleşti.

Mevcut ve mezun öğrencilerle yeterince iletişimde bulunulmadığını ortaya koyan hocalar, üniversitenin işverenlerle de bağlantısının olmadığını dile getirdi. Gazi Üniversitesi'nin 'Kalite Güvence Sistemi ve Akreditasyon' çalışmaları öncesinde yaptığı ve bin 983 araştırma görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesörün katıldığı 'Öğretim Elemanlarının Görüşleri' araştırması, üniversite hocalarının yaşadığı sıkıntılar ile üniversite işleyişine yönelik bakışlarını ortaya koydu. Zaman zaman siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların dile getirdiği 'üniversitenin halktan kopuk' olduğu düşüncesine üniversitede görev yapan öğretim elemanlarından destek gelirken, hocaların üçte biri (yüzde 31) üniversitede 'üniversite-halk bütünleşmesi'ne yönelik 'hiç' hizmet sunulmadığını dile getirdi. Yüzde 30'u 'üniversite-halk bütünleşmesi'ne yönelik 'biraz' hizmet sunulduğunu belirtirken, 'çok' hizmet sunulduğunu belirtenlerin oranı yüzde 3'te kaldı. Bu konuda 'oldukça' diyenler yüzde 11, 'orta' diyenler ise yüzde 25 oranında çıktı. YÖK'ün ilk defa yayınladığı Yükseköğretim Strateji Raporu'nda da bu sorun gündeme getirilirken 'yükseköğretim sisteminin toplumun ve emek piyasasının taleplerine duyarlılığının artırılması' istendi. YÖK raporunda, 'yükseköğretim sisteminin başarısı, bir yandan özerkliğini koruyarak araştırmalarını geliştirirken öte yandan toplumun ihtiyaçlarına ve emek piyasasının taleplerine duyarlılığı bulunmasını gerektirir' denildi.

'İşverenle dialog yok'

Gazi Üniversitesi'nde görevli öğretim elemanlarının genel olarak 'akademik değerlendirme ve kalite geliştirme sürecine nasıl baktıklarını saptamak' amacıyla yapılan araştırmaya göre üniversitedeki mevcut ve mezun öğrencilerle yeterince iletişimde bulunulmuyor. Öğretim elemanlarına göre üniversiteden mezun olan öğrencilerin okula ilişkin görüşleri 'hiç' (yüzde 46) alınmıyor, yüzde 27'sine göre ise 'biraz' alınıyor. Öğretim elemanlarının yüzde 37'si ise mezun dernekleriyle 'hiç' iletişimde bulunulmadığını, yüzde 30'u ise derneklerle 'biraz' iletişimde bulunulduğunu belirtiyor. Hocalara göre, üniversite yönetimi, öğrenci ihtiyaçlarına pek de duyarlı değil. 'Üniversite öğrenci ihtiyaçlarına duyarlıdır' ifadesine öğretim elemanlarının yüzde 7'si 'hiç', yüzde 22'si 'biraz', yüzde 32'si ise 'orta' seviyede duyarlı cevabını veriyor. Hocalar 'eğitim öğretim süreçleri ile ilgili kararlara öğrenci katılımı'nın sağlanmadığı görüşünde. Öğretim elemanlarının 'mezun yönetimi ve izleme sistemi' (yüzde 86) bulunmuyor. 31 ile 50 yaş arasında olan öğretim elemanlarına göre, üniversite 'işverenlerle iletişimde' 'hiç' (yüzde 34) bulunmuyor. YÖK'ün geçen ay açıkladığı 'Strateji Raporu'nda da üniversitelerin toplum ve işverenle ilişki kurması gerektiği vurgulanıyor. 'Yükseköğretim sisteminin toplum bakımından anlamlılığı, toplumun ihtiyaçlarına ve piyasasının taleplerine duyarlılığın kurulmasına bağlıdır' denilen raporda, YÖK, üç öneride bulunuyor. 'Toplum-yükseköğretim etkileşimini güçlendirecek mekanizmalar geliştirilmeli. Öğretim programları öğrencilerin başarısını artırmasına imkan verecek biçimde yeniden gözden geçirilmeli. Öğrencinin pratikle ilişkisinin kurulmasında yeni arayışlara girişilmeli."

'Araştırma sonuçları YÖK tarafından dikkate alınmalı'

Öğretim Üyeleri Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, öğretim elemanlarının dile getirdiği 'üniversite toplum-işveren-öğrenci ilişkileri' başta olmak üzere üniversitenin çözülmesi gereken sorunlarının bir an önce ele alınıp gelecek yıllar için çözümler üretilmesini istedi. Erdin, araştırmaların YÖK tarafından dikkate alınması gerektiğini dile getirdi. Akreditasyon çalışmalarının üniversitelerin hangi noktalarda zayıf kaldığını ortaya koymak bakımından önemine işaret eden Kadir Erdin, bu yetersizliklerin tespitinin, yapılacak bir yükseköğretim reformunda dikkate alınabileceğini söyledi. 'Üniversitelerde yapılan araştırmaların sağduyuyla dikkate alınmasını' isteyen Kadir Erdin, YÖK'ün strateji raporunda da araştırma sonucuyla örtüşen ifadelerin yer aldığını hatırlattı. Kadir Erdin, "Önemli olan yükseköğretimimizi dünyadaki gelişmeler doğrultusunda gelecek yıllara sağlıklı bir projeksiyonda zaman kaybetmeden taşıyabilmektir. Bu çalışmaların ortaklaşa değerlendirilmesi çok daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber