'Zaman gazetesini eve babam getirmiş olabilir'

Başbakanlık adına Avukat Necip Kibar, emniyet güçleri tarafından adresinde yapılan aramada bulunan iki adet Zaman gazetesinin ne olduğuna sorması üzerine Kara, "Babam kağıt işinde çalışıyor, paketleme için eve getirmiş." diye cevap verdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Kasım 2017 18:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Zaman gazetesini eve babam getirmiş olabilir'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylarda 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 184'ü tutuklu 187 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya 163 tutuklu sanık ile müştekiler ve avukatlar katıldı.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Fatih Kara yaptığı savunmasında, Yalova Meydan Komutanlığı'nda kamptayken acil içtima alarmı verildiğini ve eski Yüzbaşı Fatih Aksoy'un elindeki listeden isimler okuduğunu, bu kişilerin de otobüse binmesini emrettiğini söyledi.

Bindiği aracın komutanının eski Yüzbaşı Sinan Canlı olduğunu ifade eden Kara, "Darbe girişimini destekleyecek herhangi bir eylemde bulunmadım, emir almadım ve davranışta bulunmadım." dedi.

Başbakanlık adına Avukat Necip Kibar, emniyet güçleri tarafından adresinde yapılan aramada bulunan iki adet Zaman gazetesinin ne olduğuna sorması üzerine Kara, "Babam kağıt işinde çalışıyor, paketleme için eve getirmiş." diye cevap verdi.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Fatih Satan, kamptayken eski Yüzbaşı Fatih Aksoy'un on kişiyle birlikte helikoptere binmek için gittiğini söyledi.

Eski Üsteğmen Ali Apaydın'ın terör saldırısı olduğu, herkesin dikkat etmesi gerektiğini ve otobüse ateş açılabileceğini söylediğini kaydeden Satan, Tuzla'da tır tarafından yolun bazı şeritlerinin çaprazlaşma şekilde kapatıldığını gördüğünü anlattı.

Yolun kapatılmasından dolayı tedirgin olduğunu aktaran Satan, daha sonra silah sesleri geldiğini ve o sırada siper aldıklarını söyledi.

Otobüsün daha sonra Sultanbeyli'de durduğunu anlatan Satan, "Aracın kapısı açıldı, aynı sınıfta olduğumuz için tanıdığım Hakan Yüksel ve Furkan Garip araçtan aşağı indi ve havaya ateş açtı. Birkaç kişinin daha araçtan indiğini gördüm." diye konuştu.

- "Sadece havaya ateş ettim"

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Furkan Garip, kendisi hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ve sadece havaya ateş ettiğini iddia etti.

Yalova Meydan Komutanlığı'ndan çıkan otobüslerinin Sultanbeyli'ye değil de köprüye gitmesi durumunda köprü davasında yargılanacağını veya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne gitmesi halinde ise şu anda serbest kalacağını ileri sürdü.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Hakan Yüksel, otobüsle Tuzla'da durduktan sonra silah sesi duyduğunu ve daha sonra otobüs hareket ettikten sonra yerde yatan üç kişiyi gördüğünü ve eski Üsteğmen Ali Apaydın'ın bu kişiler için terörist dediğini belirtti.

Ali Apaydın'ın güvenliği tehlikeye düşürecek bir durum yaşandığında ilk önce havaya ateş açılması, sonrasında ise yere ve ayaklara ateş açılması emrini verdiğine değinen sanık Yüksel, Sultanbeyli'de ise kimseyi öldürme, yaralama kastı olmadığını ve kendisini korumak amacıyla havaya bir el ateş ettiğini öne sürdü.

Duruşma sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.

- İddianameden

İddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylara yer verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından biri polis 6 kişinin şehit edilmesi, 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 4 subay, 178 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er olmak üzere 184'ü tutuklu 187 şüpheli asker hakkında iddianame hazırlandı.

Hazırlanan 866 sayfalık iddianamede, 4 subay, 176 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er "şüpheli", aralarında yaralıların da bulunduğu 118 kişi "mağdur-müşteki" sıfatıyla yer aldı. Şüphelilerden 184'ünün tutuklu olduğu belirtildi.

Darbe şüphelisi askerlerin Yalova Hava Meydan Komutanlığı'ndan İstanbul'a intikal ederek, Tuzla Orhanlı Gişeler ile Sultanbeyli / Mehmetçik Vakfı bölgelerinde faaliyet gösterdikleri anlatılan iddianamede, olaylarda biri polis 6 kişinin şehit edildiği ve 42 kişinin yaralandığı hatırlatıldı.

Orhanlı Gişeleri'nde darbecilerin tüm uyarılara rağmen teslim olmadıkları, bölgede görev alan kolluk kuvvetleriyle çatışmaya girdikleri anlatılan iddianamede, söz konusu çatışma sırasında darbeci subaylar Binbaşı Ferhat Güney ve Teğmen Emre Demirbilek'in etkisiz hale getirildiği kaydedildi.

İddianamede, şüphelilerin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

İddianamede, bazı şüphelilerin ise "kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, silahla kasten yaralama, cebir ve tehdit kullanarak, silahla ve birden fazla kişi ile birlikte kişileri özgürlüklerinden yoksun kılma, mala zarar verme, iştirak halinde kamu malına zarar verme" suçlarından 10 yıl ila 5 kez müebbet hapis cezası arasında değişen oranlarda cezalara çarptırılmaları talep edildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber