Ücretli öğretmene kadro, KPSS'ye grip atama bekleyenlere haksızlık değil mi?
Bakan İsmet Yılmaz'ın, ücretli öğretmenlere kadro vermek istemesi, KPSS'ye giren 350 bin veya 400 bin öğretmene haksızlık anlamına gelmiyor mu?
İlk olarak Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından dillendirilmiş ve 5 bin civarında ek ders karşılığı çalışan öğretmenin, puanı yetmezse dahi sözlü sınava alınacağı belirtilmişti.
Bu açıklamanın mevzuat dayanağını oluşturacak olan kanun düzenlemesi bu hafta itibariyle TBMM'ye sunuldu.
Bu kararın, Bakan İsmet Yılmaz'ın bir grup ek ders karşılığı çalışan öğretmenle görüşmesi sonrasında alındığı ifade ediliyor. Başkaca da hiçbir sosyal tarafın görüşü alınmamıştır. Ayrıca kadro düzenlemesinde, sanki bir grubu kapsayacak şekilde 2017-2018 eğitim öğretim döneminde çalışmış olmak şartı getirilmiştir.
Ancak böyle bir uygulama, KPSS'ye giren ve atama bekleyen 350- 400 bin adaya haksızlık anlamına gelmektedir.
Taşeron uygulamasında görüldüğü üzere, bu tür kadro uygulamalarında kimseyi mutlu etmek mümkün değildir. Sadece toplumun adalete olan inancı zayıflamaktadır. Örneğin ek ders karşılığı çalışanlara kadro verilirken, "Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi" projesinde çalışan 6 bin öğretmene kadro verilmemesinin nedeni nedir?
Bu nedenle ek 5 bin kadronun, ek ders ücreti karşılığında çalışanlara değil tüm öğretmen adaylarına tahsis edilmesi gerekmektedir.