Baykal: Zirvede 3 Milli Görüşçü olamaz
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, çağrılarına karşın toplumun en önemli ağırlık merkezlerinin "duruma seyirci kaldığı"nı belirterek, "Bu noktadan sonra 3 Milli Görüşçü devletin zirvesinde tepeden aşağıya sıralanırsa ve Türkiye'nin bağımsız kurumları onların takdirine, kadrolaşma anlayışlarına, zihniyetlerine, emanet edilirse, Türkiye çok ciddi sıkıntıyla karşı karşıya kalır" dedi.
CNN Türk'te dün yayımlanan Ankara Kulisi programına katılan Baykal, "Anayasa Mahkemesi niçin var? Hukuk elbette işleyecek. Hukukla bunu önlemeye çalışacağız. Meclis'te haysiyetli, şerefli milletvekillerinin direncini ayakta tutarak bunu önlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. Son duruma seyirci kalındığını savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sine-i millet tartışması
"Bunlar seyrettikleri halde biz bunu bu noktaya getirdik. Bu noktadan sonra 3 Milli Görüşçü devletin zirvesinde tepeden aşağıya sıralanırsa, Türkiye çok ciddi sıkıntıyla karşı karşıya kalır. AKP içindeki dengenin, Milli Görüş kimliğinin, AKP'yi tutuyor olduğu gerçeği çok önemli. AKP'nin normalleşemediğini, toplumla uyum içinde bir parti haline dönüşemediğini cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük. Erdoğan istemediği halde, dayatma sonucunda Milli Görüşçü çizginin iç çekirdeğinin bir parçası olarak Abdullah Gül'ü aday olarak göstermek zorunda kaldı."
Baykal, ilk aylarda kamuoyunu rahatlatmak için, böyle bir tehlike olmadığı izlenimi vermemek için bütün şirinliklerin yapılacağını da savundu.
CHP'yi sine-i millete dönmediği için eleştirenler bulunduğunu da anımsatan Baykal, "Biz 'bu yanlış olur, tam tersi, meydanı bırakmak olur' diyorduk. Sine-i millete dönmüş olsaydık, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olurdu, Abdullah Gül ile ilgili konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürme imkanımız olmazdı, devre dışı kalırdık" diye konuştu.
"Gül aday olunca ne fark etti?" yönündeki birsoru üzerine de Baykal "O aday oldu, ortalık ne oldu? Biz bunları önlemeye çalışıyorduk. Yani bizim 'başbakan olmamalıdır' şeklinde götürdüğümüz kampanya, çok doğal olarak Bülent Arınç'ı da, Gül'ü de kapsıyordu" yanıtını verdi.
Baykal: AKP, yüzüne gözüne bulaştırdı
Baykal, oylamadan sonra yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Üçte iki çoğunluğa sahip bir parti, cumhurbaşkanı seçimini yüzüne gözüne bulaştırdı. Artık yeni süreç başlıyor. Başbakan, partisinin kendisine dayattığı adayı seçtirememiştir. Önce '367 önemli değildir' demiştir, şimdi 367 havuzunun içinde çırpınıyor. Umuyorum, Anayasa Mahkemesi doğru karar alır, o karardan sonra, önce seçim yaparız, sonra o seçime dayalı olarak yeni cumhurbaşkanı seçeriz." Baykal, Erdoğan'ın sadece CHP'yi değil, ANAP ve DYP'yi de, karşısına aldığını dile getirerek, "Anayasaya uygun bir cumhurbaşkanı adayını 1. turda seçebilseydik, buna katkım olduğu için zafer duygusunu yaşardım" ifadesini kullandı.
'Ekonomik kriz çıkmaz'
Baykal, ilk tur oylamanın sürdüğü sıralarda yaptığı açıklamada da "İptal olsa bile ekonomik kriz çıkmaz" vurgusunu yaptı. "Anayasa Mahkemesi kararına göre seçime gidilirse, yenisi seçilene kadar Ahmet Necdet Sezer görevine devam eder. Birinci tur bitmeden ikinciye geçilemez, dolayısıyla her halükarda 36'yi sağlamak zorundalar" diyen Baykal, CHP'de telefonla aranarak vaatte bulunulan birden fazla milletvekili olduğunu kaydetti.
Baykal, oylamadan önce yöneltilen "Anayasa Mahkemesi'nden iptal kararı çıkması halinde AKP ile uzlaşma zemini bulunur mu?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"AKP yeterli noktaya gelir, Arınç'ın 'illa bizim çemberden birisi olacak' inadı kırılabilirse, elbette oturur, görüşürüz. Bütün bu baskılar karşısında direnmek gerçekten önemli. Parlamentoda ezici bir çoğunluğun, yüz akıyla büyük bir haysiyet sınavı vermekte olduğunu görüyorum. Bu mücadelede DYP ve ANAP genel başkanlarını da kutluyorum."