Eğitim-Sen: İslamileştirme tehdidinin çözümü askerileştirilme olamaz
Eğitim-Sen Merkez Yönetim Kurulu, AKP iktidarının 4.5 yıllık döneminde kamusal alanı İslamileştirme tehdidinin çözümünün, ?kamusal alanın geniş toplumsal temsil kanallarının askerileştirilmesiyle? olamayacağını kaydetti.
Eğitim-Sen Merkez Yönetim Kurulu, Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan 2007 Cuma günkü açıklamasına ilişkin ?Gericiliğin ve Irkçılığın Panzehiri Daha Fazla Demokrasidir? başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Genelkurmay açıklamasının ?gerek içeriği gerekse yayınlandığı kritik dönemin niteliği göz önüne alındığında? birçok kesim tarafından bir ?muhtıra? olarak adlandırıldığına dikkat çeken Kurul, ?Siyasete ve Anayasa Mahkemesi'ne intikal etmiş hukuksal bir sürece doğrudan müdahale niteliği taşıyan bu bildiri, sorunlarla boğuşan Türkiye demokrasisine ve hukuk devleti düzenine büyük bir darbe indirdiği gibi, AKP karşısında yükselen toplumsal tepkinin askeri bir içeriğe kavuşturulması arayışlarına da hizmet etmiştir? denildi.
İSLAMİLEŞTİRME TEHDİDİ ASKERİLEŞTİRMEYLE OLMAZ
Eğitim-Sen'in, AKP eliyle 4.5 yıldır yürütülen geniş kapsamlı yıkım, yoksullaştırma ve gericileştirme programını teşhir etme noktasında gösterdiği kararlılığı, ?askeri müdahalelerin karşısında demokrasi duvarı örme tutumu? ile destekleyerek koruduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
?AKP eliyle kamusal alanın açıkça İslamileştirilmesi ve belirli bir yaşam tarzının temel sembollerinin toplumun farklı kesimlerine dayatılması tehdidi, 4.5 yıllık pratikte her an belirgin biçimde karşımıza çıkmış, bunun yansımaları en çok da eğitim alanında görülmüştür. Bununla birlikte kamusal alanın İslamileştirilmesi tehlikesini bertaraf etmenin yolu, kamusal alanın ve geniş toplumsal temsil kanallarının askerileşmesi değildir, olamaz. Türkiye'de gerici eğitim politikalarının önünü açan, eğitimi dinselleştirme uygulamalarını sahiplenen yaklaşımın daima darbelerden beslendiği, darbelerle bu sürecin önünün açıldığı ortadayken ve 28 Şubat 1997 müdahalesi sonucunda Milli Görüş Hareketi'nden ayrıştırılarak oluşturulan AKP'nin iktidara ulaşmasında bu müdahalenin de rol oynadığı belirginken; Genelkurmay Başkanlığı'nın eğitimde gericileşmeye karşı, laiklik ilkesinin korunmasını sağlamak için, gerekli gördüğü koşullarda tutum ve davranışlarını sergilemekten çekinmeyeceğini açıklaması, samimi bir tutum olmaktan çok bir iktidar savaşının dışa vurumu olarak yorumlanmalıdır.
Ne AKP'ye ne de darbe girişimlerine prim veren, emekten, barıştan ve demokrasiden yana bir ortamı mümkün kılan mücadele anlayışı, biz eğitim ve bilim emekçilerinin temel şiarıdır. Unutulmamalıdır ki darbenin de gericiliğin de panzehiri, özgürlükten ve demokrasiden yana bir Türkiye'nin inşa edilmesidir. Tüm emek, barış ve demokrasi yanlısı kesimlerin önünde duran acil ve yakıcı sorun budur.?(