İşte raportörün raporu

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 01 Mayıs 2007 07:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi'ndeki ilk mütalaa, uzun tartışmaların sinyalini verdi.

Anayasa Mahkemesi'ndeki tarihi karar öncesindeki ilk mütalaa, CHP'nin başvurusunun Yüksek Mahkeme'de uzun tartışmaların yaşanacağının sinyalini verdi.

Sabah Gazetesinin haberine göre Mahkeme Raportörü Hikmet Tülen, başvurunun reddedilmesi gerektiği yönündeki görüşünü destekleyen ifadelere yer verdi.

SABAH, Türkiye'nin merakla beklediği Anayasa Mahkemesi Raportörü'nün bağlayıcılığı bulunmayan ancak "başvuru reddedilsin" görüşünü destekleyen raporundaki detaylara ulaştı.

Alınan bilgilere göre Raportör Tülen, 100 sayfaya yakın raporunda, "ret", "yetkisizlikten ret" ve "iptal" seçenekleri üzerinde durdu. Raporun önemli bir bölümünü, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda en az 367 milletvekilinin Meclis Genel Kurul salonunda hazır olması gerektiğini" savunan Sabih Kanadoğlu'nun bu görüşünü ortaya atmasından sonra yapılan hukuki tartışmalar oluşturdu.

Tülen, Mahkeme için bağlayıcılığı bulunmayan raporunun bu bölümünde, "367 şart" diyen Kanadoğlu'nun görüşlerine de Meclis'in 184 üye ile toplamasının yeterli olacağını savunan AKP'nin hukukçu kurmayı Burhan Kuzu'nun görüşlerine de yer verdi. Bu bölümde aralarında Prof. Dr. Ergun Özbudun'un da bulunduğu 50'ye yakın hukukçunun görüşlerine yer verildi.

TERAZİ RETTEN YANA

Mahkeme çevrelerinden edinilen bilgiye göre Raportör Tülen, CHP'nin başvurusunun reddedilmesi gerektiği yönündeki görüşlerin daha geçerli ve hukuki dayanağının bulunduğuna ilişkin tespitler yaptı.

Raporun bu bölümünde, 1980 ihtilaline zemin hazırlayan ve 150 tura yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili süreç, yürürlükteki Anayasa'yı hazırlayan Güvenlik Konseyi'ndeki görüşme tutanaklarından alıntılar yapıldı. Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl yapılacağını düzenleyen ve tartışmalara neden 102'nci maddesinin gerekçelerine yer verildi.

İLLE DE YETKİ

Raportör Tülen raporunda, Anayasa Mahkemesi'nin 27 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri 1'inci tur oylaması karşısında yetkili olup olmadığını tartıştı.

Anayasa Mahkemesi'nin, kanun, kanun hükmünde kararname ve Meclis'in yasama dokunulmazlığına ilişkin kararları ve bunlara ilişkin işlemler karşısında yetkili olduğunu hatırlatan Tülen, bunun dışındaki işlemlerin ancak bir Meclis İçtüzüğü'nün ihdası (içtüzüğün değiştirilmesi) anlamına gelebilecek işlemler karşısında yetkili olduğunu savundu.

ARINÇ'IN OYLAMASI

Raporda, Meclis'teki 27 Nisan oylaması ve bu sırada yapılan işlemlerin niteliğini tanımlayan Tülen, "başkanlık işlemi", "Meclis kararı" gibi kavramlar üzerinde özellikle duruldu.

Raportör, Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın, 27 Nisan'daki oylama gününde, CHP'li Kemal Anadol'un talebini reddettiği böylelikle bir "başkanlık işlemi"nin oluşmuş olduğunu, bunun da Anayasa Mahkemesi'nin denetimi dışında bulunduğu kaydedildi. Buna göre başvurunun reddinin hukuki dayanağının bulunduğu vurgulandı. Ancak ilerleyen satırlarda Arınç'ın bu tavrını Genel Kurul'a oylatması sonucu "Meclis kararının oluşmuş sayılabileceği" bu durumda da içtüzük ihdası iddiasının tartışılması gerektiğine de yer verildi.

ÜYELERİ BAĞLAMIYOR

Anayasa Mahkemesi raportörlerinin hazırladığı raporlar üyeler için bağlayıcı nitelik taşımıyor. Hatta tam tersine çıkan çok sayıda karar bulunuyor. Bunun en son örneği, yine Raportör Hikmet Tülen'in 15 yeni üniversiteye kurucu rektör atanmasına ilişkin yasanın iptali istemiyle Cumhurbaşkanı Sezer'in açtığı davada görüldü. Tülen bu davada, yasanın iptalinin gerektiğini savunmuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber