Gül itiraf etti: 2 aday vardı
Abdullah Gül: İki aday vardı; ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da ben.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Anayasa'nın değiştirilip Cumhurbaşkanını halkın seçmesi durumunda, AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayının yine kendisinin olmasını beklediğini belirtti.
Gül, Financial Times gazetesinin Türkiye temsilcisi Vincent Boland'a verdiği demeçte, cumhurbaşkanı olması için kamuoyunda kendisine yüzde 70 oranında destek verildiğini belirterek, "Bu yüzden halka gitmeye karar verdik. İlk turda çoğunluğu alacağım" dedi.
"Fırtınanın merkezindeki kişi olarak, son birkaç günde olanları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Gül, olanların artık geçmişte kaldığını, gelecek hakkında konuşmak istediklerini kaydederek, "Tabii ki Türkiye bazı sıkıntılarla karşı karşıya kaldı, ama ben, tüm bu sıkıntıları aşıp, demokrasi ve hukukun üstünlüğü üzerinden geleceğe dair konuşabileceğimizden eminim. Hem hükümetimin hem de benim pozisyonum bu yönde" dedi.
Gül, yaşanan gelişmeleri önceden tahmin edip etmediğinin sorulması üzerine, cumhurbaşkanının nasıl seçileceğiyle ilgili kuralların belli olduğunu, 1980'den beri bu kuralların uygulandığını, bunların hiçbirini değiştirmediklerini ve son üç cumhurbaşkanının seçiminde de bu kuralların uygulandığını söyledi.
Anayasa Mahkemesinin şimdi, cumhurbaşkanını seçmek için mecliste üçte iki çoğunluk bulunması gerektiği yönünde bir karara vardığını hatırlatan Gül, o zaman 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın seçiminin geçersiz ilan edildiği şeklinde espri yaptı.
Cumhurbaşkanı adaylığının devam ettiğine ve pazar günü TBMM'de yeni oturum düzenleneceğine dikkati çeken Gül, mahkemenin tüm kararlarına saygı duyduklarını vurgulayarak, bunu karar açıklanmadan önce de söylediğini anımsattı.
"KARARA SAYGI DUYUYORUM, AMA MAHKEMEDEN FARKLI DÜŞÜNÜYORUM"
"Bu, karardan mutlu olduğum anlamına gelmiyor" ifadesini kullanan Gül, "Lütfen beni yanlış anlamayın. Karara saygı duyuyorum ve ona uyacağım, ama hislerim farklı. Şimdi bunun hakkında konuşmanın zamanı değil. Anayasa Mahkemesinin güvenilirliğine zarar vermemem gereken bir konumdayım. Derinlere inmek istemiyorum. Bu mahkemeye ihtiyacımız var. Ama benim şahsi fikrim ve düşüncem, mahkemeninkinden kesinlikle farklı.
Ayrıca unutmayın ki, 27 Nisandaki ilk tur oylamada, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan beri görev yapan 3 cumhurbaşkanından da daha fazla oy aldım. Son üç cumhurbaşkanının hiçbiri bu kadar oy almamıştı ve ilk iki turda seçilmemişlerdi" diye konuştu.
Yaşanan bu son olaylarla Türkiye'nin üzerine gölge düştüğünü, sorumluluklarının, bu gölgeyi ortadan kaldırıp her şeyi rayına oturtmak olduğunu belirten Gül, bu nedenle 22 Temmuzda erken genel seçim düzenlenmesi kararı aldıklarını kaydetti.
Anayasa Mahkemesinin almış olduğu karar ve bu kararın ardından azınlığın çoğunluğa "şantaj" yapabileceği düşüncesinden hareketle cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğine karar verdiklerini söyleyen Gül, şu anda mecliste bu yönde anayasal değişiklikler üzerinde çalıştıklarına işaret etti.
Gül, "Ben, tüm bu sorunları aşmak için yeterli olgunluğa sahip olduğumuza eminim. Türkiye'nin yoluna devam edeceğinden şüphem yok ve bu yol da AB" ifadesini kullandı.
İSTANBUL VE ANKARA'DAKİ GÖSTERİLER
İstanbul ve Ankara'daki son mitinglere ilişkin yorumunun sorulması üzerine de Gül, bu mitingleri "olumlu" olarak niteleyerek, AK Parti'nin Türkiye'yi daha demokratik hale getirdiğini, insanların serbestçe bir araya gelip barış içinde fikirlerini söyleyebildiğini belirtti.
Gül, "Bu iklimi biz yarattık, ülkedeki demokratik standartları yükselttik" dedi.
Bununla birlikte, bir şeyi anlamakta zorluk çektiğini kaydeden Gül, "Bu gösterilere katılanların bazıları, hükümetimizin laikliğe karşı olduğunu söylüyor ve 'Şeriata hayır' diyorlar, yaşam tarzlarını muhafaza etmek istediklerini dile getiriyorlar.
Ben bu insanların, AB'ye katılım yolunda Türkiye'ye öncülük etmiş AK Parti'nin laiklik karşıtı olduğu kanısına nasıl vardıklarını anlamada gerçekten zorluk çekiyorum. Bir kimse nasıl, AK Parti'nin, Türkiye'yi dini bir devlet yapma yönünde gizli bir gündemi olduğunu düşünebilir? Bundan gerçekten büyük üzüntü duyuyorum. Bunu 2 hafta önce mi fark ettiler? Bu sadece propaganda" diye konuştu.
Gül, yine de tüm bu endişeleri dikkate almaları gerektiğini belirtti.
"Onlara belirli bir hayat tarzı empoze etmek istediğimizi kanıtlayan tek bir örnek var mı?" diyen Gül, kamuoyunda kendisinin adaylığına güçlü destek olduğunu kaydederek, "Bana olan destek yüzde 70. Bu nedenle halka gitmeye karar verdik. İlk turda çoğunluğu alacağım" dedi.
Dışişleri Bakanı Gül, "Cumhurbaşkanlığı için doğrudan (halkın seçeceği) seçim düzenlenmesi halinde yeniden partinizin adayı olmayı bekliyor musunuz?" sorusuna, "Evet" yanıtını verdi.
"TÜRKİYE DEMOKRATİK BİR ÜLKE VE DEMOKRATİK KURALLAR UYGULANACAK"
TBMM'nin anayasal değişiklikleri onaylamaması halinde referanduma gidileceğini de kaydeden Gül, "Ne yapabiliriz ki? Cumhurbaşkanını parlamentoda seçelim dediğimizde 'hayır' diyorlar. Halka soralım dediğimizde yine 'hayır' diyorlar. O zaman Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanını kim seçecek? Yüksek bir konsey mi? Türkiye, demokratik bir ülke ve demokratik kurallar uygulanacak" diye konuştu.
Gül, bir başka soru üzerine, anayasa değişikliklerinin birkaç gün içinde kabul edilmesini beklediğini söyledi.
Bu konuda ANAVATAN ve DYP'nin desteğini aldıklarını ifade eden Gül, bu partilerin sözlerini tutması durumunda değişikliklerin TBMM'nin ilk oturumunda kabul edileceğini, eğer tutmazlarsa referanduma gideceklerini kaydetti.
Gül, cumhurbaşkanını seçmek için TBMM'de yarın düzenlenecek oturumda yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanmayacağı sorusunu, "Bilmiyorum, fikirlerini değiştirebilirler" şeklinde yanıtladı.
"İKİ ADAY VARDI; YA BEN YA DA ERDOĞAN"
Bir diğer soru üzerine, Cumhurbaşkanı adayının açıklanması sürecinde her şeyin çok şeffaf olduğunun altını çizen Gül, "İki aday vardı; ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da ben. Bu, halkın ve parlamentonun isteği ve hisleriydi. Yaptığımız tüm görüşmelerimizde tutumumuz bu yöndeydi. Başka bir aday yoktu. Neden son dakikaya kadar kararımızı açıklamadık? Son birkaç güne kadar bilerek sessiz kaldık.
Neden? AK Parti'nin muhaliflerinin ne tür kirli işler yapacağını biliyorduk. Benim kadınlarla fotoğraflarım, yanlış yorumlanmış 10-15 yıl önceki konuşmalarım, aile köklerim hakkında internette bir sürü mesajlar... Dolayısıyla parti liderliğini bu kirli işlerden korumak istedik" diye konuştu.
"TÜRKİYE BİR DEMOKRASİ"
Gül, cumhurbaşkanı adaylığının açıklanmasından önce, kendisi, Başbakan Erdoğan ya da partiden bir yetkilinin Genelkurmay Başkanlığı ile bu konuyu görüşüp görüşmediği sorusuna, "Hayır, Türkiye bir demokrasi. Biz, AB'ye katılım yolunda müzakereler yürüten bir ülkeyiz. Ne demek istiyorsunuz? 10 yıl öncesinin Türkiyesi artık yok. Bunu yapmamız gerektiğini mi düşünüyordunuz?" karşılığını verdi.
FT muhabirinin, Genelkurmay ile bu yönde bir temasın kurulması gerektiğini düşünenlerin bulunduğuna işaret etmesi üzerine, "Türkiye'nin, demokratik bir karara orduyu dahil etmeyecek olgunluğa sahip olmadığını mı düşünüyorsunuz?" ifadesini kullanan Gül, muhabirin, "Cumhurbaşkanlığı için adaylığınız açıklanmadan önce Genelkurmay Başkanlığı ile temas olmadığını mı söylüyorsunuz?" demesi üzerine, "Siz neler söylüyorsunuz? AB'ye katılmayı hedefleyen bir ülkeden bahsediyoruz. Ne demek istiyorsunuz?" dedi.