Sezer, Tababet Kanunu'nu iade etti

Haber Giriş : 17 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5182 sayılı ''Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''u iade gerekçesinde, yasa ile yürürlükten kalkmış bir yönetmeliğin yürürlüğe konulduğunu, bunun yürütme organına verilen yönetmelik çıkarma yetkisinin yasama organınca kullanılmasına neden olduğunu kaydetti.

Sezer, yasa ile yürütme organına ise yasa maddesi yürürlükten kaldırma olanağı verildiğini, bunun yetki devri niteliği taşıdığını vurguladı.

Sezer, Yasa'nın ''Yan dal asistanlık sınavlarında, Sağlık Bakanlığınca yeni bir Tıpta Uzmanlık Tüzüğü ve bu Tüzüğe göre bir yönetmelik hazırlanıp yürürlüğe konuluncaya kadar, 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile mülga 21.8.1981 tarihli ve 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanunun 6'ncı maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan Yan Dal Asistanlık Sınav Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına devam olunur'' şeklindeki hükmünü anımsattı.

Tıpta uzmanlık eğitiminin dayanağını, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü'nün oluşturduğunu belirten Sezer, Tüzüğün 18. maddesinde, yan dal asistanlığın tanımının yapıldığını, yan dal uzmanlık eğitimi yapmak isteyenlerin seçme ve yeterlik sınavında başarılı olmalarının zorunlu kılındığını, uygulanacak seçme ve yeterlik sınavının yöntem ve ilkeleri ile sınava giriş koşullarının yönetmelikle düzenlenmesinin öngörüldüğünü kaydetti.

Danıştay 8. Dairesi'nin, Tüzüğün kimi temel maddelerini iptal etmesi nedeniyle yönetmeliğin çıkarılamadığını anımsatan Sezer, Tüzüğün iptal edilen kuralları yeniden düzenlenmeden yönetmeliğin çıkarılması olanağının bulunmadığını ifade etti.

Yasa'da, yeni bir tıpta uzmanlık tüzüğü ve bu tüzüğe göre bir yönetmelik yürürlüğe konuluncaya kadar, mülga 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Yasa uyarınca çıkarılan ''Yan Dal Asistanlık Sınavı Yönetmeliği''nin yeniden uygulanmasının öngörüldüğünü belirten Sezer, madde gerekçesini anımsattı. Gerekçede, yasal düzenlemeye, konu ile ilgili yönetsel düzenlemelerin yapılması uzun süreceği için başvurulduğunun belirtildiğini dile getiren Sezer, Yasa ile yönetsel düzenleyici işlem olan yönetmeliğin bir yasama işlemi ile yürürlüğe konulduğunu, yasa kuralının sonlandırılmasının yönetsel işlemlere bağlandığını, yürürlükten kaldırılmış bir yasaya dayalı yönetmeliğin yürürlüğe konulduğunu belirtti.

Bu hususların hukuksal yönden irdelenmesi gerektiğini kaydeden Sezer, şöyle devam etti: ''Çağdaş anayasal rejimlerde olduğu gibi Anayasamızda da erkler ayrımı ilkesi kabul edilmiştir. Anayasa'nın 6. maddesinde, egemenliğin kayıtsız koşulsuz Ulus'un olduğu belirtildikten sonra, erkler ayrımı ilkesinin gereği olarak, Türk Ulusu'nun egemenliğini Anayasa'nın koyduğu kurallara göre yetkili organları eliyle kullanacağı vurgulanmış; 7, 8 ve 9. maddelerinde yasama, yürütme ve yargı organlarının görev ve yetki alanları belirlenerek, yine 6. maddesinde, hiçbir kimse ya da organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamayacağı kurala bağlanmıştır.

Anayasa'nın başlangıç bölümünün dördüncü paragrafında, erkler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmediği, belli yetki ve görevlerin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı uygar bir işbölümü ve işbirliği olduğu belirtilmiştir.

Bu ilke ve anayasal kurallar uyarınca Devlet organlarının, Anayasa'da yazılı sınırlar içinde görev yapmaları, birbirlerinin görev ve yetki alanına karışmamaları gerekmektedir.

Devlet organlarının birbirlerinin görev alanlarına girmesi, yapılan işlemi sakatlayan 'yetki devri', 'yetki gaspı', 'yetki aşımı' gibi aykırı hukuksal durumların oluşmasına neden olmaktadır.

Anayasa'nın 87. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri sayılmış; yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmaya bu görev ve yetkiler arasında yer verilmiştir.''

''TBMM, YÖNETMELİK YÜRÜRLÜĞE KOYUYOR''

Sezer, Anayasa'da, organik yönden yönetsel nitelikte düzenleyici işlemler olan ''tüzük ve yönetmelik'' yapma yetkisinin, yürütme organına verildiğini anımsattı.

Sezer, ''İncelenen Yasa ile yürürlükten kalkmış bir yönetmelik Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce yeniden yürürlüğe konulmakta; Anayasa'nın 124. maddesiyle 'münhasıran' yürütme organına verilen yönetmelik çıkarma yetkisi yasama organınca kullanılmış olmaktadır. Bu nedenle, incelenen Yasa, Anayasa'nın erkler ayrımı ilkesiyle bağdaşmamakta, 6. ve 124. maddelerine aykırı düşmektedir'' dedi.

''YÜRÜTMEYE, YASA YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMA YETKİSİ''

Yasa'yla yapılan düzenlemede, yasa kuralının geçerlik süresinin üst sınırını belirleme yetkisinin, tıpta uzmanlık tüzüğü ile tıpta uzmanlık yönetmeliğinin yürürlüğe konulmasına bağlanarak yürütme organına bırakıldığını belirten Sezer, ''Başka bir anlatımla, tıpta uzmanlık alanında yeni bir tüzük ve yönetmelik yürürlüğe konulduğu gün incelenen Yasa kuralı geçerliliğini ve gücünü yitirecektir'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 1996 yılında ''yasama yetkisinin devredilmezliği'' konusunda verdiği bir kararı anımsatan Sezer, gerekçesinde, ''İncelenen Yasa'yla yürütme organına Yasa'nın yürürlükten kaldırılma olanağının tanınmış olması yasama yetkisinin devri niteliğindedir. Bu nedenle, incelenen Yasa Anayasa'nın yine erkler ayrımı ilkesiyle, 6. ve 7. maddeleriyle bağdaşmamaktadır'' ifadesine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Sezer, Yasa ile yapılan düzenlemede, ''...mülga 21.8.1981 tarihli ve 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanunun 6. maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan Yan Dal Asistanlık Sınav Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.'' denilerek, ''yürürlükte olmayan'' 2514 sayılı Yasa'ya dayalı Yönetmeliğin uygulamaya konulduğunu ifade etti.

Sezer, şunları kaydetti: ''Gerçekten 2514 sayılı Yasa, 10.07.2003 günlü, 4924 sayılı 'Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. İncelenen Yasa'nın yukarıya alınan metninde de 2514 sayılı Yasa'nın yürürlükte olmadığı 'mülga' denilerek açıkça vurgulanmıştır. Anayasa'nın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren 'yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere' ve 'bunlara aykırı olmamak' koşuluyla yönetmelikler çıkarabilecekleri; 125. maddesinde de yönetimin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine bağlı olduğu belirtilmiştir. 124. madde kuralına göre, yönetmeliklerin 'konusu', yasaların ve tüzüklerin uygulanmasının sağlanmasıdır. Dolayısıyla yönetmelik çıkarılması, bu konuda açık bir yetkilendirme içermese de yürürlükte olan bir yasa ya da tüzüğün varlığına bağlıdır. İncelenen Yasa, yukarıda açıklanan niteliğiyle, 'bir yasanın uygulanmasını sağlamak' biçimindeki anayasal öğeyi taşımayan bir yönetmeliğe yürürlük kazandırmaktadır. Ayrıca, yine 124. maddede, yönetmeliklerin yasalara aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. İncelenen Yasa'yla yürürlüğe konulan yönetmeliğin, Anayasa'nın, yönetimin her türlü eylem ve işlemlerini yargı denetimine bağlı tutan 125. maddesi karşısında, yasaya uygunluk denetiminin yapılması da olanaksızdır. Bu nedenlerle, incelenen Yasa Anayasa'nın 124 ve 125. maddeleriyle de bağdaşmamaktadır.''

aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber