Erdoğan: Ordu bana bağlıdır ve dört temel ilkeyi korur

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 16 Mayıs 2007 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, askerlerin görevinin Anayasa'yla belirtildiğini vurgulayarak "Demokratik bir toplumda ordunun görevi bellidir. Genelkurmay bana bağlıdır. İdeal devleti tanımlamak için Anayasamız dört tane unsur tespit etmiş. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bu dört taneden bir tanesi eksik olursa ideal devlet eksik olur. Bunun dördünü de aynı derecede değerli buluyoruz, bunların bir tanesinden bile taviz vermeyi asla düşünmüyoruz. Ve ordumuz da bu güvenceyi içeride sağlamakla yükümlüdür" dedi.

Başbakan Erdoğan, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) 56. Dünya Kongresi'nde yaptığı kapanış konuşmasında Cumhuriyet mitingleriyle ilgili olarak yöneltilen 'İki Türkiye var' eleştirilerine yanıt verdi. Erdoğan, "Bunu kabul etmek mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Öyle de kalacaktır. Bütün meydanların, mitinglerin ortak paydasıdır. Bundan da taviz vermemiz mümkün değildir. Bu ülkede hepimiz demokrasiden laiklikten ve sosyal bir hukuk devletinden, yanayız. Bu, bizim ve bütün mitinglerin ortak paydasıdır" dedi. Kendilerinin din üzerinden siyaset yapmadığını vurgulayan Erdoğan, muhalefeti de laiklik üzerinden siyaset yapmaması için uyardı.

'Kamplaşma yok'

Türkiye'de kamplaşma yaşanmadığını belirten Erdoğan şöyle devam etti: "Yazılı medyada gördüğümde çoğu zaman 'Bu bahsettikleri hangi ülke? Çünkü Türkiye olamaz' diyorum. Dünyanın başka yerinde mesela Fransa'da ortalığı yangın yerine çeviren yakıp yıkan kitlesel gösterilerin yapıldığına tanık olduk. Kimse bu görüntülere bakıp kaç tane Fransa olduğunu sormadı. Biz de insanlarımız demokratik olgunluk içinde taşkınlık ve şiddete başvurmadan toplanıp miting yapınca hemen 'İki Türkiye var' denmeye başlandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Demokrasi tanımı gereği özgürlükçü ve çoğulcudur. Eğer 'iki Türkiye'den kasıt bu çoğulculuksa Türkiye'de iki değil, daha çok ses olduğunu söyleyebilirim."

Başbakan Erdoğan, daha sonra gazetemiz yazarı Altan Öymen, İnternational Herald Tribune Yayın Yönetmeni Michael Oreskes ve Neue Zürcher Zeitung Genel Yayın Yönetmeni Marcus Spillmann'ın sorularını yanıtladı. Yabancı gazeteciler, Erdoğan'ın kongrenin kapanış konuşmasına vurgu yaparak, "Birçok kurumdan bahsettiniz, bunların içinde ordunun rolüne tek kelime değinmediniz, neden?" diye sordu.

'Ordunun görevi belli'

Erdoğan bunun üzerine "Ordunun görevi Anayasa'yla belirtilmiştir. Demokratik bir toplumda ordunun görevi bellidir. Genelkurmay bana bağlıdır" dedi. Erdoğan şöyle devam etti: "Bunun içerisinde bu süreç işler. Yani ordu sadece bir kurumdur ve Başbakan'a bağlıdır. Olay budur. Eğer demokrasiye inanıyorsak ve demokrasiyi savunuyorsak, öncelikle burayı çok iyi tespit etmemiz lazım. Eğer burada düşüncelerimizde bir eksiklik, bir sıkıntı varsa o zaman ülkemizi zaten modern ülkeler seviyesine ulaştıramayız. İdeal devleti tanımlamak için Anayasamız dört tane unsur tespit etmiş. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bu dört taneden bir tanesi eksik olursa ideal devlet eksik olur. Bunun dördünü de aynı derecede değerli buluyoruz, bunların bir tanesinden bile taviz vermeyi asla düşünmüyoruz. Ve ordumuz da bu güvenceyi içeride sağlamakla yükümlüdür."

Gazeteci Oreskes'in, "Verdiğiniz bir mülakatta, 'laiklik sadece bir yönetim tarzıdır' demiştiniz. Laiklikten ceketinizi değiştirir gibi bahsettiniz. Laiklik tanımınızı açar mısınız' sorusu üzerine Erdoğan tepki gösterdi.

'Laiklik bir din değil'

İletişim sıkıntısı yaşadıklarını belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Laiklik bir din değil, İslam bir din. Laiklik ve dini aynı terazide tartamayız. Ben, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin başbakanıyım. Laik bir devleti savunma anlamında laikim ama İslam'ın karşısına koyduğunuz zaman, o anlamda değilim. Çünkü devlet laiktir. Bu noktada laikim. Bunu birbirinden ayıralım. Demokrasi araçtır, dinler de araçtır. Amaç insanların mutluluğudur. Partim din orijinli bir parti değildir. Böyle bir şey söz konusu değil. Partimde görülen insan profili ne ise diğer siyasi partilerin hemen hepsinde aynı insan profili var. AKP'ye oy verenler arasında, daha çok dindar insan profili görülebilir. Diğerlerinde daha az görülebilir. Bunu ölçmek bana ait değil. Beni ilgilendirmez."

'Yabancı olduğunuz belli'

Başbakan'ı kızdıran sorulardan bir diğeri 'Neden AKP dışından çoğunluğun kabul ettiği bir cumhurbaşkanlığı adayı belirlemediniz?' oldu. Erdoğan, Spillmann'a "Bu işe çok yabancı olduğunuz ortaya çıkıyor. Biz, buyurun halka dedik" yanıtını verdi.

* * * * *

'AB'de önyargı kırılmalı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB üyeliği taşıdığı anlam bakımından 84 yıllık Cumhuriyetimizin kuruluş idealidir" dedi. Türkiye'nin üyelik çerçevesinde gerekli reformları bazen AB ile beraber bazen tek başına ama azimle gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, "AB'ye katılım yolumuzda da inişler çıkışlar olacaktır. Ancak önemli olan Türkiye'de olan kararlılığın Avrupa'da da aynen karşılık bulabilmesidir" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğini 21'inci yüzyılın en büyük küresel barış projesi olarak niteledi. Dünya medyasında zaman zaman Türkiye'yle ilgili geçmişten gelen önyargılara dayalı klişeleşmiş haberlerin çıktığını, yorumların yapıldığını belirten Erdoğan, "Bu örnekler bir kez daha Einstein'ın ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Demek ki gerçekten önyargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zormuş" diye konuştu.

Sarkozy'ye mesaj: Karşında 70 milyon var

Başbakan Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy'ye de mesaj göndererek ' "Şu an bize karşı takındığı tavrın yanlış olduğuna inanıyorum. Sarkozy bunu gözden geçirsin. Sonuçta karşısındaki 70 milyonluk Türkiye'' dedi.

* * * * *

'301 için teklif bekliyoruz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunda tepkilere neden olan 301. maddeyle ilgili, "Biz 301 noktasında, şu anki yapısıyla bir direnç koyma noktasında değiliz" dedi.

Erdoğan, 301. madde ile ilgili talepler üzerine yeni bir değerlendirme yapıldığını belirterek iki alternatifin öne çıktığını söyledi. Erdoğan, "Bunlardan biri 301'in tamamen kaldırılması, diğeri de 'Türklük' kelimesi yerine 'Türk milleti' şeklinde bir ifade konulması" diye konuştu. Bu süreçte birçok sivil toplum kuruluşuyla görüşmelerde bulunduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Birçok ülkede benzer maddeler var, kimse yok diyemez. Ama nedir? Bir kısmı etnik isim kullanmıyor, ama millet diyor. Mesela Polonya milleti diyor. Almanya'da benzeri var... Biz 301 noktasında, şu anki yapısıyla bir direnç koyma noktasında değiliz. Eğer bu noktada bize sağlıklı bir teklif gelirse, bunun üzerinde çalışabiliriz, bizim yaptığımız bu."

Erdoğan, 301. maddedeki bazı ifadelerin değiştirilebileceğini ve bu konuda olumlu bir yaklaşım içinde olduklarını belirterek, "Tamamen kaldıralım dendiği zaman o konuda ciddi hakaretleri, eleştiri olarak sunmaya gayret edenler var" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber