Hedef Büyükanıt değil metroydu

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 25 Mayıs 2007 09:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ölenler arasında bir İçişleri mensubu var. Bu isim, takipteki güvenlik görevlilerinden biri miydi? Terörist bombayı kendisi mi patlattı yoksa uzaktan kumanda ile mi patlatıldı.

Şamil Tayyar'ın köşe yazısı

Hedef Büyükanıt değil metroydu

Ulus'u kana bulayan canlı bombanın polis takibinden kaçarken Anafartalar Çarşısı önünde kendini havaya uçurduğu ortaya çıktı

Ulus'taki patlamanın kodları

Ulus'taki bombalı katliamın üzerinden 3 gün geçti. Şimdi, olup bitenleri sağduyuyla değerlendirme zamanı. Büyük devletler öfkeyle hareket edemez. Vatandaşlarımız da infiale kapılmamalıdır. Gelin, olup bitenleri birlikte anlamaya çalışalım. Kritik soru: Neden Ankara? Neden şimdi?

Ulus'taki patlamaya benzer yakın tarihteki en ciddi eylem, geçen yıl eylül ayında Diyarbakır'da yaşanan katliamdır. Bağlar beldesinde bir otobüs durağında patlayan bomba, 7'si çocuk 10 kişinin ölümüne yol açmış, 15 çocuk da yaralanmıştı.

İlk sızan bilgiler, eylemin TİT tarafından yapıldığı yönündeydi. Hatta, olaydan 6 gün önce kurulan bir internet sitesinde eylemin TİT tarafından yapıldığı duyuruldu. Ancak, resmi olarak eylemin PKK tarafından yapıldığı açıklandı.

Diyarbakır emniyetinin olay yerinde yaptığı incelemede telsiz, kilit, termos ve A-4 patlayıcı parçaları elde ettiği, telsizlerin Aselsan üretimi Kobra marka olduğu, bomba düzeneğinin PKK tarafından askerlere yönelik üç ayrı saldırıda kullanıldığını anlatıldı.

PKK ise eylemi üstlenmedi. Merak edenler için hatırlatalım; Şu ana kadar bu eylemle ilgili zanlı sıfatıyla mahkemeye sevk edilmiş bir kişi yoktur. Yakın tarihteki faili meçhul en büyük eylemdir.

Erbil ve Mahmur'a misilleme mi?

Diyarbakır'da bu facia yaşanırken, Kuzey Irak'ta da eylemlerde hissedilir artışlar gözlenmeye başlandı. Özellikle Ensar El İslam ve Ensar El Sünnet örgütlerinin imzasını taşıyan...

Bunlar, peşmergelerle yıllardır çatışırken, mümkün olduğunca ABD ve PKK'dan uzak duruyorlardı. 2001 sonunda KYB kontrolündeki bir köye yapılan saldırıda 42 peşmerge kurşuna dizilmiş, 1 Şubat 2004'de Erbil'deki intihar saldırısında 109 kişi ölmüştü.

Ne olduysa oldu, 2006 yılından sonra bu örgütlerin eylem konsepti değişmeye başladı. Eylem sahası, Talabani güçlerinden Barzani ve PKK'ya kaymaya başladı.

Derken 9 Mayıs'ta Erbil'de 800 kilogramlık TNT ile bombalı saldırı düzenlendi. 19 kişi öldü ve olay yerinde dev bir çukur açıldı. 13 Mayıs'ta Mahmur'da büyük bir patlama oldu. KDP bürosu yakınlarındaki patlamada 10 kişi öldü, 60 kişi yaralandı.

Kuzey Irak modeli

Eylemlerle ilgili bu örgütler suçlandı. Ancak Irak'ta dillendirilen bir başka senaryo vardı. Senaristler, Türkiye'nin bu örgütleri taşeron olarak kullandığı iddiasını yaymaya başladılar. Belki de bilinçli olarak böyle bir senaryo uygulamaya sokuldu. Amaç, Türkiye'yi bu bataklığa çekmekti.

İddia sahipleri diyorlar ki; Bu projenin sahipleri ABD ve İsrail. Talabani ile Barzani de oyunun birer parçası. Amaçları, Türkiye'yi Irak'a çekmek. Savaş ortamında, tıpkı, Irak'ı 36. paralelden böldükleri gibi Türkiye'yi de bölmek.

İzin Karayılan'dan çıktı

Aynı tarihlerde, aynı coğrafyada başka bir gelişme vardı. Bu ay başında DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, yardımcıları Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık, Kuzey Irak'taki Dokan kasabasında Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile görüştüler.

DTP heyetinin burada başka ziyaretleri de vardı. İstihbarat raporlarına göre; DTP yönetimi, PKK'nın yeni liderleri Murat Karayılan ve Cemil Bayık'la da biraraya gelip seçim stratejisi belirlediler.

Öyle ki, Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan DTP'ye ?bağımsız adaylarla seçime girmeyin' mesajına rağmen Karayılan ve Bayık'ın desteği üzerine bağımsız aday projesini açıkladıkları öne sürülüyor. DTP'nin seçimlere bağımsız adaylarla girme kararını açıklaması da 9 mayıs günü, Irak ziyaretinden sonradır.

Hedef Kızılay metrosuydu

Türkiye, bu gelişmeleri yakından izliyordu. MGK'ya sunulan istihbarat raporlarında da Irak'tan Türkiye'ye yönelik canlı bomba ve patlayıcı transferine ilişkin önemli bulgular vardı. Erbil'e misilleme olarak Türkiye'nin kalbinden, yani Ankara'dan, Mahmur'a karşılık İstanbul, İzmir veya Mersin'den vurulması senaryosu, istihbarat kayıtlarında vardı.

Ayrıca İstanbul ve Konya'da yakalanan teröristlerden çok önemli istihbari bilgilere ulaşılmıştı. Ankara'da eylem bilgisi, uzun süredir takip altındaydı. Nitekim, Ulus'taki eylemi gerçekleştiren teröristler izleniyordu. Teröristler gün boyunca takip edildi. Asıl hedefleri Genelkurmay Başkanı Büyükanıt değil Kızılay metrosuydu.

Kızılay bölgesinde takip edildiklerini farkeden eylemciler panikle Ulus'a yönelip Anafartalar çarşısına dalmak istediler. O anda büyük patlama gerçekleşti. Patlamanın çarşı içinde değil kapı önünde gerçekleşmesi, daha büyük bir faciayı önledi. Uzmanlar, A-4'ün çarşı içinde patlaması durumunda binanın çökebileceğini söylüyorlar.

Şimdi iki soruya yanıt aranıyor: Yakalanmak üzere olan terörist panikle bombayı mı patlattı? Yoksa birlikte olduğu arkadaşı uzaktan kumandayla kendisini feda mı etti? Bu arada dikkati çeken başka nokta, ölenler arasında bir İçişleri mensubunun olması. Bu isim, takipteki güvenlik görevlilerinden biri miydi?

[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber